Buradasınız
İşçiden Kesilen Vergi de Nedir?
Gebze’den bir işçi

Ben plastik sektöründe çalışan bir işçiyim. Sendikalı bir işyerinde çalışıyorum. Çalıştığım işyerinde sıkça konuşulan “işçilerden kesilen vergiler” meselesini sizlerle paylaşmak istedim.
İşyerinde çay saatlerinde, vardiya çıkışlarında ve servislerde sıkça vergi konusu konuşuluyor. Maaş bordomuzu elimize aldığımızda ve vergi kesintisi satırıyla karşı karşıya kaldığımızda işçi arkadaşlar söylenmeye başlıyorlar: “Vay anasını be, benden ne kadar vergi kesilmiş! Bu nedir ya, bu kadar kesinti olur mu? Çalıştığımızı devlete veriyoruz, maaşımın altına düşmemek için bir dahaki ay daha çok fazla mesai yapmam lazım. Patronlar bu kadar vergi veriyor mu? İşçinin kazancı daha cebine girmeden %40 kesiliyor. Hangi patron kazancının %40’ını vergi olarak veriyor? Bu insanlarda hiç mi vicdan yoktur, Allahtan reva mıdır?”
Bizim çalıştığımız işyerinde de 8. aydan itibaren bu ifadeleri sıkça duyarız. 11. ve 12. aya geldiğimizde vergiler daha da can yakmaya başlayacak. Devletin gelir vergisi adı altında kazancımızdan kestiği vergilerde şöyle bir tablo karşımıza çıkıyor: 11.000 liraya kadar %15, 11.000-27.000 lira arası %20, 27.000-60.000 lira arası %27, 60.000-97.000’den fazlası %35.
Genelde biz işçiler ilk iki dilim arasında kalıyoruz. Patronlar ve devlet biz işçiler 3. ve 4. dilimlerdeki ücretlere hiçbir zaman ulaşmayalım diye ellerinden geleni yapıyorlar. Bir TV kanalında, patronların bir örgütünde konuşma yapan bir patron “İşçi maliyetleri bize yük. Yatırım yapmakta zorlanıyoruz. Devletin bazı teşvikler sunması lazım, projeler geliştirmeli, yatırımlar için bizi teşvik etmeli” diyordu. Bu konuşmaları izlerken, o patronun kullandığı cümleleri şöyle bir beynimde dolaştırdım. İşçi dilinde şunu demek istiyorlar diye düşündüm: “Ey devlet, sen bizim devletimizsin, biz işçileri daha ucuza çalıştırmak istiyoruz. Şu ödediğimiz işçi sigorta primleri var ya bunları da biz ödemeyelim. Sen bunları o biriken işçi fonlarından öde! Bize bu kıyağı yap, biz de daha çok işçi sömürmek için yatırım yapalım. Her şey bizim daha fazla kâr elde etmemize uygun hale getirilsin!”
Gelelim biz işçilerden kesilen vergilere. Bu vergilerin oranları çok yüksek. Verdikleri üç kuruşluk zamları da vergi adı altında geri alıyorlar. Devlet biz işçilere aslında şunu demek istiyor: “İşçi sen kazandıkça, sana sormadan senin gelirini gasp ederim!”
Ben de bu mektup kanalıyla tüm işçi kardeşlerime şunu söylemek isterim. Sabahtan akşama kadar işyerlerinde anamız ağlıyor. Yapmadığımız iş kalmıyor, her türlü acıyı biz işçiler çekiyoruz. İşyerlerinde ölüyoruz, alnımın teriyle kazandığım parama daha cebime girmeden onlar el koyup maaşımdan kesintiler yapıyorlar. Her işçi kardeşimin şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım, “neden böyle” diye.
Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği’nin yayınladığı bir bildiride bir slogan görmüştüm: “Asgari ücret vergi dışı bırakılsın. Vergiler patronlardan kesilsin!” Aslında bunun biz işçilerin yaşadığı bu vergi kesintileri sorununa net bir cevap olduğunu düşünüyorum. Başka düşünce ve fikirleri olan işçi kardeşlerimin de, yazmış olduğum bu mektuba ilaveler yapmasını bekliyorum.
“İbrahim, İbrahimmm!”
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/