Buradasınız
Dayak Yemek İstemiyorsak Örgütlenelim!
Hacettepe Hastanesi’nden bir taşeron işçi
Ben Hacettepe Hastanesinde on yıldır taşeron şirkette çalışıyorum. Geçen gün bir arkadaşım okuduğu kitaptan bir hikâye anlattı. Ormanın en güçlüleri, kaplan ve aslan, canları sıkılmış ve ne yapalım diye düşünürlerken akıllarına tavşanı çağırmak gelmiş. Tavşanı çağırıp sudan bahanelerle döverek eğleniyorlarmış. Tavşanı neden şapkan yok diyerek dövmüşler ve canlarının sıkıntısı geçmiş. Ertesi gün canları yine sıkılınca yine tavşanı çağırmışlar ve şapkasının yokluğunu bahane ederek bir güzel dövmüşler. Canları yine sıkıldığında bu kez başka bir bahane akıllarına gelmiş. Tavşanı sigara aldırmak için çağırmışlar ve filtreli alırsa niye filtresiz almadın diye, filtresiz alırsa neden filtreli almadın diye döveceklermiş. Ama tavşana sigara almasını söylediklerinde tavşan filtreli mi filtresiz mi diye sormuş. Ne yapacağını bilemeyen kaplan ve aslan tavşanı yine şapkası yok diye dövmüşler.
Bizim hikâyemiz de tavşanın hikâyesine benziyor. Geçen gün işimi yaparken bir şef geldi ve bana ne zaman hastane kadrosuna geçeceğimizi sordu. Ben de bunun için uğraştığımızı söyleyince sendika işleri ile fazla uğraştığımı, öne çıktığımı söyledi. Bense birilerinin öncü olması gerektiğini söyledim. Tutanak sayımın fazla olduğunu, bundan dolayı işten atılabileceğimi söyledi. Onların eski tutanak olduğunu, artık geçerli olmadığını söyledim. O da isterse hemen şimdi iş ayakkabısı giymediğim için bir tutanak yazabileceğini söyledi. Ben de sinirlenerek ayakkabımın yırtıldığını, kendilerine bildirdiğimi, ama hâlâ ayakkabı vermediklerini söyledim. Başka bir tutanak bahanesi olarak sakalım olduğunu söyleyince ben de kendisinin de sakalının olduğunu söyledim.
İşte bizim yaşadıklarımızın da tavşanın yaşadıkları gibi insanın mantığını zorlayan olaylar. Tavşanın sonunun ne olduğunu bilmiyorum ama eğer bizler örgütlü mücadele vermezsek, şamar oğlanına döner, gelenden gidenden dayak yeriz. Ama güçlenip de örgütlülüğümüz ile onların karşısına çıkabilirsek eğer, tek fiskemizle onları yerle bir ederiz.
Örgütlü İşçileri Hiçbir Kuvvet Yenemez!
UPS İşçileriyle Sınıf Dayanışması
Prim Sorgulamak İçin 1 TL Şifre Parası
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/