Buradasınız
Ermenek’in Acısı da Katliamı Yaratan Düzen de Sürüyor!
Bazı sorular vardır ki hiç unutulmaz, hiçbir zaman cevabı verilemez. Bundan tam 8 yıl önce Karaman Ermenek’teki kahredici madenci katliamında oğlunu kaybeden Ayşe teyzenin sorusu gibi… “Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?” demişti Ayşe teyze. 28 Ekim 2014’te yaşanan katliamın acısı hâlâ yüreklerimizde! Bu katliamda 18 maden işçisi hayatını kaybetmişti. Kara elmastan ekmeğini kazanan onlarca işçi ailesi için hayatın karardığı o gün, işçi sınıfının bu topraklardaki en acı günlerinden birisi olarak kayda geçti. O gün üreten, işleyen, tüm zenginlikleri var eden eller karanlığa boğuldu. Sermaye sınıfının zalim yüzü bir kez daha kendini gösterdi. Bu topraklarda madenci katliamları ne Ermenek’le başladı, ne de Ermenek’le son buldu. Bu tarihten önce de sonra da daha nice kardeşimiz sermayenin kâr hırsının kurbanı oldu. Daha geçtiğimiz haftalarda Amasra’da 41 madenci ailesinin ocağına ateş düştü. İş cinayetlerini yaratan düzen sürüyor, Ermenek’ten Amasra’ya madencilerin evlerinden ağıtlar yükseliyor.
Ermenek’ten yaklaşık 5 ay önce, 13 Mayısta yaşanan ve 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma madenci katliamı emekçilerde iktidara ve maden patronlarına karşı büyük öfke yaratmıştı. 11 Eylül 2014’te kabul edilen torba yasayla madencilerin çalışma koşulları yeniden düzenlenmişti. Ancak sermayenin çıkarlarına hiçbir zaman ters düşmek istemeyen AKP hükümeti, patronların “kâr edemiyoruz” feryatlarına yine sessiz kalmamış gerekli “kolaylıkları” sağlamıştı. Nitekim daha sonra madenlerde işçilerin servis, yemek gibi temel haklarından vazgeçmeleri karşılığında çalıştırıldıkları ortaya çıktı.[1]
Has Şekerler Madencilik’in işlettiği Ermenek’teki madende de koşullar böyleydi. Bu koşullarda çalışmak istemeyen işçiler greve çıktılar. Ancak ekonomik zorluklar nedeniyle tekrar işbaşı yapmak zorunda kaldılar. Çalışma koşullarının iyileştirilmediği ve işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin hiçe sayıldığı koşullarda her an olabilecek facia; 28 Ekimde Ermenekli madencileri yerin 350 metre altında, evden getirdikleri yemekleri yerken buldu. 3 aydır maaş alamayan madencilerin yemeklerini madenin dışarısında yemeleri bile çok görülmüştü. Sermayenin kâr hırsını yansıtan bu katliam, onun sınıf tutumunun sonucuydu. Katliamdan sonra ortaya çıkan tablo bunu açıkça gösterdi.
Yapılmayanlar, 12 bin ton su ve hayatta kalma mücadelesi
Uzmanların yaptığı incelemeler yerin derinliklerinde 12 bin ton suyla mücadele eden ve hayatta kalmaya çalışan işçilerin kurtulması için maden sahalarında gerekli en temel planlamanın yapılmadığını, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını gösterdi. Katliamdan önce Haziran 2014’te bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan teftiş raporunda toplamda 8 mevzuata aykırılık tespit edilmişti. Raporda maden bacalarında gerekli sondaj çalışmalarının yapılmadığı, ocakta gelişecek bir acil durum karşısında herhangi bir güvenlik tatbikatı yapılmadığı ve ilk yardım odasında uygun talimatların bulunmadığı gibi temel güvenlik kusurları yer almıştı. Ancak “-mış gibi” yaparak gerekli yaptırımları uygulamayan devlet, maden sahiplerine sadece idari para cezaları keserek meseleyi geçiştirdi.
Katliamı engellemeye dönük hiçbir gerçek adım atılmadı. Katliamdan sonra yapılan incelemelerde 10 madencinin su baskınından kurtulduğu ancak madende yaşam odası olmadığı için metan gazı zehirlenmesi sebebiyle hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Oysa zorunlu olması gereken yaşam odası olsaydı, madenci kardeşlerimizin 30 günün üzerinde hayatta kalma şansı olacaktı.
Dayanışma TV’nin hazırladığı “Sarı Baret” belgeselinde ölüme göz göre göre gönderilen işçilerin durumunu ve çalışma koşullarını, belgeselin yapıldığı dönem Bağımsız Maden-İş Sendikası örgütlenme uzmanı olan Kamil Kartal şöyle özetliyor: “Nasıl ölüm tuzaklarına bilinçli bir biçimde sokulduklarını göreceksiniz. 17’inci, 18’inci yüzyıl koşullarında çalışıyorlar.”
İşçilere adalet yine yok!
Ermenek’te ölüm tuzaklarından kurtulabilen, haksız koşullara ve baskılara karşı mücadele eden işçileri ise ayrı bir süreç bekliyordu. Katliamın dava sürecinde sermaye düzeni yine kendini gösterdi ve birkaç sözde cezayla geçiştirilen davalar sonrasında maden şirketlerinin sırtını sıvazlamaya devam etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı müfettişler için soruşturma izni dahi verilmezken, maden sahiplerine tutukluluk kararı verilmesi yılları buldu. Dava sonucu verilen cezalar ise işçilerin canının patronlar ve onların düzeni olan kapitalizm nezdinde ne kadar ucuz olduğunu gösterdi.
Katliamdan yaklaşık 2 yıl sonra çıkan ilk kararda Has Şekerler Madencilik Şirketi’nin Sahibi Saffet Uyar’a 13 yıl 9 ay, yargılaması tutuksuz olarak yapılan ruhsat sahibi dönemin Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey’e 11 yıl 3 ay hapis cezası verildi. 18 işçinin canına kastetmenin cezasına yapılan itirazlar üzerine de cezalar 19 yıl 3’er aya çıkarıldı. Yani sermaye hukukunun son kararı şuydu, ölen işçi başına sadece 1 yıl!
Madenlerde “Ermenek Düzeni” sürüyor
Birçok üst düzey yetkilinin beraat ettiği davalar sonucunda maden patronları kârlarını büyütmeye devam etti. Bugün Has Şekerler Madencilik şirketinin sahibi Uyar ailesi Özşekerler Madencilik adıyla yeni maden sahaları açarak emekçilerin canı üzerinden semirmeye devam ediyor. Çift haneli kârlılık oranlarıyla madencilik sermayenin iştahını kabartırken, Anadolu’nun farklı bölgelerindeki maden havzalarında “Ermenek Düzeni” sürüyor.
Son olarak Amasra! 41 işçinin hayatını kaybettiği TTK’ya bağlı maden ocağındaki patlamanın üzerinden iki hafta geçti. Şimdiye kadar tek bir kişi bile şüpheli sıfatıyla ifade vermedi, gözaltına alınmadı. Ortada patlamanın gerçekleştiği madene ilişkin önemli ihmalleri ve uyarıları ifade eden Sayıştay’ın denetim raporları olmasına rağmen gerekli önlemler alınmamış, madenciler “daha fazla üretim ve daha fazla kâr” uğruna göz göre göre ölüme gönderilmişti. Hal böyleyken bir kamu kuruluşunda gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini aldırmakla birinci dereceden sorumlu olan siyasi iktidar, bu önlemleri aldırmadığı gibi gereken cezai mekanizmayı bile kurmamıştır.
Bugün Anadolu’daki maden ocakları potansiyel birer Amasra, Soma, Ermenek olarak çalışıyor, iş cinayetlerini yaratan düzen sürüyor. Temel iş güvenliği önlemlerinin alınmaması, yaşam odalarının bulunmaması, rödovans usulü üretim, taşeronlaştırma, kaçak madenlerin varlığı, kontrol sondajları yapılmadan üretimin sürmesi, sendikasızlaştırma… Ermenek’teki gibi daha birçok iş cinayetinin temelinde yatan bu sorunlar bugün patronların ve onların temsilcisi konumundaki iktidarın maden işçilerine dayattığı koşullar olarak duruyor. Madenlerde ölen yüzlerce işçinin daha cenazeleri yerde yatarken “bu işin fıtratında var” diye açıklamalar yapanlar, işte bu koşulların baş müsebbipleridir. “Sarı Baret” belgeselinde “Madencinin alın yazısını da fıtratını da zengin belirliyor” diyor bir madenci kardeşimiz... Bir yanda emeğin zenginliğine el koyan egemenler, öte tarafta zenginliği üreten emeğin sefaleti ve acısı; işte kapitalizm!
Bugün bu topraklar işçi ve emekçiler için adeta bir cehenneme döndürülmüş durumda. Katliamda yakınlarını yitiren, onca haksızlık ve acıyla mücadele etmek zorunda kalan Ermenekli madencilere aradan geçen yıllar boyunca rahat yüzü gösterilmedi. Ermenekli madenciler Somalı sınıf kardeşleriyle birlikte yaşadıkları hak gasplarına karşı senelerce mücadele verdiler. AKP hükümetinin aradan geçen yıllarda değişmeyen “söz verip tutmama” alışkanlığı iki mücadeleci madenci kardeşimizi daha bizlerden ayırdı. Bağımsız Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Tahir Çetin ve maden işçisi Ali Faik İnter de çıktıkları hak mücadelesinde yaşamını yitirdiler.
Türkiye’de sadece 2014 yılında 361 maden işçisini aramızdan ayıran sermaye düzeni, aynı yıl toplamda en az 1886 iş cinayeti doğurmuştu. Aradan yıllar geçti, işçilerin kâğıt üzerinde var olan asgari haklarının bile patronlar tarafından gasp edildiği ve siyasi iktidarın göz yumduğu şartlar bugün de değişmedi. İSİG verilerine göre, AKP’li yıllarda 2000’e yakın maden işçisi iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirirken 2022’nin ilk 9 ayında değişik sektörlerden en az 1359 işçi iş cinayetine kurban gitti. Tarih işçi sınıfına gösteriyor ki yıllar, on yıllar, yüzyıllar geçse de kapitalizmin fıtratı hiçbir zaman değişmeyecek. Bu yüzden biz işçi ve emekçilere düşen canımız, kanımız üzerinden yükselen bu düzene karşı örgütlenmek ve mücadele etmektir. Yaşananların hesabını sorarak Ermenek’te, Soma’da, Amasra’da ve daha nice katliamlarda canını kaybeden sınıf kardeşlerimize olan borcumuzu ödemektir. Kapitalist sömürü düzenine son verdiğimizde, işte o zaman rahatın şiirini yazacağız!
Ermenek’te hayatlarını kaybeden sınıf kardeşlerimizi saygıyla anıyor, anılarını mücadelemizde yaşatıyoruz. Soma, Ermenek ve Amasra başta olmak üzere yaşamını kaybeden tüm maden işçilerine adanan Dayanışma TV’nin “Sarı Baret” belgeselini işçi kardeşlerimizle paylaşıyoruz:
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
- 10 Ekim Katliamında Hayatını Kaybedenler Ankara’da Anıldı
- Sınıf Dayanışmasıyla Daha Güçlü Hissediyoruz
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Elba Bant Grevine Dayanışma Ziyareti
- KESK: “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!”
- UİD-DER’in Lübnan Sendikalar Birliğinin Dayanışma Çağrısına Yanıtı
- Savaşın Yıldönümünde İsrail Protesto Edildi
- Tarkett Grevine Dayanışma Ziyareti
- Katillerden Merhamet Kapitalizmden Barış Beklenemez
- Fernas Madencileri Yalanlara Sessiz Kalmıyor
- Eker Süt’te Direniş, Elba Bant’ta Grev, Befesa’da Kazanım
- Umudun Gitarı Çalmaya Devam Ediyor!
- Polonez Gıda ve Akcanlar Tekstil’de İşçiler Mücadeleden Vazgeçmiyor
- 78’liler Girişimi: “44. Yılında 12 Eylül Tüm Boyutlarıyla Sürüyor”
- Narin’in Katledilmesi Onlarca Kentte Protesto Edildi
- Kâr Hırsıyla İşlenen Cinayet: Zulmünüze Boyun Eğmeyeceğiz!
- İsrail’de Yüz Binler Ateşkes Talebiyle Meydanlara Çıktı!
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Onlarca Kentte Eylem
- Kendimiz İçin Yürümeli ve UİD-DER Ailesini Büyütmeliyiz!
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Soma’nın 10. Yılı: Unutmadık, Unutmayacağız!
- Soma Katliamının 10. Yılında Eylemler
- Soma’dan Bugüne Acımız ve Öfkemiz Büyüyor!
- Amasra Maden Katliamı Davasında 3 Tutukluya Tahliye
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- Gayrettepe’de 29 İşçinin Ölümü Protesto Edildi
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- Barış, İşçi Sınıfının Mücadelesiyle Gelecek!
- Srebrenitsa Katliamının 29. Yılında Emperyalist Savaş Gerçeğini Bir Kez Daha Hatırlamak
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Haziranda Ölümsüzleşenlere…
- Süleyman Hocamızla Arının Balı, İşçinin Bilinci
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- DİSK’e Giden Yol: Paşabahçe Grevi
- Kavel Destanı ve Grev Hakkı
- 24 Ocak Kararlarından Bugüne Sermaye İktidarlarının Zihniyeti Değişmiyor
- Şafaktan ve Ümitten Korkanlara İnat
- Maden-İş Geleneği, Singer Fabrika İşgali
- 1991 Madenci Yürüyüşü: Yerin Derinliklerinden Umudun Kararlı Adımlarına
- ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- 1991-95 Balkan Savaşı: “Kardeştik, Düşman Ettiler”
- 4 Aralık Dünya Madenciler Günü: Madencilerin Kaderi Ölüm Değildir!
- Dünya İşçilerinin Jones Ana’sı
- Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
- 17 Ağustostan 6 Şubata: Bu Sesi Duyan Yok!
- Sungurlar Kazan Fabrikası Direnişleri
Son Eklenenler
- Sağlık çalışanları, 10 Ekimde aile hekimlerini ve sağlık çalışanlarını kapsayan sözleşme ve ödeme yönetmeliği taslağına tepki göstermek için bir araya geldiler. SES İstanbul Şubeleri, İstanbul Tabip Odası, İSTAHED, Birlik ve Dayanışma Sendikası,...
- İstanbul Çatalca’da Polonez işçilerinin haklı mücadelesi sürüyor. İşçiler ellerinden alınmak istenen hakları için direniyor ama karşılarında polisi buluyorlar. Polisi, emniyet müdürü, müftüsü yine patrona hizmet ediyor, kimin yanında olduklarını...
- 10 Ekim 2015 tarihinde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ile çeşitli emek örgütleri ile on binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleşen “Emek, Barış ve Demokrasi” mitinginde IŞİD tarafından tertiplenen saldırı sonucu 104 insanımızı kaybettik, yüzlerce...
- 10 Ekim 2015 tarihinde sendikalar, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri tarafından Ankara’da düzenlenen barış mitingine IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu hayatını kaybedenler, katliamın 9. yılında anıldı. Ankara’da 10 Ekim Barış Derneğinin...
- İşçi ve emekçiler olarak zorlu günlerden geçiyoruz. Fakat tabiri caizse bunlar daha iyi günlerimiz. Türkiye ve dünyadaki gidişat içine itildiğimiz sorunlar yumağının büyümeye devam ettiğini gösteriyor. Mesela İsrail’in tüm dünyanın gözleri önünde...
- Enflasyon karşısında eriyen ücretlere yapılan zamların sınırlanması, emeklilik yaşının ve prim gün sayısının yükseltilmesi, iş güvencesinin ve kıdem tazminatının ortadan kaldırılması… Bunlar, Türkiye’yi yöneten rejimin orta vadeli programında yer...
- DİSK, 9 Ekimde Genel Merkez binasında düzenlediği basın açıklamasında Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasını ve sendikal hakların önündeki engellerin kaldırılmasını talep etti. Açıklamayı DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptı. Sendikalaşan...
- Çerkezköy’de bulunan Elba Bant fabrikasında grev devam ediyor. Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 25 Eylülde grev demişlerdi. UİD-DER’li işçiler 6 Ekimde grevci işçilere bir dayanışma...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail devletinin Filistin’de yürüttüğü savaş ve katliam büyüyerek devam ediyor. Savaşın alevleri Lübnan’a da sıçradı. İsrail ve diğer emperyalist devletlerin niyeti bu alevleri daha da büyütmek, Ortadoğu’da yoksul...
- Anladık ki korkacak bir şey yokmuş. Bize zaten en kötüsünü layık görmüşler. Sosyal hak yok, maaş ortalamamız asgari ücretin bin-iki bin lira üstü. Bize bunu layık görenler bu paralarla bir hafta yaşayamaz. Şimdi grevdeyiz, hiç pişman değiliz.
- Fernas işçilerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaşma hakkı için başlattıkları direniş kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler Fernas işçilerine direnişlerinin 42. gününde dayanışma ziyareti...
- Tekirdağ/Çerkezköy Veliköy OSB’de bulunan Elba Bant fabrikasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 25 Eylülde başlattığı grev kararlılıkla devam ediyor. İşçilerin haklı...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 7 Ekimde Ankara Alba Otel’de gerçekleştirdiği basın toplantısında, “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!” şiarıyla gerçekleştireceği eylem programını kamuoyuyla paylaştı.