Buradasınız
Ezilen İnsanlığın En Soylu Amacı
1919’un Ocak ayıydı. Savaştan, açlıktan, baskılardan bıkan Almanya işçi sınıfı ayaklanmış, üç ay süren çetin bir mücadelenin ardından yenilmişti. İşçi sınıfının önderleri, bu yenilgiyi şöyle anlatıyorlardı: “Berlin’in devrimci işçileri yenildiler. Ancak zafer olan yenilgiler ve yenilgi olan zaferler vardır. Ocak ayının mağlupları ezilen insanlığın en soylu amacı için çarpıştılar, kanlarını döktüler. Bugün yenilenler yarın zafer kazanacaklardır! Bu ‘yenilgiden’ geleceğin zaferi çiçek verecektir!” Tarihe, insanlığa, topluma işçi sınıfının penceresinden bakmayan bir işçiye bu sözler bir çeşit teselli ya da abartı gibi görünebilir. Oysa bu sözler yalın gerçeğin ta kendisidir. Alman işçilerin uğrunda can verdiği amaç kapitalizmi yıkmak, insanın insanı ezmediği, sınıfların, sömürünün, savaşların olmadığı bir toplum kurmaktı. Elbette “ezilen insanlığın bu en soylu amacı” kolayından, kestirme yollardan ulaşılabilecek bir amaç değildir. Yenilgiler olmadan zaferler gelmez. Önemli olan yenilgilere rağmen o amaç uğrunda ter akıtmaya devam etmek, yenilgilerden zaferler çıkarmaktır.
Ayaklanmanın başını çeken Alman işçiler Spartaküs ayaklanmasından ilham alarak isim verdikleri “Spartaküs Birliği” altında örgütlenmişlerdi. Alman işçilerin ilham aldıkları Spartaküs, bundan yaklaşık 2100 yıl önce merkezi bugünkü İtalya olan Roma Cumhuriyetinde bir köleydi, arenalarda dövüştürülen bir gladyatördü. Döneminin en ihtişamlı, en ileri medeniyeti sayılıyordu Roma. Ama o ihtişam köle emeği üzerinde yükseliyordu. Köleler pek çok kez isyan etmişler, yenilmişler, çarmıha gerilmişlerdi. Fakat bu yenilgiler Spartaküs’ü köleliğe isyan etmekten alıkoyamamıştı. Spartaküs ve gladyatör arkadaşları isyan ettiğinde, Romalı kölelerin yüreklerinde dizginsiz bir umut, alev alev bir özgürlük tutkusu boy verdi. Roma’nın dört bir yanından gelen erkek, kadın, çocuk, genç, yaşlı köleler gladyatörlere katıldılar, 100 bin kişilik bir köle ordusu haline geldiler.
Bu onurlu isyanı anlatan romanında şöyle diyordu Howard Fast: “Geçmişte şehirler, milletler, servet, yağma, yahut şu veya bu bölgenin kontrolü için çarpışan ordular olmuştu. Fakat onlarınki insan özgürlüğü ve onuru için çarpışıyordu. İçindeki insanlar çeşitli kabilelerden, milletlerden geldikleri için hiçbir şehre veya memlekete kendi malı gözüyle bakmayan bir orduydu. Bütün malları aralarında fark gözetmeden paylaşan, köleliğe karşı derin bir nefret besleyen bir orduydu… Yeryüzünü temellerinden sarsan, zaferlerinin dünyayı değiştirmesi gerektiğini bilen, değiştirmeyecekse zafer elde etmek istemeyen bir orduydu.” Bu ordunun başındaki Spartaküs “Roma’nın bulunduğu yere, insanların barış içinde yaşayacağı, gladyatörlerin, arenaların, kölelerin, köle efendilerinin olmadığı yepyeni bir hayat kuracağız. Güneş Ülkesi kuracağız…” diye haykırıyordu. Köleler yine yenildiler. Ama bu yenilgi onların isyanını küçültmedi ve o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadığı için gerçek bir zafere dönüştü.
Spartaküs önderliğindeki köleler yenilmez sanılan kudretli Roma’nın ordularını defalarca dize getirmiş, yıllarca özgür yaşamışlardı. Böyle bir şey ilk kez olmuştu ve köleler isyanın ve birliğin getirdiği özgürlüğü tatmışlardı. Romalı egemenler binlerce köleyi çarmıha gerdiler, isyanın tüm izlerini silmeye, unutturmaya çalıştılar. Fakat köleci düzenleri yıkılıp gitti, Spartaküs ise binlerce yıldır yaşıyor. Bugünün egemenlerinin dövüş, kan ve cinsellik temalı dizilerle, filmlerle içini boşaltma, metaya dönüştürme çabasına rağmen Spartaküs, ezilenlerin mücadelesinin sembollerinden biri olmaya devam ediyor.
Dünden bugüne, kölelik düzeninden modern kölelik düzenine, kölelerden işçi sınıfına “Güneş Ülkesi” düşü biçim değiştirerek ve güçlenerek varlığını sürdürdü, sürdürüyor. Kaynağından akmaya başlayan suların birleşerek bir nehir oluşturması ve binlerce kilometre boyunca çağıl çağıl akarak denizlere, okyanuslara ulaşması gibi, mücadele nehri de geçmişten günümüze akışını sürdürüyor. Bugün isyanları ülkeden ülkeye sıçrayan, dünya meydanlarında “başka bir dünya mümkün” diye haykıran işçi sınıfı bize işte bunu anlatıyor. İşçi sınıfı, kapitalist sömürü düzenini yıktığında, insanın insanı ezdiği, aşağıladığı, alçalttığı toplumsal düzenlere son verdiğinde nehir denize kavuşacak. İnsanlığın en soylu davası zafere taşınmış olacak. İşçi sınıfının büyük ozanı Nâzım Hikmet bir şiirinde “anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık, anlamak gideni ve gelmekte olanı” diyordu. “Giden”, insanlığı felaketten felakete sürükleyen kapitalizm ve “gelmekte olan” özgürlükler dünyasıdır. Ezilen insanlığın o en soylu amacına ulaşması her zamankinden daha mümkündür. O halde, mücadele nehrini coşturmak için birleştirelim kolları!
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
Son Eklenenler
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...