Buradasınız
İtaat Eden, Sömürüye Boyun Eğen Gençlik Olmayacağız!
UİD-DER’li bir grup genç işçi-öğrenci

“Evlatlarımızı feda etmeye hazırız” naralarıyla gençlerin ölüme itildiği, savaşın kirli yüzünü daha yakından gösterdiği günlerden geçiyoruz. Şiddetin her türlüsü, yoksulluk, işsizlik her geçen gün daha da artıyor. Kapitalist düzen, işçi ve emekçilerin çocukları olan biz gençlerin geleceğini karartırken, bizlere bireysel kurtuluş hayalleri pompalamaktan geri durmuyor. Savaşın, sömürünün, iş kazalarının ve iş cinayetlerinin kol gezdiği bir cehennemde, “zengin olduğunuzu hayal edin, siz de yapabilirsiniz” deniyor bizlere.
Ezbere ve sınav silsilesine dayalı eğitim sistemi içerisinde “paçayı kurtarma” adına pek çok zorlu yoldan geçiriliyoruz. İyi bir meslek edinerek “sınıf atlama, paçayı kurtarma” hayalleri daha küçük yaşlarda kafamıza kazınıyor. Lise döneminde daha iyi bir gelecek için maddi ve manevi tüm koşullarımızı zorluyoruz. Kapısından girdiğimiz üniversitelerin bizlere yepyeni bir dünya açacağını düşlüyoruz. Hayatımızdaki tüm zorlukların ortadan kalkacağı, yoksulluk belasından kurtulup varlık içinde yaşayacağımız hayali için kıyasıya bir rekabetin içinde çırpınıyoruz. Liselerden üniversitelere onca sene verdiğimiz emek, patronların değirmenine su taşıyor. Bizler kendimizi, ruhumuzu, vücudumuzu yıpratıp mahvederken, okulları bitirdiğimizde bir iş bulabildiğimize şükredecek hale getiriliyoruz. Yoksulluğu iyice öğreniyoruz. Çaresizliği ve bastırılmışlığı iliklerimizde hissediyoruz. Gelecek hayalleri kurarken, zalim ve kıyıcı ağızlardan “feda edilmeye hazır” olduğumuzu duyuyoruz. Hayatımızı ellerimizden, avuçlarımızdan kaydıran sorunların ortasında buluyoruz her defasında kendimizi. Ne yapsak bu sorunlardan kaçamıyoruz. Çünkü bu sorunlar bireysel değil, içinde yaşadığımız düzenin yol açtığı toplumsal sorunlarıdır.
Kapitalizm denen bu sömürü düzeni, yaşanan onca toplumsal sorun karşısında sesini çıkarmayan bir gençlik istiyor. Sorgulamayan, sadece kendini düşünen, magazin, futbol, alkol ve uyuşturucu ile zihinleri ele geçirilmiş gençler yaratmaya çalışıyor. Her birimizi tek tek hedefine alıyor. İşçi sınıfının gençleri için ağlar atıyor, tuzaklar hazırlıyor, birinden kaçsak diğerine yakalanmamızı istiyor. Geleceğimizi krizlerle, savaşlarla, maddi ve manevi çöküntüyle çiziyor.
Böyle bir düzende bireysel kurtuluş hayalleri sorunlarımıza çare olabilir mi? Böyle bir düzen bizlere daha iyi bir gelecek sunabilir mi? Bu sorunun cevabı bellidir. Hiç kimse bataklıktan çırpınarak kurtulamaz. “Paçayı kurtarmak” için tek başımıza değil, anne babamızın da bir parçası olduğu işçi sınıfının mahkûm edildiği kötü koşullardan kurtulmak için hep birlikte çalışalım. Sınıf atlama hayalleri içinde boşa harcadığımız çabayı, bize karanlık bir gelecek sunan sömürü düzenini parçalamak için harcayalım. Çünkü bugün genç işçiler ve öğrenciler olarak mücadeleye atılmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
Gerek dünyada gerekse Türkiye’de çok sayıda genç işçi ve öğrenci mücadeleye atılıyor. İşsizliğe, yoksulluğa, kirli savaşlara, ırkçılığa, kazanılmış hakların ortadan kaldırılmasına karşı birlik içinde hareket ediyorlar. Bizler de bu düzenin zihnimizi ele geçirmesine karşı çıkalım. Hayatımızdaki en kritik dönemeçlerden biri olan gençlik yıllarımızda safımızı iyi belirleyelim. Bizler işçi sınıfının gençliğiyiz ve geleceğin işçileriyiz. Bize yakışanı yapalım. Eğitim düzeyimiz ne olursa olsun, çamura saplanmış bu düzende bireysel kurtuluş için değil, toplumsal kurtuluş için mücadele edelim. İtaatkâr ve kanaatkâr değil, mücadeleci ve boyun eğmeyen gençler olalım! Ağaç yaşken eğilirmiş. Biz ağaç değil insanız. İşçi sınıfının bir parçasıyız. Daha genç yaşta dik durmayı öğreneceğiz. Doğru safta ve dimdik duracağız.
Kalk Çocuğum Kalk!
Bu Savaş Bizim Değil
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...