Buradasınız
Kıdem Tazminatının Gaspına ve Kölelik Bürolarına Hayır!

Kıdem tazminatı hakkımızın gaspı anlamına gelen kıdem tazminatının fona devredilmesi planı, işçi sınıfı için çok büyük bir saldırıdır. Geçmiş yıllarda yine hükümetin kıdem tazminatının fona devredilmesine ilişkin adımları, UİD-DER’in topladığı imzalar ve sendikaların tepkisi üzerine durdurulmuştu. Bugün gelinen süreçte ise hükümet patronlar sınıfı için ağır bir yük olarak gördüğü kıdem tazminatının gaspını tekrar gündemine almış bulunuyor. İşçiler için iş güvencesi anlamına da gelen kıdem tazminatının gaspını ancak işçi sınıfının mücadelesi durdurabilir.
UİD-DER kıdem tazminatı hakkımızın gasp edilmesine ve kölelik bürolarının kurulmak istenmesine karşı 13 Mart Pazar günü Pendik’te stant kurdu. Standımızda konuştuğumuz işçiler, öğrenciler ve işçi aileleri bu saldırıya karşı tepkiliydi. İşçilerin bir kısmı, burjuva medyanın anlattığı hali ile kıdem tazminatı fonunun iyi bir şey olduğu düşüncesinin oluştuğu, böylece herkesin tazminat alacağının zannedildiğini söylediler. Onlara aslında sermaye medyasında anlatılanın gerçeği yansıtmadığını ve biz işçi sınıfı için kıdem tazminatı fonunun nasıl ciddi bir saldırı olduğunu anlattık. Bunu öğrenen işçiler “biz bunu bilmiyorduk, anlattıklarınız çok önemli, buna karşı bir şeyler yapılmalı” dediler. Bu saldırının iç yüzünü bilip sorunun farkında olan işçiler ise birlik olamazsak kıdem tazminatı hakkımızın elimizden alınacağını, buna karşı herkesin sesini çıkarması gerektiğini ifade ettiler.
Standımızda Mutlu Akü’de çalışan işçilerle de sohbet ettik. Mutlu Akü işçileri birçok işçi arkadaşlarının kanlarında kurşun oranlarının fazla çıkması nedeni ile raporlu olduğunu anlattılar. İşçiler, kanlarında bugüne kadar çıkan laboratuar sonuçlarının iki katından fazla kurşuna rastlandığını anlattılar. Birçok işçi bu nedenle meslek hastalıkları hastanesine yatırılırken yine işçilerin büyük bir bölümüne rapor verilmiş. Tüm bunlar yaşanırken gerekli güvenlik önlemleri alınmadan fabrikada üretimin devam ettiğini söylediler.
Üniversite sınavından çıkan öğrenciler de standımıza geldiler. Öğrencilerle sınav sisteminin adaletsizliği ve gençlerin sorunları üzerine sohbet ettik ve onları derneğimizin çalışmalarına davet ettik.
Standımızda konuştuğumuz işçilere eğer biz bir araya gelip kıdem tazminatı hakkımıza yapılacak olan bu saldırının önüne geçemezsek gelecekte biz işçileri çok daha kötü koşulların ve güvencesiz çalışmanın beklediğini anlattık. Konuştuğumuz işçiler çok önemli bir çalışma yaptığımızı söyleyerek bize teşekkür ettiler. Kıdem tazminatımızın gasp edilmesi saldırısına karşı derneğimizin başlatmış olduğu kampanya devam ediyor. UİD-DER birçok bölgede stantlarla, seminerlerle ve etkinliklerle işçilere ulaşarak kıdem tazminatı ve kölelik büroları saldırısına karşı işçileri mücadeleye katmaya devam ediyor.
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...
- Ben 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılan gençlerden biriyim. Gençlerin artık seslerini duyurmaya ihtiyacı var. Sesimizi boğmaya çalışanların tuzaklarını aşıp, hiçlik duygusundan çıkıp değişimin öznesi olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta yaşadığımız coşkuda bunu...