Buradasınız
Kriterlere Uymayan İşsiz Adam
Mersin’den işsiz bir işçi

İşçilerin çalışma hayatında çektikleri sıkıntılar bitmek bilmiyor. Uzayan çalışma saatleri, düşük ücretler, güvencesizlik, iş kazaları bunlardan sadece bazıları. Genel olarak çalışma hayatı çeşitli sorunlarla dolu. Bütün bunların öncesinde çalışma hayatına başlamadan önce çekilen sıkıntılardan birisi de işsizlik olmakta. Çalışmaya başlamak için, patronların çeşitli koşullarını kabul etmek ve çeşitli kriterleri taşımak gerekiyor. Ben de bir süre öncesinde işsizler kervanına katılan bir işçiyim. Belli bir süredir de iş bulmak ve çalışabilmek için durmadan çaba sarf ediyorum. Ancak iş arama sürecinde karşılaştığım o kadar fazla tuhaf durum var ki, anlatmakla bitmez.
Belli bir süre boyunca geçirdiğim öğrencilik hayatından sonra, çalışmak için iş aramaya başladım. Ancak karşılaştığım durum şu oldu; mevcut olan işlerde patronların aradığı hiçbir kritere uymuyorum, ya da bana dayatılan koşullar o kadar kötü ki o işyerinde örgütsüz biçimde, kötü koşullarda çalışan işçi arkadaşların haline mi üzüleyim yoksa kendi derdime mi yanayım karar veremedim. Örneğin görüşmeye gittiğim fabrikalardan birisinde patronun bana söyledikleri şunlar: “Çalışma saatimiz haftada 7 gün 12 saat. Mesaileri biz belirleriz. Çalışma sırasında diğer işçilerle konuşman yasak. Yarım saat yemek molası sonrası soluksuz çalışma. 2 aylık bir süre de deneme süreci olarak geçecek. Önceden de hiçbir yerde çalışmadığın için amirlerin sözünden çıkmaman gerekiyor.”
Duyduklarım önce beni şaşkınlığa uğratıyor ve bir süre kendime gelmeye çalışıyorum, sonra da bu halde çalışan işçilerin durumuna üzülüp oradan ayrılıyorum. Bu yaşadığım örneklerden sadece birisi. Bu ve buna benzer pek çok işyeriyle yaptığım görüşmelerde yaşadığım sorunlar hep benzer oldu. Ya “sen bizim kriterlerimize uymuyorsun” dendi ya da “bizim koşullarımız bunlar, çalışmak istersen buyur çalış, çalışmazsan sen bilirsin” cevabını aldım.
Oysa üniversiteye girerken sistem ne umutlar veriyordu bana. Okursam düzenli, iyi bir işim olacak, hayatım rahat geçecekti. Şimdi karşılaştığım tabloya bak. Elbette ben öğrenciliğim sırasında örgütlendiğim ve mücadeleye katıldığım için bunlarla karşılaşacağımı biliyordum. Ancak bu boş hayallere kanıp sonra da uyanamayan çok sayıda işçi-emekçi çocuğu arkadaşım var. Onların da bu gerçekleri görüp işçi sınıfı mücadelesine katılması gerekiyor. Sistemin pompaladığı bireysel kurtuluş hayalleri aldatmacadan başka bir şey değil çünkü.
Şimdilik düzenli bir iş bulup çalışma şansı elde edemedim. Geçici işlerde çalışarak hayatımı idame ettirmeye çalışıyorum. Ancak iş arama sürecinde anladım ki, patronlar daha en başından kendi koşullarını işçilere dayatmaya çalışıyorlar. Çalışırken başını kaldırma, kimseyle konuşma, bunları kabul etmiyorsan da çek git! İşçiler örgütsüz olduğu sürece de patronlar bu şekilde keyfi davranmaya devam edecekler. Ben UİD-DER’li bir işçi olarak biliyorum ki, işçi sınıfı olarak bu sorunların üstesinden ancak örgütlü biçimde mücadele ederek gelebiliriz.
BÜTÜN İŞSİZLERE İŞ! İŞGÜNÜ KISALTILSIN!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...