Buradasınız
Çocuklar Ölmesin, Şeker de Yiyebilsinler
Sarıgazi’den bir işçi
Geçtiğimiz günlerde gördüğüm bir haber dünyamızdaki milyonlarca işçi ailesinden birinin kahır dolu yaşamını gözümde canlandırdı ve beni hem duygulandırdı hem de öfkelendirdi. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan ve işten çıkarıldığı için direnişte olan işçilerden biri Serdar. Eşi de onun gibi düşük ücretle çalışıyor bir işyerinde. Bir de dünya tatlısı kızları var. Bundan dokuz yıl önce hayata gözlerini açmış. Direniş haberlerinde Serdar Abi kızının doğum gününü kutluyor. Tam dokuz yıl önce dünyaya geldiğinde herkesi ne kadar mutlu etmiştir. Ailesi güzel bir isim koymuş kızlarına, Sudenaz. Ne hayallerle büyütmüşlerdir nazlı kızlarını… Büyüyecek, mutlu bir hayat sürecekti. Fakat hayat biz işçilerin istediği gibi gitmiyor. Patronların bu düzeni bizim ve çocuklarımızın mutlu olmasına izin vermiyor. Önce Sudenaz’ın hasta olduğunu öğreniyorlar. Hem de öyle basit bir hastalık değil bu, lösemi. Tedavisi pahalı olan bir hastalık. Bir işçi ailesinin karşılayabileceği masraflar değil bunlar. Oysa bir çocuğun yaşamı söz konusu olduğunda kim parayı düşünür? Ama her şeyin para için olduğu bir düzende yaşıyoruz. Patronlar para kazanmadıkları hiçbir şeyi hayata geçirmiyorlar. Bu düzenin adı kapitalizm. Serdar Abi, eşinin ve kendisinin kızlarının hastalığı karşısında yaşadığı çaresizlik yetmezmiş gibi bir de belediyedeki işinden çıkarılıyor. Durumunu anlatmasına, çalışmaya ihtiyacı olduğunu söylemesine rağmen vicdansızlar onu işe geri almıyorlar. Serdar Abi onurlu bir işçi, arkadaşlarıyla birlikte çadırda hakkını alabilmek için direniyor. Çünkü biliyor ancak böyle birlik olup direnerek yaşam koşullarını değiştirebilir. Eşinin, kendisinin ve çocuğunun geleceğini kurtarabilir.
Önce parasızlıktan dolayı kızının doğum gününü kutlayamayan babanın haberini okuyarak duygulandık. Kim bilir parasızlıktan çocuğunun daha nice isteklerini yerine getirememenin acısını çekmiştir. Kısa bir süre sonra da kötü haber geldi. Sudenaz kızımız, nazlı kızımız hayata gözlerini yummuştu. Ben Sudenaz’ın hastalıktan öldüğüne inanmıyorum çünkü onu öldürdüler. Onun ölümüne neden olanlar doğru düzgün bir sağlık hizmeti vermeyerek hastalığın önceden tespit edilmesine engel olanlar, tedavisi için gerekli koşulları oluşturmayanlar, anne ve babasını düşük ücretlerle çok uzun saatler çalıştırıp çocuklarıyla ilgilenmelerine engel olanlar, babasını işten çıkartıp daha büyük bir sefalete sürükleyenlerdir. Evet, Sudenaz’ın ailesi dünyadaki milyarlarca işçi ailesinden sadece biridir. Ama yaşadıkları sadece onların değil hepimizin ortak sorunlarıdır. Çünkü bütün dünyayı yöneten patronlar bizi bu yaşama mahkûm ediyorlar. Milyonlarcamız sadece parası olmadığı için tedavi olamıyor, hayatını kaybediyor. Ama buna artık bir dur demeli, bu esaretten kurtulmak için zincirlerimizi kırmalıyız. Ancak bu sayede biz ve Sudenaz gibi çocuklarımız mutlu bir hayat yaşayabilir. Bizim ve çocuklarımızın yaşamına göz diken paranın ve patronların düzeni kapitalizme karşı örgütlenmeli, onu bu güzel dünyamızdan söküp atana kadar mücadele etmeliyiz.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...