Buradasınız
Gençlik Nefes Alamıyor!
Kocaeli’den genç bir işçi
20 yaşında gencecik bir üniversite öğrencisiydi Enes Kara. İlgi alanları farklı olmasına rağmen iyi bir gelecek kurabilmek için çok çalışıp tıp fakültesini kazanmıştı. Pek çok insana göre geleceği parlaktı çünkü en prestijli mesleklerden biri olarak görülen doktorluk okuyordu. Fakat o sağlıkçıların uzun çalışma saatlerini, yaşadıkları mobbingi ve şiddeti görüyor, çabalarının karşılığını alabileceği bir gelecek hayal edemiyordu. Milyonlarca genç gibi Enes’in de geleceğe dair umutlarını ve hayallerini söndürmüştü bu düzen. Fakat sadece geleceği değil çocukluğu ve gençliği de çalınmıştı Enes’in. Ailesinin baskısıyla, istemediği halde cemaat yurdunda kalmaya zorlanmıştı. İktidarın toplum üzerinde kurduğu baskı, özgürlükleri yok etmesi, kullandığı ayrıştırıcı kin ve nefret dili Enes’in içinde bulunduğu çelişkileri daha da büyütmüştü. Enes inanmadığı şeyleri yapmaya zorlanıyor, kendini mutsuz ve çıkışsız hissediyordu. İntihar etmeden önce yazdığı mektubunda “19 yaşımı hiç böyle hayal etmemiştim” diyordu!
Bu haykırışı duymadan önce hiç görmemiştik Enes’i. Farklı şehirlerde yaşamış, farklı bölümlerde okumuş ve farklı sıralarda oturmuştuk onunla. Ama aynı yaşlarda aynı sınıfın gençleri olarak aslında çok iyi tanıyorduk birbirimizi. Çünkü mutluluklarımız da ortaktı bizim, yaşadığımız zorluklar da. 19’lu yaşlarımızı özgürce ve doyasıya yaşamak isterken, karşımıza çıkan engeller de yaşadığımız baskılar da ortaktı. Hayatımızı karartanlar da aynıydı onlara karşı olan öfkemiz de!
Benzer okullarda okuduk, aynı yalanları söylediler bize. Okulu bitirdikten sonra dolgun maaşlı, rahat bir işimiz olacaktı. Fakat böyle bir gelecek için gençliğimizden fedakârlık edip çok çalışmamız gerektiğini söylüyorlardı. Böylelikle sürekli ders çalışan fakat sosyal hayatı olmayan, yeteneklerini keşfedemeyen, okulu bitirince işsiz kalan, geleceksizlik ve baskı nedeniyle nefes alamayan gençler olduk. Enes kardeşimizin mektubunda söylediği gibi, kölece koşullarda çalışıp, kıt kanaat geçinip buna da hayat dememizi bekliyorlar. Biz ise bu dayattıkları insanlık dışı koşulları kabul etmeyen gençler olarak aynı isyanı taşıyorduk ruhumuzda… Enes’le bu kadar çok ortak noktamız varken ne yazık ki omuz omuza duramamıştık bu çürümüş düzenin yarattığı zorluklara karşı. Hayatımızı kısıtlayıp, bizleri nefessiz bırakanlara karşı, gençliğimizden aldığımız güçle öfkemizi birlikte haykıramamıştık… Hayatın zorlukları kadar güzelliklerini de paylaşıp aydınlık günlerin şiirini yazamamıştık…
Hiç tanışmıyorduk Enes’le fakat acısını yüreğimizin derinlerinde hissettik. Tıpkı kendisini yalnız ve çaresiz hissedip çıkışsızlığa sürüklenen ve intihar eden daha nice genç kardeşimizde olduğu gibi… Fakat biliyoruz ki sadece üzülmekle bir şeyi değiştiremeyiz. Bu sömürü düzeni yıkılırsa bir şeyler değişir ancak. Gençliğin enerjisini emen, yaşama sevincini söndüren bu düzen devam ettiği sürece kim bilir hayatının baharında kaç kardeşimizi daha yitireceğiz, düzenin karanlığında. Fakat özgürlüklerin yok edilmesine, baskı ve zorbalığa, kapitalist sömürüye, ayrımcılığa karşı mücadele saflarını doldurursak çok şeyi değiştirebiliriz. Bir ve beraber olursak, dayanışma içinde hareket edersek hayata sımsıkı tutunur, özgürlük mücadelesinin doğurduğu oksijeni ciğerlerimize çekeriz!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...