Buradasınız
Emekçi Kadınlar Değerlendiriyor: Koronavirüs Korkutmasının Amacı Ne?/2
Burcu: Son zamanlarda koronavirüs salgını gerekçesiyle birçok insan işten çıkarıldı. Ben de işsiz bir işçiyim ve bakmakla yükümlü olduğum bir ailem var. Ödemem gereken faturalarım, kiram, borçlarım var. Ama ekranlarda hiç durmadan “evde hayat var, evde kalın” çağrıları yapılıyor, “milletimize her türlü yardımda bulunacağız, kimseyi mağdur etmeyeceğiz” diyen yetkililerin haberleri sunuluyor. Evde kalanların giderlerini nasıl karşılayacaklarını hiç düşünmüyorlar. Dalga geçer gibi bizleri düşündüklerini söylüyorlar. Mesela yardım yapacakları kişilere önce PTT üzerinden ödeme yapacaklarını duyduk. Sonra sosyal mesafeyi korumayan “duyarsız vatandaşlar” yüzünden yardımların kaymakamlık aracılığıyla dağıtılacağını öğrendik. Ben de kaymakamlığı arayıp yardımdan yararlanmak istediğimi söyledim. Ama aldığım cevap, “ihtiyaç sahibi vatandaşlara para yardımı yapıldı ve süreç bitti” oldu. Ben de “nasıl olur? Ben neden yararlanamadım? İşsiz, kiracı ve bakmakla yükümlü ailesi olan bir vatandaşım. Yani ihtiyaç sahibi ve bu yardımdan yaralanması gereken vatandaşlardan biriyim” deyince, “belediye gıda yardımında bulunuyor ihtiyaç sahibi vatandaşlara. Siz de kayıt açtırıp yararlanabilirsiniz” denildi. Ertesi gün “evde hayat var” yazısıyla birlikte bir koli geldi belediyeden. İçine nasıl bir hayat sığdırdıklarını görmek için koliyi açtık. Makarna, pirinç, kuru fasulye, sıvıyağ, helva ve peynirden ibaret bir koliyle karşılaştık. Ye ye bitmez bu koliyle, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için iyi beslenmemizi söyleyen yöneticilerin bizlere ne sunduklarını bir kez daha görmüş olduk.
Nimet: Bir yandan maddi sıkıntılarımız bir yandan da para yüzünden zaten ertelediğimiz sağlık sorunlarımız hayatımızın gerçekleri. Ama bu Covid-19 salgınından sonra, devlet hastanelerinden randevu almak iyice zorlaştı ve bunu fırsat bilen özel hastaneler insanları sömürmekten hiç kaçınmıyorlar. Geçenlerde önce hastaneye, sonra da ilaçlarımı almak için eczaneye gittim. İlacın fiyatının 230 lira olduğunu duyunca, kendimi tutamayıp başladım isyan etmeye. Bizim etimiz ne, budumuz ne? Parası olan alacak bu ilaçları, peki ya olmayan ne yapacak? Fabrikaya gidiyoruz, tuvaletlerin pisliği yüzünden enfeksiyon riski var. Hastaneye gidiyoruz, doktorun yazdığı “özel” ilaçların fiyatı ortada. İşyerinde yemek yiyemiyoruz, yemekhaneden, yemeklerden fare pisliği çıkıyor. Hayatımızdan, emeğimizden günden güne çaldıkları artık sabrımızı taşırdı. Fabrikada işçilerin işle ilgili bir araya gelmesinde sorun yok, ama başka bir şey konuşmak için yan yana gelirlerse işçiler baskı görüyorlar. İşimizle, ekmeğimizle ilgili bizi korkutmaları yetiyor da artıyor zaten. Sanki dünyada bütün sorunlarımız bitmiş gibi, şimdi de virüsü bahane edip insanları tek bir noktaya odaklamaları, korkutmaları patronlar için büyük bir fırsat demektir. İnsanlara işsizliği, krizi, sömürü düzenini unutturmaya çalışanlar, kendi saltanatlarını sürdürüp, sermayelerini büyütüyorlar.
Aylin: İzole edilmiş lüks evlerinde, bir eli yağda bir eli balda olup da bizi bir parça ekmeğe muhtaç edenler, bizlere “evde kal” diyorlar. Biz emekçi insanların evde kalması açlık, işe gitmesi ölüm. Emekçileri bir çıkmazın içine sürüklemeye çalışıyorlar. Yoksulluk, işsizlik, zamlar, vergiler yetmiyormuş gibi, virüsü bile fırsata çevirip halktan para toplanıyor. Yoksulun parasıyla yoksullara yardım ediliyor. Bunu gerçekten ne anlıyorum ne de algılayabiliyorum. Koronavirüs salgını lüks evlerinde yaşayan, gelir düzeyi yüksek insanları değil, biz emekçileri, işçileri buluyor. Eğer durumun iyiyse koronavirüsü bir haftada yenip iyileşirsin. Fakat durumun iyi değilse sonu ölümle sonuçlanabilir. Salgın hastalık bile yine biz fukara insanların kapısını çalıyor. Her gün işe giderken aklımızdan çıkmayan eşlerimizi şimdi on kat düşünmek zorunda kalıyoruz. Tek temennimiz bu bozuk düzenin de, virüs belasının da bir an önce bitip gitmesi. Çünkü bize başka bir seçenek bırakmıyorlar.
Ceren: Covid-19 üzerinden sıkça söyleniyor ya “savaştayız” diye, aslında bu psikolojik de bir baskıdır. Covid-19 kapitalist sistemin parçasıdır ve bu sistem artık çıkmaza girmiştir. Bunu örtbas etmek için de şimdi çeşitli olay ve yöntemlere başvuruyorlar. Bu salgın hastalıkla insanlar psikolojik sıkıntıya sokuluyor. İşten atmaları daha kolay hale getirebilmek için kapitalist sistem böyle bir oyuna başvuruyor. Amaçları Covid-19 adı altında işçileri işten atmaktır, esnek çalışma saatlerini yaygınlaştırmaktır. Virüsün tehlikeli olduğu söylenmesine rağmen hiçbir önlem alınmıyor. Eğer o kadar tehlikeli bir virüs olsaydı biz evde bekleyen eşler ve çocuklar olarak bu kadar tehlikeye atılmazdık. Bizi çok düşünüyor olsalardı, eşlerimiz fabrikalarda alınmayan tedbirlerle çalışmaya zorlanmazdı. Bir dur demeliyiz. Onlar bizi kandırmadan bizler el ele vermeliyiz. Çünkü biz varsak bu savaşta, eşlerimizle iyi ve güzel bir gelecek bırakabiliriz çocuklarımıza. Güzel günler için hep el ele!
Esra: Biliyorum sonuçları ne olursa olsun bir tarihe tanıklık ediyoruz. Her gün gittikçe donuklaşan cümlelerle, sayısı artan ölüm ve vakaları duyuyor, bir takım “uzmanların” iç karartıcı öngörülerinden bahsedilen programları izliyoruz. Bu korkutucu olmasına rağmen normalleşen yayın akışı aralıksız devam etmekte. Görünmez bir düşmandan korkup, belirsizliklerle çevrili olduğumuz vurgulanmakta. Güneş göremiyoruz, kaygılarımız had safhada, yarından endişeliyiz. Kendi ellerimize düşman edildiğimizi, yine ellerimizle sevdiklerimize dokunduğumuzda belki onların ölümüne yol açabileceğimizi öğreniyoruz. Bu yükün altında tamamen ezilmemizin, her şeyden soyutlanmamızın istendiğini düşünüyorum. Bu hissimi destekleyen şeylerden biri de, iktidar ve muhalefet kesimlerinin aynı söylemde buluşmasıdır. Israrla bu virüsün zengin-fakir ayırmaksızın herkesi ele geçireceğini ve hatta kapitalizmin yıkılmasına neden olacağını söyleyip duruyorlar.
İnsanlar iradesizleştirilmeye çalışılıyor. Kitlelerin korku ve psikolojik baskı ile doğru kararlar almalarının önüne geçilmek isteniyor. Öyle bir ortam yaratıldı ki, halkın hiçbir şeye itiraz edecek hali kalmadı. Sadece can derdine düşen, hayatta kalmak dışında hiçbir şey düşünmeyen, sorgulamayan insan kitleleri oluşturuldu. Zaten ekonomik kriz şimdiden “korona krizi” olarak adlandırıldı bile. Böyle bir ortamda, kapitalist sistemin kendine yük olarak gördüğü yaşlıları hedef alması ve bir çözüm de bulunmaması dikkat çekiyor. Kendi OHAL’ini ilan edemeyen, işten çıkarılma korkusu ve geçim derdine düştüğü için ruh hali bozulan işçilerin, sanki bu salgına bağışıklığı varmış gibi “sosyal mesafesiz” çalışmak zorunda olması, durumun adaletsizliğini gözler önüne seriyor. Son olarak, insanlığı uçuruma sürükleyen şey, her yıl milyonlarca insanı öldüren bu tip salgınlar değil, bu sistem, bu düzendir.
Öfke Paylaştıkça Çoğalır
1 Mayıs Geliyor ve Bir Kahraman Lazım!
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...