Buradasınız
Birlik ve Dayanışmayı Yine Öne Çıkaralım
Gebze’den bir petrokimya işçisi

Geçtiğimiz günlerde gazetelerde, Bursa’da iş bulamayan ve iki gün üst üste intihara teşebbüs eden bir işçinin haberi vardı. Fakat haberde öne çıkan ve işçinin intihar girişiminden daha üzücü olan ise etraftaki kalabalıktan yansıyanlardı. Birkaç kişinin sanki durum çok normalmiş gibi davranıp cep telefonlarından canlı yayın yapmaları bu kadarına da pes doğrusu dedirtti.
Normal bir insan gerçekten intihar eden birini, zor durumda olan birini gördüğünde üzülmez mi? Üstelik intihar eden de izleyen de emekçi. Kim bilir, belki bir gün canlı yayın yapan kişinin kendisi veya yakını da bu üzücü duruma düşebilir. Fakat üzülmek bir yana bu olayı sırıtarak kameraya alanlar bile vardı.
Belki sosyal medyayı suçlayanlarınız olacak ya da bunun, kişisel bir problem olduğunu söyleyeceksiniz. Evet, bir sürü cevap bulunabilir. Kafamızda hemen bazı kalıp düşünceler belirecektir. İnsanlık kalmamış, nerde o eski insanlar, eskiden paylaşım vardı, bir mahallede biri hastalansa veya ölse bu herkesi üzerdi vb. Bunlar doğrudur. Fakat eskiden kentler bu kadar büyük değildi, işçi sınıfı daha fazla örgütlüydü. Şimdi insanlar daha yalnız, birbirinden kopuk… Bu durumda teknoloji de olması gerektiği gibi kullanılamıyor. Artık birbirine misafirliğe giden, piknik yapan, şekeri bittiğinde bir fincan şekerin var mı diyen komşuların sayısı az. Artık çalışmaktan evin yolunu bulamayan, ay sonunu getiremediğinde bakkala borç yazdıran da pek kalmamıştır. Çünkü babamın çocukluk arkadaşı bakkal Ahmet iflas etmiş, yerini zincir marketlerden birine bırakmıştır. Büyük şehirde imkânlar geniştir, ama her şey para olmuştur. Etrafımızda inanılmaz bir bolluk varken cebimizdeki yokluk babamızdan, annemizden kalma beraberlik ruhunu da karşılıksız çek gibi ortada bırakmıştır.
Peki, işçiler dayanışma ruhunu, birliği beraberliği büyük şehirlerde, nasıl yeniden yakalar? Aslında bizi bu hale getiren ne binalar ne de etrafımızdaki teknolojidir. İşçi sınıfı geçmişte örgütlüydü, güçlüydü. Bu yüzden de sanattan edebiyata kadar her alanı etkiliyordu. Eski Türk filmlerinin içimizi ısıtmasının nedeni budur. Hatırlayalım, annelerimizin ve babalarımızın yaşamlarında ne vardı? Tabi ki de daha fazla paylaşmak vardı. Acılarımızı, sevinçlerimizi, bir kap yemeğimizi paylaşırdık. Bu paylaşım birbirimize maddi manevi destek olmak için yapılırdı. Üstelik en çok karşı tarafı düşünürdük, bencil değildik. Peki, şimdi neyi paylaşıyoruz? Sosyal medyada story (anlık görüntü) ve resimler ya da asılsız, neye kime faydası olduğunu bilmediğimiz, sadece bizleri birkaç dakikalığına meşhur eden veya edecek haberleri. Üstelik paylaştıklarımızın sorumluluğunu almamıza bile gerek yok.
Dayanışmayı, beraberliği yeniden inşa etmeliyiz. İşçi işçiden korkmamalı, kıskanmamalı, yoksunluğumuzun suçlusu biz değiliz ama onu ancak biz işçiler bitirebiliriz. Büyük şehirlerde dayanışma ancak ve ancak işçilerin birliğiyle örülebilir. Bu birlikler, işyerlerinde, mahallelerde işçilerin olduğu her yerde, sendikalarda, derneklerde vb tüm işçi örgütlerinde yürütülecek sınıf mücadeleleriyle gerçekleşebilir.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...