Buradasınız
Haklarımıza Sahip Çıkmayı Ertelemeyelim!
Gebze’den bir kadın metal işçisi

Geçenlerde bir akşam, pencereden sokağı izlerken küçük bir kız çocuğunun annesi ile sevgiyle koştuğunu gördüm. Sonraki günlerde de aynı saatlerde kadını küçük kızıyla kucaklaşırken izledim. Çok zamandır uzun saatler boyu çalıştığımdan yaşadığım mahalleye yabancılaştığımı fark ettim. Anneme “mahalleye yeni mi taşındılar?” diye sordum. Fakat yanılmışım. Gördüğüm anne, bakması için çocuğunu yan komşumuza bırakıyormuş. Bir akşam tesadüf yolda karşılaştık, selamlaştık. Başka bir akşam yine tebessümleştik. Kadının yüzünde öyle bir yorgunluk vardı ki dayanamadım sordum ne iş yaptığını. Uzun yıllardır büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyormuş. Kızı doğduktan sonra masraflar artınca gece gündüz demeden mecburen mesaiye kalmaya başlamış. Aynı fabrikada çalıştığı yüzlerce kadın arkadaşının da aynı şeyleri yaşadığını anlattı. Konuşmaya başladık, yasalarda yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun 150’den çok kadın çalışanı olan işyerlerinin kreş açmak veya bir kreşle anlaşmak zorunda olduğundan bahsettim. “Biz de çok istiyoruz ama yapmıyorlar” dedi.
Yine işten döndüğüm bir akşam üst komşumuzu iki büklüm evin önünde gördüm. Bel fıtığı ilerlemiş, hatta diskten bir parça kopmuş. Artık fizik tedavi de fayda etmiyormuş. Uzun yıllardır kereste fabrikasında çalışıyor. İşinin ağır olduğundan bahsetmişti. Koca koca kütükleri elle kaldırdıklarını anlatmıştı. Oysaki işveren işçinin sağlıklı koşullarda çalışmasını sağlamak zorunda, aksi takdirde, işçinin sağlığını tehdit eden bir durum varsa, işçinin çalışmama hakkını kullanabileceğinden bahsetmiştim. Ama ne yazık ki “sesimi çıkarırsam işimden olurum” demişti. Şimdi ise sağlığından oldu.
Anayasaya göre her işçi sendikaya üye olabilir. Yasalar bir işçi sendikaya üye olduğu için farklı bir muameleye uğrayamaz veya işten atılamaz diye yazar. Ama biz şunu biliyoruz ki hiçbir patron güle oynaya işçilerin örgütlenmesini kabullenmez. Bizim ne kadar kararlı olduğumuz ve örgütlü olmayı ne kadar önemsediğimiz belirler sonucu. Maalesef çalıştığım fabrikada sendikaya üye olma işi işçiler tarafından yeterince ciddiye alınmadığı ve gevşek davranıldığı için patron sendikalaşma girişiminden haberdar oldu. Diğer yandan o günlerde patronun babası rahatsızlığı nedeniyle yoğun bakımda yatıyordu. Buna rağmen patron işçilerin sendikaya üye olma faaliyetini son derece ciddiye aldı. Gecenin bir yarısı babasını hasta yatağında bırakıp yanına müdürleri, badigartlarını alıp fabrikaya baskına gelmiş. Ağzından sendikanın s’si çıkanı alıp götürmüşler. Sabah fabrikaya geldiğimizde ağzından laf alabilecekleri işçileri tek tek yanlarına alıp sorguya çektiler. Yeni işçi, eski işçi demeden kırk kişiyi o gün işten çıkardılar. Hatta atılanların önemlice bir bölümünün de sendikadan haberi bile yoktu. Ama bu patron için önemli değil, kim ağzını açacak olsa etse kapının önüne koymuşlar.
Örgütlenme işini ciddiye almazsak, haklarımızı ciddiye almazsak, haklarımıza sahip çıkmazsak çocuğumuza da hasret kalırız, sağlığımızdan da oluruz, ekmeğimizden de oluruz. Hangi yana dönsek ya kredi borçları, ya icra, ya yığılmış kredi kartı borçları diye sıralanıp gidiyor. Her birimiz ayrı dört duvarın içinde bu ayın sonunda hangi borcu kapatırım diye düşünüyoruz. Ama ne yazık ki borçlar bitmiyor. Fazla mesailerde sağlığımızdan, yeri geliyor canımızdan oluyoruz. Oysa yüzlerce, binlerce, on binlerce AYŞE yan yana gelse tek başına evinde ağlamak yerine hep birlikte kreş istiyoruz dese patronlar ne yapabilir? Yüzlerce, binlerce, on binlerce MUSTAFA bu makine tehlikeli ben bu makinede çalışmam dese patronlar fabrikaları mı kapatır? Milyonlarca işçi hep birlikte patronların bu bozuk düzenini yıkmak için ayağa kalksak ne yapabilirler? Biz tek başımıza değiliz, milyonlar, milyarlarcayız. Geleceğimizin ve ortak haklarımızın peşinde olmalıyız.
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
Son Eklenenler
- Merhaba, ben İstanbul’da bir devlet hastanesinde temizlik personeli olarak çalışan bir kadın işçiyim. Bilindiği gibi senenin yarısı geride kalmasına rağmen toplu iş sözleşmemiz halâ imzalanmadı. Bu süreçte sendikalar meydanlarda mitingler yaptılar,...
- 14 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yasa değişikliğiyle turizm sektöründe çalışan işçilerin hafta tatili hakkı fiilen gasp edildi.
- Ne acıdır, barış sözcüğü ağzımızdan çıkar çıkmaz yüreğimizde savaşın gölgesi belirir. Gözlerimiz dolar, sesimiz titrer, mahzunlaşırız çocuklar gibi. Oysa ne güzeldir kim bilir ağzımızdan taşan gülücüklerle, yüreğimizden kopan kardeşlik türküleriyle...
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...