Buradasınız
Eşitlik ve Özgürlük İstiyoruz!

İnsanlık tarihi geçmişten bugüne akan ve geleceğe doğru akmaya devam eden bir nehir gibidir. Bir nehir nasıl nice coğrafyalara uğrayarak, kıvrılıp bükülerek, yükselip alçalarak, çağlayıp çekilerek, daralıp yayılarak denize doğru akarsa, tarih de düz bir çizgide ilerlemez, nice duraklardan, zikzaklardan, varyantlardan, labirentlerden, evrelerden geçerek geleceğe doğru ilerler. İnsanlığın sınıflara bölünmesi, insanlar arasında ezen ve ezilen ilişkisinin ortaya çıkması, kadının ezilen cins haline gelmesi insanlık nehrinin uğradığı duraklardan, geçtiği evrelerden biridir. Binlerce yıl önce, insanlığın ortak hafızasında artık silik ve karanlık olan bir dönemde, toplum sınıflara bölündü ve o günlerden bugünlere kadın, insanlığın ezilen cinsi oldu. Ama kadınlar ezilmeyi yazgıları olarak kabul etmediler. Yüzyıllar boyunca eşitlik ve özgürlük mücadelesi verdiler, veriyorlar. Böyle haklı ve kararlı bir mücadelenin kazanımlar getirmemesi, insanlığı ileriye taşımaması düşünülebilir mi? Bu nedenle kadınların kazanımlarını ellerinden almak, onları geçmişe, geçmişin kalıplarına hapsetmek isteyenler aslında tarihin tekerleğini geriye döndürmek isteyenlerdir. Gerici, köhne bir zihniyetin temsilcileridir. Tıpkı 14 Mayıs’ta “hayır” diyeceğimiz tek adam rejimi gibi…
“Kadın erkek eşitliği diye bir şey yoktur”, “Kadınla erkeği eşit konuma getirmek fıtrata terstir”, “Bugün birçok gelişmiş ülkede kadınların hak mücadelesinin belli kalıplara, söylemlere hapsolduğunu görüyoruz. Kadınların hak mücadelesinin eşitlik kavramına takıldığını, adalet duygusunu ıskaladığını gözlemliyoruz”, “Hadi eşitiz, erkekle bayan 100 metreyi aynı anda koşsun.” Farklı tarihlerde yapılan çeşitli konuşmalarda dile getirilen bu sözlerin tümü siyasi iktidarın en tepesindeki Erdoğan’a aittir. Bu sözler, sözünü ettiğimiz gerici, köhne zihniyeti temsil ediyor. Emekçi kadınların yaşamını çekilmez kılan erkek-egemen toplumsal zihniyeti, toplumun içine sıkıştırılmak istendiği dar kafalı kalıpları kusursuz biçimde yansıtıyor. Fakat daha da önemlisi bu zehirli dil iktidarın en tepesindekiler tarafından kullanıldığında erkek-egemen zihniyeti körükleyen, ayrımcılığı, şiddeti, baskıyı besleyen bir işlev görüyor.
Bu iktidarın temsilcileri elbette yalnızca sözleriyle değil erkek-egemen uygulama ve politikalarıyla da kadınların kazanımlarını ortadan kaldırıyorlar. Kadınları nefessiz bırakıyorlar. Bu iktidar döneminde kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri katlanarak artmışken Erdoğan, bir gecede Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çekildiğini açıkladı. Kadınlar lehine olan bir yasal düzenlemeye son verdi. Bu iktidar, kadın katillerini cezasız bırakan, kadına şiddet uygulayanları ödüllendiren bir iktidardır. Tecavüzcüyü değil, bu tecavüzcülere “tecavüzcü” diyeni yargılayan bir “adalet” sistemi oluşturmuştur. Bugün iktidarın gündeminde 6284 sayılı kadına şiddetin önlenmesine dair yasanın iptali, emekçi kadınları daha da baskı altına alacak olan “aile yasası”, nafakanın kaldırılması, boşanmanın zorlaştırılması, erken evliliğin teşvik edilmesi var. Dahası Erdoğan iktidarının seçim ittifakı kurduğu güçler arasında Erdoğan’ın bu yaptıklarını yeterli görmeyen, kadınların kazanımlarına karşı azgın kampanyalar yürüten tescilli kadın düşmanları var.
Emekçi kadınlar olarak şunun farkındayız: Kadınların kazanımlarının tırpanlanması, erkek-egemen zihniyetin körüklenmesi, kadına yönelik şiddetin de körüklenmesi demektir. Her alanda eşitsizliğin, baskının, adaletsizliğin artması demektir. İnsanlığın yarısını oluşturan kadınların aşağılanması, tüm insanlığın aşağılanması demektir. Erkeğin de zehirlenmesi, insanlaşma mücadelesinin sekteye uğratılması demektir. Oysa kadınlar dünyanın her yerinde tam da bu zihniyete karşı mücadele ediyor ve tam da bu zihniyete karşı mücadele ettiği için kazanımlarını, insanlığı, toplumu ileriye taşıyor.
Uzun yıllar önce, 1848’de, Fransa’da kadınlar ekmek ve özgürlük için mücadele ediyor, devrimlere güç veriyorlardı. O günlerde yayınladıkları bir bildiride, “Ne istiyorsunuz? Ne yapmaya çalışıyorsunuz?” diye soran erkeklere şu yanıtı veriyorlardı: “Biz, barışın ve doğruluğun hâkim olduğu yeni bir dünyayı sizinle birlikte yeniden kurmak istiyoruz, biz, her ruhta adalet ve her yürekte sevgi olsun istiyoruz.” İşte bugünün emekçi kadınları da aynı şeyi, barışın ve doğruluğun hâkim olduğu bir dünyayı erkek sınıf kardeşleriyle beraber kurmak istiyor. Eşitlik ve özgürlük istiyor. Çok açık ki erkek-egemen zihniyeti kışkırtan, hakları için mücadele eden kadını tehdit olarak gören, aşağılayıp cezalandıran bu rejim barışın ve doğruluğun düşmanıdır. Adaletin ve sevginin düşmanıdır. Kadınların nefes almasının önündeki en büyük engeldir.
O halde gelin irademizi ve tüm gücümüzü ortaya koyalım, eşitlik ve özgürlük talebimize sımsıkı sarılalım, 14 Mayıs’ta işçi düşmanı, emekçi kadın düşmanı tek adam rejimine son verelim.
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...