Buradasınız
Gerçek Düşman Kapitalizm ve Sermaye Sınıfıdır!
Emekçi kadın kardeşlerimiz, Türkiye’de ve pek çok ülkede artmaya devam eden kadına yönelik şiddet hepimizi dehşete sürüklüyor. Belki de pek çoğumuz bunun nedenini anlamakta zorlanıyoruz. Hemen her ülkede siyasi iktidarlar benzeri açıklamalar yapıyorlar: Güya sorunu çözmek için ellerinden geleni yapıyor, kadına yönelik şiddeti lanetliyor, tepki gösteriyorlar. Ama sorun çözülmediği gibi kadına yönelik şiddet normalleşip kanıksanıyor, hatta adeta kadının kaderi sayılıyor. Peki, doğru mudur bu?
Eğer tarih bilgisi ve bilincine sahip değilsek, içinde yaşadığımız koşulları değişmez, ezelden ebede kadar baki sanırız. Oysa dünya dönüyor ve toplumlar değişiyor. Sermaye sınıfının işçi sınıfını sömürmesine dayanan kapitalizm, tarihin son birkaç yüzyılında ortaya çıktı ve dünyaya yayıldı. Sanayi devrimiyle kapitalizm, daha önce hiçbir toplumsal düzenin yapamadığını yaptı, dünyanın çehresini değiştirdi. Milyarlarca insanı toprağından, zanaatından kopararak kentlere yığdı, işçi haline getirdi. Ucuz işgücü peşindeki sermaye sahipleri sadece erkekleri değil kadınları ve çocukları da atölyelere, fabrikalara, madenlere doldurdu. Ezilen cins olan kadın aynı zamanda patronların sömürüsüne maruz kaldı, çifte ezilmişliğe mahkûm edildi. Ama toplum artık kökten değişmişti.
Kapitalizm, kadını erkekle eşit görmeyen, ikinci sınıf sayarak aşağılayan erkek egemen toplumsal yapıya dokunmadı. Ama sanayinin gelişmesi ve kadınların çalışma hayatına katılmasıyla, geleneksel ilişki ve düşünce biçimleri zorunlu olarak değişmeye başladı. O tarihten sonra kadınlar hızla kabuklarını kırmaya başladılar. İçe kapalı yaşamlarını geride bırakıp her geçen gün daha fazla hayata, kent yaşamına karıştılar. Fabrikalarda, atölyelerde çalışmaya başladılar. İkinci sınıf insan olmadıklarını, hakları olduğunu ve bu hakları için mücadele etmeleri gerektiğini öğrendiler. Erkek işçilerle birlikte patronların sömürüsüne karşı mücadeleye giriştiler. Erkeklerle aynı tezgâhlarda çalışmayı, eşit işe eşit ücret almayı, saygı görmeyi, örgütlenmeyi hakları olarak gördüler. Haklarını söke söke almayı başarırken, işçi sınıfının mücadelesinde daha fazla öne çıktılar.
Ancak erkek egemen zihniyet ne yazık ki hâlâ egemenliğini ve etkisini sürdürüyor. Kapitalist kâr düzeni, bu noktada köklü bir zihinsel dönüşümün önünde engel oluyor. Kadınla erkek arasındaki ilişki, olması gerektiği gibi insani ve eşit temellerde kurulamıyor; erkek ezen cins, kadın ezilen cins olmaya devam ediyor. Bugün dünyanın birçok köşesinde milliyetçi, otoriter, demokratik hakları umursamayan, kadına çocuk doğuran makine gözüyle bakan liderler işbaşına geliyor. Erkek egemen anlayışı besleyen bu liderler, kadınları aşağılayıp horluyorlar. Erkeğin egemen cins sayıldığı toplumsal zihniyeti ve geleneksel yapıyı kutsuyorlar. Toplumu, erkeğin geleneksel rolünü oynamaya devam edeceği, kendini egemen cins olarak göreceği, kadını ezeceği biçimde şekillendirmeye çalışıyorlar. Geleneksel kalıplar içinde ezilen kadının pasif ve edilgen olmasını istiyorlar.
Onların ayrıştırıcı, kışkırtıcı, cinsiyet eşitliğini toplumsal bozulma olarak gören anti-demokratik anlayışları, erkek egemen zihniyetin güç kazanmasına neden oluyor. Toplumu yapay temelde kutuplaştıran, kin ve nefreti körükleyen iktidarların varlığı, kadına şiddetin artmasına neden oluyor. Bu bakış açısından Türkiye’ye bir bakalım: Ortadoğu’da kanlı bir savaş sürüp gidiyor. Türkiye’nin de dâhil olduğu bu savaş ve yükseltilen milliyetçilik toplumun ruhsal yapısını bozuyor. Ekonomik krizin faturası işçi sınıfına kesiliyor, yoksulluk artıyor, emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor. Çığ gibi artan işsizlik milyonları çaresizliğe itiyor. Psikolojisi bozulan ve cinnet geçiren kimseler, erkek egemen zihniyetin kutsandığı koşullardan da güç alarak dehşet saçıyorlar.
Ancak unutmayalım ki dünya değişiyor, eski geleneksel yapılar çözülüyor, kalıplar kırılıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde işçiler, emekçi kadınlar yüz binler, milyonlar olup sokakları dolduruyor. Emekçi kadınlar en ön saflarda sömürüye, ikinci sınıf insan olmaya, şiddete ve diktatörlük rejimlerine hayır diyorlar. Demeye de devam edecekler. Erkek işçi kardeşleri de kadın kardeşlerinin yanında yer almalıdır. Kadının ikinci sınıf sayılmasının, emekçi kadının ezilmesinin ve şiddet görmesinin nedeni kapitalist sömürü düzenidir. İşsizliğe, yoksulluğa, umutsuzluğa yol açan yine bu sömürü düzenidir. O halde gerçek düşman kapitalizm ve sermaye sınıfıdır! Kadın erkek demeden tüm işçiler olarak birleşmeli ve asıl düşmanımıza karşı mücadele etmeliyiz.
Gelişen Sağlık Sistemimiz!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
Son Eklenenler
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- İngiltere’de 100 binin üzerinde insan Filistin halkıyla dayanışmasını göstermek ve emperyalist savaşa hayır demek için 2 Kasımda yeniden meydanlara çıktı. Başkent Londra’da 21. kez düzenlenen ulusal eylem gününde on binler hükümet binalarının...
- İspanya’da 29 Ekim Salı günü yaşanan sel felaketinde can kaybı 250’ye ulaştı. İspanya’nın doğusundaki Valencia bölgesinde etkili olan aşırı yağışlardan sonra meydana gelen sel felaketi büyük bir yıkıma neden oldu. Kurtarma ekipleri felaketten...
- Sevgili işçi kardeşlerim, yazının başlığı mücadele örgütümüzün ve işçi sınıfının çalışkan evlatlarından kadim bir dostuma aittir. Bir Afrika atasözü “aslanlar kendi tarihlerini yazana kadar, av hikâyeleri her zaman avcıların kahramanlığını...
- Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 4 No’lu Şube ile Kartal Belediyesi yönetimini temsil eden SODEMSEN arasında yürüyen görüşmelerden olumlu bir sonuç alınamaması üzerine Kartal Belediyesi işçileri 30 Ekimde greve çıkmıştı. Belediye...
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...