Buradasınız
İyi ki Varsın İşçi Dayanışması!
Esenyurt’tan bir işçi

Selam arkadaşlar, ben hizmet sektöründe çalışan bir mağaza işçisiyim. İşçi Dayanışması bülteni ile nasıl tanıştığımı sizinle paylaşmak istedim. Çalıştığım işyerinde çok zor günler geçiriyordum ve hakkımı aradığım için patronun gözden çıkardığı bir işçiydim. Gözden çıkartmıştı beni ama işten çıkartmıyordu, çünkü tazminat ödemek zorundaydı. Sürekli “madem memnun değilsin niye çalışıyorsun? Bırak git” diyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse o zamanlar bu konularla ilgili hiçbir deneyimim yoktu. Patronun tehditleri ve işsiz kalma korkusu bütün psikolojimi altüst etmişti. Bir arkadaşım patronla olan sorunlarımı bir avukatla konuşmamı önerdi. “Yalnız hazırlıklı git çünkü danışma ücreti isterler” diye de hatırlattı. Tabi benim para verecek durumum yoktu, patron maaşımı bile vermiyordu. Derler ya hasta olanın doktor ayağına gelirmiş diye, benim de İşçi Dayanışma Bülteni ile tanışmam böyle bir zamana denk geldi.
Bir akşam iş dönüşü araçtan indiğimde bir ses işittim; “İşçiler, emekçiler, kardeşler…” Sese doğru yönelince meydanda bir grup kırmızı önlük ve şapkalı insan dikkatimi çekti. Uzaktan bakıp ne yaptıklarını anlamaya çalışırken bu arkadaşlardan birisi yanıma yaklaştı. “İşçi Dayanışması bültenimizi almak ister misiniz” diyerek uzattı. Bültenin içeriğini anlatırken kısa bir sohbet ettik. Çalışma koşullarım üzerine konuşurken, işyerinde yaşadığım sorunu anlattım. Bu konuda daha deneyimli bir arkadaşla beni tanıştırdı. Bu arkadaşa sorunlarımı anlatınca “öncelikle buradaki işimizi bitirelim, daha sonra oturup bir çay içeriz ne yapman gerektiğini konuşuruz” dedi. Oturup konuşmaya başladığımızda, bir işçi ile değil sanki bir avukatla konuştuğumu düşündüm. Haklarımı ve patronun İş Kanununa uygun olmayan uygulamalarını bana bir bir anlattı. Bunları duyunca bütün korkularımın yersiz olduğunu anladım. Haklıydım, sadece hakkımı almam için mücadele etmem gerekiyordu. Patronun karşısına çıktım, ezilip büzülmeden tazminatımı talep ettim. Bana bir sürü tehditler savurdu bense karşılığında yasal haklarımı ona anlattım. Eğer hakkımı vermezse iş mahkemesinde dava açacağımı söyledim. Bir anda ses tonu değişti ve “bizler medeni insanlarız, mahkemelerde ne işimiz var? O kadar sene birbirimize hakkımız geçti, yakışır mı bize?” dedi. Birkaç gün içinde de bana yardımcı olan arkadaşla hesapladığımız miktar üzerinden tazminatımı aldım.
İşte böyle arkadaşlar. O günden beri İşçi Dayanışması’nı sürekli okuyorum. O dönemde “acaba avukat mı” diye düşündüğüm, bana yardımcı olan arkadaşın da, bunları İşçi Dayanışması’ndan öğrendiğini anladım. Buradan edindiğim deneyimle çevremdeki bir sürü işçi arkadaşıma yardımcı oldum. Onların da İşçi Dayanışması Bültenimizle tanışmasını sağladım. Bir kere yalnız olmadığımı, yaşadığım sorunların sadece bana ait olmadığını, UİD-DER’in yayın organı İşçi Dayanışması bülteninden öğrendim. Sınıfımın olduğunu ve bir arada mücadele edersek var olan haksızlıkların üstesinden gelebileceğimizi kavramamı sağladı. Biz işçiler için yaşanılabilir bir dünyayı kendi ellerimizle kuracağımızı, bunun için de mücadele etmemiz gerektiğini anladım. Çünkü işçiler bir aradaysa güçlüler. İşçi Dayanışması bültenini daha çok işçiye ulaştırmak ve onları mücadeleye ortak etmek biz UİD-DER’li işçilerin en büyük görevi.
“O DİSK’ten Geldi”
Mücadelede Bir Tohum: İşçi Dayanışması
- İşçi Dayanışması Kaynağından Çağlayarak Büyüyor
- İşçi Dayanışması Bültenini Birlikte Okuyoruz
- Hepsi Seninle İlgili!
- “Bu Gazete Hayat Kurtarır, Zihin Açar, Bilinç Geliştirir!”
- Gıda Siyasetin Dışında mı?
- İşçi Dayanışması’yla Geçmişimizi Öğreniyor, Geleceğimizi Örmeye Devam Ediyoruz
- “Beynimizi Kim Yıkamalı?”
- “Anne Bak, Köfte Yazıyor”
- Yeter Demenin Vakti Geldi!
- İşçi Dayanışması’nın Kıymetini Bilelim
- İşçi Dayanışması, Emekçi Kadınların Pusulası
- İşçi Dayanışması'nın 151. Sayısı Çıktı!
- İşçi Dayanışması Gözlerimdeki Bağı Açtı
- İşçi Sınıfının Rehberi 150. Sayısında Yol Göstermeye Devam Ediyor
- İşçiden İşçiye, İşçi Dayanışması!
- Kutup Yıldızımız İşçi Dayanışmamız!
- 150. Sayısıyla İşçilere Temiz Bir Nefestir İşçi Dayanışması
- İşçi Dayanışması İşçi Sınıfının Hafızası
- Gençlerin Gazetemize Mesajları
- Sınıf Bilinci Oluşturma ve Koruma Kalkanı
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...