Buradasınız
Devlet Okulu mu, Darphane mi?
Beylikdüzü’nden bir işçi
Okular açıldı. Çocukların çoğu sevinçli fakat aileler tam olarak bu sevinci yaşayamadılar. Ekonomik kriz okul malzemelerini de etkiledi, onlar da hayli zamlandı. Geçen gün işyerinde kadın arkadaşlarla dertleşirken bir arkadaşım ağlamaklı oldu ve “artık yetiştiremiyoruz! İki çocuğum var, ilkokula gidiyorlar. Bu sene çok masrafımız oldu” dedi. Arkadaşım şöyle devam etti; “iki çocuğun okul masrafları bizi zorladı. Almasak olmuyor. Diğer çocukların yanında küçük düşmesinler diye öğretmen ne listelemişse almaya çalıştık.” Sonra da sitemli bir şekilde ekledi; “Ama bizim devletimiz de çok insafsız! Adı üstünde devlet okulu ama her şeyi ticarete dökmüşler. Kıt kanaat çocuğunun masrafını karşılayan var bir de karşılamayanlar var. Bir defter alacak parası olmayan aileler var.”
Ben de “doğru diyorsun, devlet okuluysa neden bu kadar para alınıyor?” diye söze girdim. “Sözde kitaplar ücretsiz ama çocuklara sürekli pahalı kitaplar aldırılıyor. İnternetten sürekli çıktılar isteniyor. Okulun çıktı alacak kâğıdı mı yok? Bizim zamanımızda hademe okulun kadrolu çalışanıydı ve maaşını devlet öderdi. Bugün devlet okulları darphane gibi çalışıyor. Şimdi hademelerin ve okulun bütün masraflarını velilere ödetiyorlar” dedim. Üç çocuk annesi bir kadın arkadaş ise “ben anlamıyorum, her şeye para istiyorlar. Bari bu kadar masrafın karşılığında çocuklarımıza adam akıllı eğitim verseler ya, ama yok! Sınıflar kalabalık, öğretmen hangi çocuğa vakit ayıracak?” dedi.
Aslında arkadaşım da söylemiş oldu; paran kadar eğitim alırsın, paran yoksa ABC kadar öğren yeter! “Neyine yetmiyor, okuyup da profesör mü olacaksın” diye espri yapardık eskiden, artık profesörler bile bugün işsiz durumda! Ekonomik kriz bizler için iyice yakıcı hale geliyor. Babalar, anneler işsiz ve hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Kapitalistler krizle birlikte işçilerin sırtına oturdular. “Krizi biz çıkardık ama bedelini işçiler ödesin” diyorlar. Biz işçiler zaten bu düzende adil olmayan bir yaşamın bedelini ödüyoruz, bu koşullarda ödediğimiz bedel hayli artmış durumda. Biz işçiler çocuklarımızın adamakıllı eğitim almasını ve gelecekte işsiz kalmamasını istiyorsak, mücadele edeceğiz. Bunun başka yolu yok.
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...