Buradasınız
Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
Bugün çok sayıda genç işçi kısaca MESEM ya da çıraklık okulu denilen Mesleki Eğitim Merkezlerinde istihdam ediliyor. Ortaokulu tamamladıktan sonra akademik lise eğitimine devam etmek isteyenler, genel olarak Anadolu veya Fen liselerine kayıt yaptırırken meslek liseleri dışında mesleki eğitim almak isteyenler ise bu kurumlara yaş şartı aranmaksızın kayıt yaptırabiliyor. Bu kurumlarda meslek liselerinden farklı bir eğitim veriliyor. Meslek liselerinde öğrenci, teorik ve pratik eğitimini genellikle okulda, okuldaki atölyelerde alırken MESEM’e kayıt yaptıranlar bu eğitimi doğrudan doğruya fabrikalarda çalışarak alıyor. Haftanın sadece bir veya iki günü okula giden çırak işçi geri kalan günlerde fabrikada çalışıyor.
Teorik ve pratik eğitimin bir arada olması, gençlere erken yaşlarda mesleki beceriler kazandırılması elbette doğru bir yöntemdir. Fakat bu uygulamayı hayata geçiren Milli Eğitim Bakanlığı genç işçilerin hangi şartlarda eğitildiğiyle, mesleki becerileri nasıl kazandıklarıyla zerre kadar ilgilenmemektedir. MESEM uygulamasıyla 11 yaşını dolduran çocuklar 13 yaşını bitirene kadar “aday çıraklık” adı altında çok ucuza çalıştırılıyorlar. Çırak işçilerin hangi koşullarda çalıştığı, mesleki eğitim için uygun şartlara ve ekipmanlara sahip olup olmadığı bile denetlenmiyor.
MEB, bu uygulamayla istihdamın artacağını, patronların “aradığım elemanı bulamıyorum” retoriğinin ortadan kalkacağını söylüyor. Nasıl mı? Şöyle diyor Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer: “Düzenlemeyle her ay mesleki eğitim merkezine devam eden öğrencilerin almış olduğu asgari ücretin üçte birinin yükünü işverenin üzerinden aldık, devlet olarak biz üstlendik. Artık mesleki eğitim merkezlerine devam eden tüm öğrencilerin ücretleri devlet tarafından karşılanacak. İşverenden tek beklediğimiz şey, çok daha nitelikli bir şekilde öğrencilerimizin eğitim almalarını ve mezun olduklarında da onları kendi işletmelerinde istihdam etmelerini sağlamak.” Bakan bu sözlerle aslında patronlara bedava işçi istihdam etme olanağı verdiklerini söylüyor. Çırak işçiler diğer işçilerle aynı işi yapsalar bile daha düşük ücret alıyor. Bugün çırak işçi sayısında büyük artış var. Fabrikalardan market zincirlere kadar her sektörde çırak işçiler istihdam ediliyor.
Genel olarak geçerli olan uygulama haftada bir gün, 12 saate varan teorik eğitimdir. Öğrenciler sınavlardan geçtikleri takdirde 3. sınıfın sonunda kalfalık ve liseden mezun olduklarında ise ustalık belgesi alabiliyorlar. Çırak öğrencilere asgari ücretin üçte biri kadar, kalfa öğrencilere asgari ücretin yarısı kadar ücret veriliyor. Öğrenciler okul tarafından Genel Sağlık Sigortası kapsamına dâhil ediliyorlar fakat 4857 sayılı İş Kanununa tabi tutulmuyorlar. “4857 sayılı İş Kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili 4857 sayılı yasanın ve 6331 sayılı yasanın ilgili hükümleri hariç, çıraklar hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz.” Yani işçilerin sahip olduğu yasal haklardan yararlanamıyorlar. Oysa gerçekte işçi olan MESEM öğrencilerinin İş Kanununa tabi olması ve yasal haklarını kullanabilmeleri gerekir. Dahası İş Kanununun işçiler lehine iyileştirilmesi ve hakların kâğıt üzerinde kalmaması, kullanılabilmesi, denetimlerin yapılması gerekir.
Hatırlanacaktır, 2013’te 13 yaşındaki Ahmet Yıldız adlı çocuk işçi pres makinesine sıkışarak hayatını kaybetmişti. Patron yüzde 100 suçlu bulunmuştu. Ahmet’in hayatının bedeli patronların sözcüleri tarafından 30 bin lira olarak belirlenmişti ve 24 ay taksite bölünmüştü. Başka Ahmetler ölmesin diye önlemler alınmasını beklerken, çocuk işçi ölümleri artarak devam etmişti. Bu açıdan ücretlerin arttırılmasının, sendikal örgütlenme özgürlüğünün tanınmasının, çalışma şartlarının düzeltilmesinin, iş güvenliği ve işçi sağlığı önlemlerinin alınmasının, denetimlerin yapılmasının önemi ortadadır. Tüm işçiler gibi çırak işçilerin de ihtiyacı örgütlü olmak ve sağlıklı koşullarda çalışmaktır.
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...