Buradasınız
Düzeniniz, Meclisiniz ve Yalanlarınız
Sarıgazi’den bir işçi

Halka hizmet için oturduğunuzu iddia ettiğiniz Meclis sıralarında keyif çatıyorsunuz. Yediğiniz midenizde, yemediğinizi kim bilir nerelere saklıyorsunuz. Sonra da kalkıp, “sizin için gece gündüz çalışıyoruz” diyorsunuz. Sizlerin aldığı maaşı biz işçiler bir yılda alamıyoruz. Meclisteki Bakanlar Kurulu koltuklarında bile uyuduğunuzu herkes görüyor. Uyanık kaldığınızda da, işçileri daha fazla nasıl sömürürüz, patronları daha fazla nasıl zengin ederiz diye düşünüp bunun için çalışıyorsunuz. İşsizlik fonunda biriken paraları, asgari ücretten alınan vergileri ve pek çok devlet kaynağını patronlara peşkeş çekiyorsunuz. Arada bizzat sizin kutu kutu götürdükleriniz de cabası.
Soygun ve sömürüyü katmerlendiren icraatlarınızı işçilere müjde diye açıklıyorsunuz. Meselâ şu anda görüştüğünüz torba yasadaki iş kanunu düzenlemelerini olumlu değişikler olarak göstermek için, “herkes bir gün bile çalışsa kıdem tazminatı alacak” diyorsunuz. Ama nasıl ve ne zaman alacağına dair hiçbir açıklama yapmıyorsunuz. Kıdem tazminatını iş kazası geçirip öldükten sonra mı vereceksiniz? Yoksa parayı fonlarda tutup bunu patronları daha da zenginleştirmek için mi kullanacaksınız?İş sağlığı ve iş güvenliği diye güdük bir yasa çıkardınız ve bununla iş kazalarının önüne geçileceğini iddia ettiniz. Ama sonra bu güdük yasayı bile erteleyerek patronlara daha fazla “yük” bindirmemeye çalıştınız. Bunun en acı sonucunu ise Soma’da yaşadık. Soma maden ocağında, alınmasını sağlamadığınız önlemler yüzünden 300’ün üzerinde işçinin ölümüne sebep oldunuz. Her iş cinayetinde, her işçi yaranmasında ve sakat kalmasında hükümetin ve patronların büyük payı var. Müjde diye yasa çıkaran bakanlar siz de bu cinayetlere ortaksınız. Bu cinayetler sizin fıtratınızda var. Sermayeye ve patronlara hizmet etmek için varsınız siz.
Bizler sizlerin müjde diye çıkardığınız yasaların altında yatan gerçekleri emekçilere anlatmayı kendimize görev edinmiş işçileriz. “İş kazaları kader değildir, işçi ölümlerini durduralım” şiarıyla on binlerce imza toplayıp yüz binlerce işçiye gerçekleri bir bir anlattık. Fabrika önlerinde, sokaklarda ve işyerimizde her işçiye, iş kazalarına karşı önlem alınırsa iş cinayetleri yaşanmaz diye anlattık. Topladığımız imzaları Meclise getirdik ve imzaları teslim ederken siz bakanlar orada bile değildiniz.
Bu mektuptan siz bakanların ve sermaye temsilcilerinin haberi bile olmayacak. Yine biz işçiler okuyacağız. Ve bilinçlenip güçlerimizi birleştirerek ayağa kalktığımızda, işçilerin iş cinayetlerine kurban gitmelerine, yoksulluk içinde yaşamalarına yol açan bu sömürü düzenini yıkıp kendi iktidarımızı kuracağız.
Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin!
Birleşen İşçiler Yenilmezler!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...