Buradasınız
İşçilerin Yalana Değil, Doğrulara İhtiyacı Var!
Pendik’ten bir büro işçisi
Çalıştığım işyerinde tanık olduğum bir olayı paylaşmak istiyorum sizlerle. Aynı bölümde çalışan iki arkadaştan birisi, farkında olmaksızın patronların ağzıyla diğer işçi arkadaşına “çalışmadan kimse kimseye para vermiyor, boş durmamak lazım” dedi. Üstelik de bunu söyleyen arkadaşın elinde iş yok; diğer arkadaş elindeki işi yetiştirmeye çalışırken söylüyor. Aslında bu sistemin biz işçileri birbirimize ne kadar yabancılaştırdığını görüyoruz. İşçiler olarak üç aşağı beş yukarı aynı koşullarda çalışıyoruz, aynı mahallelerde yaşıyor ve aynı sorunları paylaşıyoruz, ama sorunlarımızı çözmek için bir araya gelmiyoruz.
Çalıştığımız işyerlerinde kendi yapacağımız işi başka işçi arkadaşımızın üzerine yıkmamalıyız. Aksine biz işçiler daima birbirimize yardımcı olmalıyız. Çünkü bizimle aynı koşulları yaşayan yanı başımızdaki işçi arkadaşımızdır, patronlar değil.
Patronlar sınıfı daima medyanın tüm araçlarıyla bize zaten yardımlaşma, dayanışma gibi kavramların önemsizliğini propaganda edip duruyor. Onun yerine “kendi paçanı kurtar, etliye sütlüye karışma, kariyer sahibi olabilirsin” palavralarını aşılamaya çalışıyorlar. Oysa bizim yalanlara değil işçi sınıfının paylaşımına, dayanışmasına ihtiyacımız var. Bunları yapabilmek için öncelikle kendimizden başlayarak işçi arkadaşlarımıza sınıfımızın doğasında var olan dayanışma kültürünü yaymak zorundayız. Örneğin, bir arkadaşımız yanı başımızda ağır bir koliyi tek başına kaldırıyorsa, bir ucundan tutup yardım etmeliyiz. İşçi arkadaşlarımızı dinleyip anlamamız gerekir. İşçi arkadaşımızla “ben daha çok sayıda iş çıkaracağım” diye rekabet etmemeliyiz. Bu tam da patronların işine yarar, bizi ise bölüp parçalayan bir şeydir.
Aslında bunları yapınca çok net görebileceğimiz bir şey var. Biz koca bir okyanusun içinde yalnız hissederken kendimizi, yalnız olmadığımızı, sınıf dostlarımızla daha sağlam, daha başı yukarıda, kendinden emin insanlar olduğumuzun farkına varırız.
Aslında işçi arkadaşlarımızdan da duyduğumuz sözler vardır: “Bizler ne yapabiliriz ki?” Arkadaşlar yeter ki yapmak isteyelim, birbirimize güvenip birlik olalım, o zaman yapacak çok şey olduğunu, gücümüzün karşısında hiçbir patronun duramayacağını kendi gözlerimizle görürüz. Bu gücümüz alın teri dökerek her şeyi üreten biz işçilerin birliğinden gelir.
Kâbustan Uyanmak
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...