Buradasınız
İşçiler Birbirinin Rakibi Değildir
Küçükçekmece’den bir işçi

Kısa bir süre önce yeni bir işyerinde çalışmaya başladım. Aksesuar ve tekstil ürünlerinin satışının yapıldığı bir mağazaydı burası. Dışardan bakıldığında satış temsilcilerinin mutluluklarının yüzlerine yansıdığı, müşterilere çok güler yüzlü, saygılı ve ilgili davrandıkları düşünülebilir. Aslında dışarından görünen sadece bir makyaj, işin aslı ise hiç de göründüğü gibi değil.
Bir müşteri nasıl satın almaya ikna edilir? İnsan bir ürünü satmak için nasıl insanlıktan çıkar? İşte kapitalistler bütün bu soruların cevaplarını veren kitaplar yazmışlar. Bu kitaplar, seminerler ve şirket içi eğitimlerle işçilere benimsetiliyor. Adeta insanı hipnoz ederek ihtiyacı olmadığı halde sürekli ama sürekli tüketmeye yönlendiriyorlar. Ayrıca müşteri temsilcilerinin sürekli birbirleriyle rekabet içinde olmaları, bir müşteriye satış yapmak için gerekirse arkadaşını ezip geçmesi, birbirlerinin kuyusunu kazmaları isteniyor. Peki, nasıl yapıyorlar bunu? Mağazalarda satış yapan tezgâhtarlar, satış temsilcileri ne şartlarda çalışıyorlar?
Maaşları düşük tutuluyor ve büyük ihtimalle asgari ücreti geçmiyor. Her satış personeli için firma yetkilileri bir kota (satış hedefi) belirliyor. Diyelim ki işçinin bir ayda 50 bin liralık satış yapması gerekli. Yani kotası 50 bin lira. Eğer 50 bin lira veya üzerinde satış yapamazsa prim kazanamıyor. İşte işyerinde her gün bu prim sisteminden kaynaklı işçilerin birbirleriyle rekabetine şahit oluyorum. Çalışma arkadaşlarım bu satış teknikleriyle kendilerine verilen kotayı aşmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de birbirlerinin üzerine basmaktan geri durmuyorlar. Çünkü hedefe ulaşamadıklarında prim almak şöyle dursun, hem işten çıkarılma korkusu yaşıyorlar hem de borçlu çıkarılıyorlar. Mesela satış temsilcisi olarak çalışan arkadaşlar, kapıdan giren bir müşteriyi yanındaki arkadaşını iterek kapmaya çalışıyor. Böylece çalışma arkadaşı olduklarını unutup rakip gibi yarışıyorlar. Sonuçta da kavgalar, dedikodular, nefret ve birbirlerinden gittikçe uzaklaşan işçiler oluyoruz.
Buradan bakıp da öyle yapmasınlar, birbirlerinin önüne geçmesinler diye ahkâm kesebiliriz. Ancak her işçi kendi hayatını daha iyi sürdürebilmek ve evine bir parça fazla ekmek götürebilmek için çalışıyor, patronlar da bunu çok iyi bildikleri için hem işçilerin bir araya gelip örgütlenmesini engellemek hem de kârlarına kâr katmak için işçileri birbirleriyle kıyasıya yarıştırmaktan geri durmuyor. Kolay çözüm yok maalesef. Bu rekabet örgütlenmenin önünde engel oluşturuyor. Örgütlülük olmadıkça rekabet de daha fazla artıyor. Yani bir kısırdöngü söz konusu. Tek çare bıkıp usanmadan işçi kardeşlerimize içinde bulundukları durumu anlatmak ve rekabeti aşmak için onları bir araya getirmenin zeminini yaratmaya çalışmak.
Patronlar mensubu oldukları sınıfları gereği işlerini çok iyi yapıyorlar. İşçilerin birbirini sevmediği, konuşmadığı, dertleşmediği, bir araya gelip örgütlenmediği bir düzen istiyorlar. İşçiler açlıktan birbirini yerken, onlar işçilerin sırtından kazandıkları parayla zevk-ü sefa içinde yaşamaya devam ediyorlar.
Peki, biz ne yapmalıyız? Patronların bizlere dayattığı yaşam koşullarına inat, bir araya gelmek ve örgütlenmekten başka çaremiz bulunmuyor.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...
- Zamanın çarkları döner, takvim yaprakları birer birer savrulur, yaşananlar birer birer unutulur. Fakat bazı değerler, deneyimler vardır ki, kuşaklar değişse de yitip gitmez, çünkü onlara sahip çıkanlar, onları geleceğe taşıyanlar vardır. İşçilerin...
- İktidar, yıllardır Türkiye’yi “şahlandırdığını”, ekonomiyi büyüttüğünü anlatıp duruyor. Televizyonlarda bol bol rakam gösteriyor, beton kulelerle övünüyor. Ama sokakta, evde, işyerinde bambaşka bir hayat yaşanıyor. Milyonlarca genç ne okulda ne işte...
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...