Buradasınız
Karıncalar ve Filin Hikâyesi
Esenyurt’tan bir emekçi
Fil kendini ormanın en güçlü hayvanı ilan etmiş ve yönetimi eline almış. Herkesin iyiliğini düşündüğünü ileri sürerek ormandaki bütün düzeni yeniden kurmuş. Gerçekte ise sadece kendi çıkarlarını gözeterek, ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzen kurmuş. Aslanı, kaplanı, ayısı, ormanın en güçlü hayvanları arasından bile buna karşı çıkan olmamış.
Gün geçtikçe fil yerini iyiden iyiye sağlamlaştırmış. “Herkes kendi arasında nasıl yaşarsa yaşasın ama benimle ilişkilerine dikkat etsin. Kurallarıma itaat edin, sizlere kurallarıma uyma özgürlüğünü veriyorum” demeye başlamış. Gel zaman git zaman fil ve arkasında yedeklenen ayak takımı, “bize şükredin, biz olmasak ne olur bu ormanın hali? Açlık, kıtlık, maazallah başınıza bin bir türlü felaket gelir” diyerek ormanda dolaşır olmuşlar. “Sadece itaat edin, sorgulamayın. Biz ne yapıyorsak ormanın ve sizin iyiliğiniz için yapıyoruz” diyorlarmış. Ormandaki hayvanlar ise “sesimizi çıkarmayalım. Her şeyi sineye çekelim ki düzen bozulmasın” endişesiyle söylenenlere ses çıkarmıyor, file güveniyorlarmış. Ancak değişim ormanda yaşayan hayvanlara refahtan çok sefalet getirmiş. Bazı hayvanlardan sesler yükselmeye başlayınca onları bozguncu, ormanın düşmanı ilan etmişler.
Filin bir özelliği de kindar olmasıymış. Kendisini eleştirenleri hiç unutmaz, ne yapıp ne edip yetkisini ve gücünü kullanıp intikamını alırmış. Filin gücünün arkasında yedeklenen hayvanlar hariç ormanda yaşayan hayvanların hayatı alt üst olmaya başlamış. Fil hortumuna geleni devirip, ayağına geleni eziyormuş. Kimseyi dinlemeye tahammüllü yokmuş. Bir gün tepinirken karınca yuvası ayağının altında kalmış, yani karıncalar da filin gücünden nasibini almış. Karıncalar bakmışlar bu iş böyle olmayacak, hortumun içinden girip başlamışlar yol almaya. Karıncalar hareket ettikçe filin hortumu kaşınmış. Fil hortumunu dağa taşa vurdukça karıncalar daha çok hareketlenmiş, bu sefer de beyni gıdıklanmaya başlamış filin. Sonunda kafasını oraya vur, buraya vur derken vücudu iflas etmiş, ne olduğunu anlamadan ölmüş. Ormanın kralı koskoca fili, bir avuç karınca dize getirmiş, birlikte hareket ederek. Ve ormana özgürlük getirmişler.
Bir arkadaşımdan dinledim bu hikâyeyi, çokça benzerini Yaşar Kemal “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı, Topal Karınca” kitabında anlatmış. Ormandaki bu hikâyeden çıkarılacak dersler var. Bugün toplumda filin gücünün arkasında yedeklenenler gibi küçük bir azınlık hayatından memnun, patronlar kârlarına kâr katıyor. Bizim alın terimiz ve emeğimiz üzerinden hayatlarını zevkusefa içinde yaşıyorlar. Ya biz emekçiler ne yaşıyoruz!
Birileri filler gibi yukarıda tepişirken, yaşamlarımız onların ayakları altında eziliyor. Şu anda yönetenler ve patronlar güçlerine güvenerek, bizi dize getirdiklerini sanıyorlar. Örgütsüz ve birlikte hareket edemeyen işçilerin zaafından faydalanıyorlar. Oysa güç işçi sınıfının üreten ellerindedir. Kaderimizi ve geleceğimizi belirleyecek olan yürüteceğimiz örgütlü mücadele ve birlikte hareket etmemizdir, aynı karıncalar gibi!
- Sömürü Düzenine Paydos Örgütlü İşçilerle Gelecek
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
- “Mübadele Öyküleri” İzmir’den Anlatıyor…
- Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- Erzurumlu Emrah’ın Hikâyesi, Bizim Hikâyemiz
- Savaşın Gerçek Yüzünü Anlatan İki Kitap
- Sarı Mehmet Olmak!
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Şikago Mezbahaları ve Kapitalizm
- Cefakâr Galip Ustalar ve İnsanlığın Özgürlük Bahçesi
- “Ölümün Ağzı”
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Büyük Biraderler İş Başında!
- Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
- Genç İşçi Xu Linzi
- İşçi Sınıfının Tarihe Tanıklık Eden Ozanları
- Bal Arıları, Bülbül ve Açgözlü Dev
- Yaşamı Geliştirenler: Haliç’in Direnen İşçileri
- Türkiye’de Asgari Ücret Düşük Değilmiş!
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- Yine, Tekrar, Bir Daha Şahlanıyoruz!
- Ucuz Bir Hayatı Neden Bu Kadar Pahalıya Yaşıyoruz?
- “Hiçbir Faydası Yoksa Neden Vergi Ödüyorum?”
- “Başımıza Ne Geliyorsa Nüfus Artışından” mı?
- Aman Bize Müjde Vermesinler!
- Onca Şeye Rağmen Gündemlerinde Yer Alamıyoruz
- Patronun Havucu İşçinin Onuru
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bir Değil, İki Değil, Üç Değil!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- Derinleşen Yoksulluk ve Artan Eğitim Maliyetleri
- “Türkiye Yüzyılı” Yalanı
- Ödediğimiz Primlerden Payımıza Düşen Ne?
- Sağlık Sorunlarımız Kader Değil, Sınıfsal!
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- “Ne Yapsam Mutlu Olamıyorum!”
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 44 yıl geçti. Darbeyle hesaplaşamayan Türkiye işçi sınıfı uğradığı hak kayıplarını telafi edemediği gibi yeni kayıplar yaşadı, yaşıyor. Sınıfsal hafızaya vurulan ağır darbe yüzünden 1980 sonrası işçi...
- 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle egemenler geçmişle gelecek arasındaki köprüleri yıkmak, işçilerin mücadele deneyimlerini unutturmak istediler. Toplumu baskı ve şiddetle susturdular, yıllarca sürecek bir karanlığa hapsettiler. Çekilen tüm...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 10 Eylülde Gebze Kent Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu, DİSK Birleşik Metal...
- Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustostan beri kayıp olan 8 yaşındaki Narin, 19 gün sonra yapılan bir ihbar sonucunda, öldürülmüş ve cansız bedeni bir torba içinde dere kenarına bırakılmış olarak bulundu. Narin’in...
- Polisin saldırılarına, Emniyet Müdürünün tehdidine boyun eğmeyen direnişçi Polonez işçileri halaylarla, türkülerle, sloganlarla, dayanışmayla direnişlerini sürdürüyorlar. Tüm emek dostlarını direnişleriyle dayanışmaya çağırıyorlar.
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi işçilerin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Siyasi iktidarın ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesen ekonomi programları ise sorunlarımızı katlanarak büyütüyor. Bu...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı. Hem su sarfiyatını azaltacak hem de aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerilerini sıraladı. Aşırı kurak bir dönem...
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...