Buradasınız
Dünyayı Çocuklara Verelim
GOSB’dan metal işçisi bir kadın

Çocuk olmak ne güzel şey. Bütün kötülüklerden habersiz, oyun tadında yaşamak hayatı. İçinde yaşadığın dünyanın tüm çirkinliklerine inat gülümseyebilmek bütün içtenliğinle. Nâzım Usta’nın dediği gibi, “Dünyayı verelim çocuklara, oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında.”
Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar.
Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
Dünyayı çocuklara verelim
Kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
Bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
Çocuklar dünyayı alacak elimizden
Ölümsüz ağaçlar dikecekler
Son zamanlarda görünür hale gelen çocuk cinayetleriyle, çocuklar ölümsüz ağaçlar dikemiyor. Hepimizin uykularını kaçırıyor yaşadıklarımız. Korkar olduk “ya benim de çocuğumun başına gelirse” diye. Ne zaman bir çocuk kayıp deseler, sağ salim bulunacağından ümitsiz, ölüsünü bari bulabilseler diye, teselli arar olduk çaresizlik içinde. Nasıl bu hale gelebildi insanlık? Küçücük çocukların bedenlerini canavarca parçalayarak neyi tatmin ediyor bu insanlar? İstisna değil yaşananlar, gün be gün artıyor üstelik. Her yerinden pislik fışkıran bu düzende, alıştık artık kadın cinayetlerine, iş cinayetlerine, çocuk cinayetlerine… Kiminin güzel gözleri kalıyor aklımızda, kiminin masum gülümsemesi. Alışıyor muyuz yoksa, unutuyor muyuz?
Çocuk istismarı ve cinayetlerini önlemenin yolları konuşuluyor dört bir yanda. Bir idam meselesidir gidiyor, günlerdir. Tabiri caizse, zokayı yutmuş vaziyetteyiz. Sorunu yaratan koşulları ortadan kaldırmak yerine, sonuçlarını tartıştırıyorlar bizlere. Suç kelimesi, tek başına başka bir anlam ifade eder, “lu” yapım ekini alınca “suçlu” olur, peki tek başına “suçlu”yu cezalandırmak, suçu ortadan kaldırır mı? İşte burada çok büyük bir aldatmaca var. Üstelik yaşanan bu vahşet, sadece bir “lu” eki ile açıklanabilecek kadar basit de değil.
Azalıyoruz, eksiliyoruz, gün be gün yitiriyoruz sağduyumuzu. Oysa insan olmak, insanca yaşamak böyle bir şey değil, olamaz da! Bizim örgütsüzlüğümüzden faydalanıyorlar. Yaşadığımız en derin acıları bile kendi çıkarları için kullanabilecekleri malzemelere dönüştürüyorlar. Dertleri suçlular cezalarını çeksin, bir daha çocuklar ölmesin falan da değil. Umutsuzluğun dibine vurmuş, geleceğe olan inancını yitirmiş, tüm bu kötülüklerin kaynağını göremeyen, göremediği için de değiştirmek adına hiçbir adım atamayan insanlar topluluğunu arttırmak istiyorlar her geçen gün. “Benim çocuğumun başına gelmedi. Beni ilgilendirmez” deyip bencilce kenara çekilen insanlar istiyorlar. Alıştırıyorlar yavaş yavaş. Çünkü insani özelliklerini yitirmiş, yaşanan olumsuzluklar karşısında en ufak bir sorumluluk hissetmeyen insan, sınıfını da bilemez, bir araya gelip de yaşananları da değiştiremez. Tam da bu noktada kafaları karıştırıyorlar. Sürekli ısıtıp ısıtıp idam mevzusunu önümüze koymaları bu yüzden.
Oysa bilmeliyiz ki içinde yaşadığımız bu düzendir asıl sorunun kaynağı. Yaşanan tarifsiz acıların, yoksulluğun sebebi. Birilerinin kâr hırsıdır, tüketen biz emekçileri. İnsanı insanlıktan çıkaran, bu yıkılası sistemin ta kendisidir. Çocuğa, doğaya, kadına, emeğe yani yaşayan, güzel olan her şeye düşman bu sömürü sisteminin kendisidir. O yüzden ağlamak, kenara çekilip beklemek yakışmaz bize. Değiştirmeliyiz bir araya gelerek, hep birlikte mücadele ederek. Ta kökünden kazımalıyız tüm pislikleri. Çünkü senin, benim çocuğum diye bir şey olamaz. Dünyanın bütün çocukları bizim çocuklarımız. Ve bizleriz onlara aydınlık yarınların kapısını açacak olanlar da. Bunu da bir araya gelerek, mücadele ederek başarabiliriz ancak.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- Liseliler Ayakta: “Öğretmenime Dokunma!”
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
- Rejimin Saldırıları Yeni Gözaltılarla Sürüyor
- Amasra Madenci Katliamı Davasından da Adalet Çıkmadı
Son Eklenenler
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...