Buradasınız
Büşra ve Ceren Mezarda, Sorumlular Nerede?
Aydınlı’dan bir metal işçisi

Büşra Kaymaz, 23 yaşında umutları olan gencecik bir kızdı. Kocaeli Üniversitesi Kandıra Meslek Yüksekokulu Sigortacılık Bölümünden mezun olmuştu. Belki de hepimiz gibi onun da hayalleri vardı. Başarılı bir şekilde bitirdiği okulundan sonra mutlu bir hayat sürmek istiyordu.
Ceren Taşören daha 13 yaşında bir çocuktu. İzmit 50. Yıl İlköğretim Okulunda 7. Sınıf öğrencisiydi. Eminim onun da bu hayattan beklentileri yüksekti. Maalesef iki gencecik kız, hayallerini, umutlarını bırakarak kara toprağa gömüldüler. Büşra kemik kanserinden, Ceren ise ilik kanserinden hayatını kaybetti. Suçu neydi bu kızların, ölmeyi hak ediyorlar mıydı?
Elbette hiçbir canlı gibi onlar da gencecik yaşta ölmeyi hak etmiyorlardı. Büşra ve Ceren Dilovası’nda yaşıyorlardı. Dilovası, sanayi bölgelerinin yoğunlukta olduğu bir bölge. Sanayi bölgelerinde bulunan fabrikaların denetimden geçmemesi veya formaliteden denetlenmesi, fabrikalar ile yaşam alanlarının bir arada olması nedeniyle insanların kanser olma oranları çok yüksektir. Fabrikaların saçtığı zehirli kimyasallardan dolayı Dilovası’nda kanser kol geziyor. Bu iki kız da gencecik hayatlarında kansere kurban gitti. Peki, bu iki kızın ölümünün sorumluları kim?
Büşra ve Ceren’in katili patronların kâra dayalı kapitalist sistemidir. Patronlar, üç kuruş daha fazla kâr edecekler diye fabrikalarının saçtığı kimyasallara hiçbir önlem almıyorlar. Devlet de üzerine düşeni yapmıyor. Fabrikaları denetlemiyor ve yaptırım uygulamıyor. Hal böyle olunca yaşam alanı ile iç içe olan sanayi siteleri, Dilovası üzerine kanser saçıyor. O fabrikaların patronları da lüks semtlerdeki villalarında mutlu mesut yaşıyorlar. Bizler ise Dilovası gibi işçi semtlerinde patronların kurbanı olmaya devam ediyoruz. Büşra ve Ceren Dilovası’nın son kurbanları. Daha önce de kanserden ölen ve kanser teşhisi konulan yüzlerce insan var. Durum o kadar vahim ki, daha anne karnında olan çocukların kanında bile ağır metaller bulunuyor.
Başta da vurguladığım gibi dünyada hiçbir canlı genç ölmeyi hak etmiyor. Ama bizim ölmemiz patronların umurunda değildir. Onların umurunda olan tek şey kârlarıdır. Tam da bu yüzden hiçbir önlem almıyorlar. Çünkü Dilovası’nda biz işçiler yaşıyoruz, onlar değil. Bu yüzden bizim umurumuzda olmalı. İşçi sınıfının iki gencecik kızını daha patronların kâr hırsına kurban verdiğimiz yeter! Artık bedel veren, canından olan biz olmayalım. Bunun da tek bir yolu var. O da işçi sınıfı olarak örgütlenip asalak sürüsü patronları başımızdan defetmektir. Ancak o zaman sorumlulardan kızlarımızın intikamını almış oluruz. Aksi halde daha çok çocuğumuz kansere yakalanır, günden güne gözümüzün önünde yok olur gider.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...