Buradasınız
Kim Daha Zeki?
GOSB’dan bir kadın metal işçisi
Çeşitli zekâ oyunları ve testleri hemen hepimizin karşısına çıkmıştır. Geçenlerde fabrikada benim de karşıma çıktı. Makinede çalışırken etraftaki diğer işçi arkadaşların hallerinde bir tuhaflık sezdim. Herkes birbirine durmadan bir şey soruyor ve buna bağlı olarak da karşıdaki muhatapların surat ifadeleri değişiyordu. İlgimi çekti ve gidip ne olup bittiğini sordum. Meğer bizim Salih abiye bir yakını şöyle bir mantık sorusu sormuş: “Kalem, armut, elma, çilek. Bunlardan hangisi diğerlerinden farklıdır?” Kalem cevabını veren Salih abiye yakını “sen de insanların geneliyle aynı cevabı verdin. Ortalama bir zekâya sahipsin. Eğer çilek deseydin, bu senin dahi olduğunu gösterirdi” demiş.
Salih abi de, fabrikadaki tüm işçi arkadaşlara bu soruyu soruyordu. Kalem diyenlere hüsran düşerken, çilek diyenler göğsü kabarık bir şekilde makinelerinin başlarına dönüyorlardı. Bana da aynı soruyu yönelten Salih abiyle sohbete koyulduk. “Ben olsam küçük bir çocuk gibi basit düşünürdüm ve çilek derdim. Bu benim dahi olduğumu göstermezdi. Benim çilek sevdiğimi gösterirdi” dedim. Sonra başladık düşünce biçimimize neyin yön verdiğine dair sohbet etmeye.
İçinde yaşadığımız kapitalist sistemde, ne kadar sömürüldüğümüzü anlamak ve harekete geçmek için dahi olmaya gerek yok. Sabah akşam durmaksızın üretim devam ederken, öte yanda milyonların aç ve yoksul oluşunu görmek için dahi olmak şart değil. Artan iş kazalarını, yasaklanan grevlerimizi, gasp edilmeye çalışılan diğer tüm haklarımızı görmek için üstün zekâlı olmak gerekmiyor. Sohbet böyle ilerlerken, Salih abi; “haklısın, az daha bu oyuna kanıp benden bir şey olmaz diye köşeme çekilecektim. Oysa herkesin farklı yetenekleri var. Bir tek soruyla kimsenin zekâsı hakkında karar verilemez. Biz işçiler her şeyi ellerimizle var ediyoruz, biz bir saat şalter indirsek hayat durur” deyiverdi.
Gerçekliği kavrayamayıp kendimizden umudu kesmemizin nedeni, zeki olmayışımızdan değil, işçi sınıfı olarak yeterince örgütlü olmayışımızda. Çelişkileri görüp mücadele edecek işçi sınıfı, patronlara ve onların akıl oyunlarına kanmayacağımızın en büyük göstergesi olacaktır. Yeter ki örgütlü gücümüzden destek alalım ve geçmişin deneyimleriyle donanımımızı güçlendirelim.
Fazla Mesai ve Fedakârlık
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Topraktan başını güneşe uzatan filiz, meyve veren dal, ana rahminden kopup emekle, sabırla büyütülen çocuk… Yeşeren, serpilip gelişen, bugünden yarına geleceğe dönüşen yaşam… Biz emekçi kadınlar yaşam zahmetsiz, kahırsız, mutlulukla aksın isteriz....
- Burjuva partilerin vekil adayları seçim zamanı bizdenmiş gibi görünüp türlü vaatlerle oyumuzu almaya çalışırlar. Seçim biter bitmez sonraki seçime dek bizi umursamazlar. İşçi ve emekçilerin haklarına saldırı, sermaye sahiplerine kıyak anlamına gelen...
- 57 gündür direnişte olan Polonez işçileri gece ve gündüz fabrika önünde direnerek, polisin baskısına boyun eğmeyerek mücadele ediyor, sendikal haklarının tanınmasını istiyor. Antep’te bulunan Akcanlar Tekstil işçileri de 7’li vardiya sistemi...
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 44 yıl geçti. Darbeyle hesaplaşamayan Türkiye işçi sınıfı uğradığı hak kayıplarını telafi edemediği gibi yeni kayıplar yaşadı, yaşıyor. Sınıfsal hafızaya vurulan ağır darbe yüzünden 1980 sonrası işçi...
- 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle egemenler geçmişle gelecek arasındaki köprüleri yıkmak, işçilerin mücadele deneyimlerini unutturmak istediler. Toplumu baskı ve şiddetle susturdular, yıllarca sürecek bir karanlığa hapsettiler. Çekilen tüm...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 10 Eylülde Gebze Kent Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu, DİSK Birleşik Metal...
- Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustostan beri kayıp olan 8 yaşındaki Narin, 19 gün sonra yapılan bir ihbar sonucunda, öldürülmüş ve cansız bedeni bir torba içinde dere kenarına bırakılmış olarak bulundu. Narin’in...
- Polisin saldırılarına, Emniyet Müdürünün tehdidine boyun eğmeyen direnişçi Polonez işçileri halaylarla, türkülerle, sloganlarla, dayanışmayla direnişlerini sürdürüyorlar. Tüm emek dostlarını direnişleriyle dayanışmaya çağırıyorlar.
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi işçilerin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Siyasi iktidarın ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesen ekonomi programları ise sorunlarımızı katlanarak büyütüyor. Bu...