Buradasınız
Haklarımızı Savunmak
Gebze’den bir tekstil işçisi
Merhaba arkadaşlar. Ben Gebze’de bir tekstil fabrikasının depo bölümünde çalışan UİD-DER üyesi bir işçiyim. Çalıştığım firma dünyada sayılı tekstil tekellerinden biri. Burada benimle beraber 30’a yakın işçi çalışıyor. Bunların yaklaşık 25’i gündelikçi olarak çalışıyor. Aldıkları ücrete yemek ve yol da dâhil. Hiç bir sosyal hakları yok. Ben işe başladığımdan beri sınıf bilinçli bir UİD-DER üyesi işçi olarak onlara devamlı bir şeyler anlatmaya çalıştım. Ve krizin onları etkilediğini, iş bulamadıkları için bu şartları kabul etmek zorunda olduklarını, başlarına bir şey gelse hiç bir garantileri olmadığını, şu anda çalışmakta oldukları koşulların bile değişmeye başlayacağını, tek çaremizin birlikte mücadele etmekten geçeceğini anlattım. Ve onlar ilk başta bana komünist, terörist dediler. Fakat ben bıkmadan usanmadan anlatmaya devam ettim. Yaklaşık bir ay önce de çalışma koşulları iyice değişmeye başladı. Daha uzun sürelerde ve daha yoğun çalışmaya başladılar. Fazla çalıştıkları bu süreler için de gündelikleri dışında bir ücret almıyorlar. Daha önce mesai yaptıklarında aldıkları ücret de artık ellerinden gidince benim söylediklerimi dinlemeye başladılar ve haklı olduğum ortaya çıkmaya başladı. Kendi aralarında “ne yapalım?” diye tartışmaya başladılar. Bunu yaparken de hep beraber hareket etmeleri gerektiği vurgusunu yaptım. Depodan sorumlu müdürü çağırıp bundan sonra bu koşullarda çalışmak istemediklerini ve mesai parası verilmezse mesaiye kalmayacaklarını söylediler. Asıl önemli olan bu işçilerin işten atılırlarsa ne tazminat hakkı ne de bir güvencesi olmasıydı. Hiç bir sosyal hakları da yok. Krizden dolayı iş bulacakları da meçhuldü. Buna rağmen geri adım atmadılar. Müdür bunu genel merkeze ileteceğini ve cevabı beklemeleri gerektiğini söyledi. Bir hafta sonra da cevap geldi. Artık mesaiye kalırlarsa ücret alacakları söylendi. Ve çalışma şartları biraz daha hafifletildi. Krizden dolayı birçok işyerinde işçilerin atıldığı, iş yerlerinin kapandığı, çalışan işyerlerinde daha esnek çalışmanın dayatıldığı, sendikalı yerlerde bile mücadeleden geri düşüldüğü günler yaşıyoruz. İşçi sınıfı içinde çalışma yapıldığında bunun kısa bir dönemde bile nasıl başarıya ulaştığını görmek daha güzel günlere olan inancımı arttırıyor. Yeter ki doğru ve örgütlü bir şekilde mücadele yürütelim. YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
Taşeron İşçisi Bile Değil!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...