Buradasınız
Kimin Ekmeğini Yersen Onun Kılıcını Sallarsın!
Toplumsal sorunların kangrenleştiği, kendini her alanda dışa vurduğu bir dönemden geçiyoruz. Milyonlarca işçi ve emekçi olarak alabildiğine artan enflasyonun, yoksulluğun, işsizliğin, eşitsizliğin, adaletsizliğin yaşamımızı nasıl zehir ettiğini en iyi biz biliyoruz. Tam da bu nedenle artık giderek çok daha fazla emekçi Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun, yaşadığımız sorunların başlıca sorumlusunun siyasi iktidar ve onun işçi-emekçi düşmanı politikaları olduğunu görüyor, anlıyor. Siyasi iktidara destek verenlerin sayısı dramatik biçimde azalıyor. Durum böyle olunca iktidara yakın çevreler içinde bu gerçeği görenler ve iktidarı kaybetme korkusuyla “kendimize çeki düzen verelim, daha fazla ileri gitmeyelim” diyenler çıkabiliyor. Gelin görün ki tam da bu noktada kimi “hocalar”, “profesörler”, devreye giriyor ve iktidarı eleştirmenin “caiz” olmadığını öne sürüyorlar!
Mesela iktidar çevrelerinde pek makbul bir isim, bir “büyük hoca” olarak kabul edilen Hayrettin Karaman, şöyle diyor: “Bu iktidardan pek çok beklentiniz gerçekleşti, camiayı hayretle izliyorum, bak demedi demeyin, sonra Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz, iktidara zarar verecekse haksızlık ve yanlışlardan şikâyetle doğruları söylemek caizdir diyemem.” Karaman, bu sözlerle iktidardan nemalanıp ayrıcalıklarını kaybetme korkusu yaşayanlara “doğruları söylemeyin çünkü ayrıcalıklarınız, yağmalama özgürlüğünüz elinizden gidebilir, emekçilerin gözünün açılmaması için susun” demiş oluyor. Yani ne pahasına olursa olsun suç ortaklığının devam etmesini istiyor!
20 Aralık gecesi yaşanan vurgundan sonra Erdoğan, kur korumalı lira mevduatı uygulamasına geçileceğini, dolar mevduatlarını liraya çevirenlerin kayıplarının güncel kura göre hazineden karşılanacağını söyledi. Aslında bu, faizlerin arttırılması anlamına geliyor. Ama haksızlık ve yanlışlıklara rağmen doğruları söylemenin, iktidarı eleştirmenin caiz olmadığı fetvası veren Hayrettin Karaman; bu defa da kur korumalı mevduat uygulamasının örtülü faiz olduğunu söyleyenlerle aynı kanaatte olmadığını söylemekten, devletin ödemesinin “hibe” olduğu fetvası vermekten çekinmedi.
Elbette Karaman yalnız değil. Tıpkı Karaman gibi Abdurrahman Dilipak da doların yükselmesi karşısında mutfağı yangın yerine dönen ve durumdan şikâyet eden emekçilere, “bu doları çıkaran da düşüren de Allah’tır! Her şey Allah’ın iradesi içindedir” diyebiliyor. Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu ise başka bir gazetenin zam haberine kızıp köpürerek, “benzine, motorlu araç vergisine, emlak vergisine, köprü ve otoyol geçişlerine, taksi ücretlerine, sigara ve alkole gelen zamlar dar gelirli vatandaşı ne ilgilendirir?” diye sorabiliyor. Yani düpedüz emekçileri aptal yerine koyuyor, istedikleri gibi onları yönlendirebileceklerini sanıyorlar.
Atalarımız “kimin ekmeğini yersen onun kılıcını sallarsın” demiş. Bugünün malum şahısları iktidar ve güç sahiplerinin ekmeğini yiyorlar, zulmün kılıcını sallıyorlar. Bu nedenle sürekli gerçekleri çarpıtmak, yalan söylemek zorundalar. Onların düşüncelerini belirleyen çıkarlarıdır, bu yüzden kalemlerini iktidarın emrine veriyorlar. Bu yüzden onlar, aldatmak istedikleri işçi ve emekçilerin zalime boyun eğmesini sağlamaya çalışıyorlar. Tarihin her döneminde tıpkı onlar gibi kendi çıkarları için güçlüden ve zalimden yana tutum alanlar, zulmün kılıcını sallayanlar olmuştur ama böyleleri yüz karaları olarak tarihsel hafızaya kaydedilmiştir.
Mesela 1830’lardan itibaren işçi sınıfının mücadelesi yükselişe geçtiğinde sermaye sınıfının yanında saf tutan iktisatçılar en adi yalanlarla kapitalist sömürüyü aklamaya giriştiler. Onlar söylediklerinin doğru olmasına değil sermaye sınıfına yararlı olmasına özen gösteriyorlardı. Örneğin 1837’de bir broşür yayımlayan İngiliz iktisatçılarından Nassau Senior, on saatlik işgünü talebini karalıyor, fabrikanın tüm net kârının “son saat”ten elde edildiği zırvasını savunuyordu. Şayet iş saatleri günde 1 saat azaltılacak olsa net kârın tamamının yok olup gideceğini söylüyordu. Oysa kâr o son saatten değil, işgünün işçilere ödenmeyen kısmından (artı-emek) doğuyordu. Burjuva iktisatçılar, kârın kaynağının emek sömürüsü olduğunu gizlemek için bilimi sermayenin hizmetine koşuyor, gerçekleri çarpıtıyorlardı. Çünkü sermayenin kılıcını kuşanmış, akıl ve kalemlerini egemenlere satmışlardı. Durum bugün de aynıdır. İktisatçısından din adamına, bürokratından gazetecisine sermaye sınıfının ve iktidarın hizmetinde kılıç sallayanların amacı sömürü düzenini ayakta tutmaktır!
Panterler Konuşsaydı
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
Son Eklenenler
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...