Buradasınız
Kuşkonmaz, Sakallı Bebekler, Kuyruklu Yıldızlar…
1963’te Hürriyet gazetesinde büyük sansasyon yaratan bir “haber” yayınlanır. Betty adında New Yorklu bir genç kız Türkiyeli Yaşar’a âşık olmuştur. Kızın zengin babası bu aşkı onaylamamış ve gençler Türkiye’ye kaçıp Bebek taraflarında bir gecekonduda yaşamaya başlamıştır. Gecekondunun üzerinde “Azparagas” yazmaktadır. Gençler gecekondularına bu adı vermiştir. Bu hikâye büyük ilgi görür, günlerce manşetlerde kalır. Haberi yapan gazeteciye Azparagas’ın anlamı sorulduğunda “bunlarda para az, gerisi gaz!” cevabını verir. Tabii kısa süre sonra haberin palavra olduğu ortaya çıkar. Meraklıları “azparagas”ın ne olduğunu araştırıp Meksika dilindeki asparagas, yani kuşkonmaz olabileceğini öğrenir ve bu tuhaf olay Türkçeye bir ifade kazandırır: Asparagas haber! Yani yalan, uydurma, sahte haber. Gerçekler ortaya çıkınca medya utanıp “asparagas” üretmekten vazgeçti sanmayın, “üretim” tam gaz devam eder!
1987’de bu defa Tan gazetesinde bir haber yayınlanır. Cerrahpaşa Hastanesinde sakallı bir bebek doğmuş, doğar doğmaz konuşup bayramın ikinci günü kıyametin kopacağını söylemiştir! Gazete, okurlarından “gerçekse bebeğin resmini yayınlasınlar, biz de kıyamete hazırlanalım” diyen mektuplar aldığını iddia eder. Ürkütücü bir çizimi bebeğin temsili resmi diye yayınlar. Kıyamet kopmaz ama resim haftalar boyunca gazetelerin ön sayfalarını doldurur ve insanların kâbusu olur. Sakallı Bebek olayından sadece bir yıl önce gündemde Halley kuyruklu yıldızı vardır. Milattan önce yaşayan insanlar tarafından bile bilinen ve bir hesaplamaya göre 76 yılda bir dünyadan görülebilen Halley kuyrukluyıldızı kıyametin habercisi olarak gösterilir, dehşet senaryoları çizilir. Bu durum adeta Halley’in kaderidir. Her şeyden habersiz uzayda süzülüp giden Halley, daha önce de çok kez kıyamet alameti ilan edilmiştir.
Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1910’da Halley semaları süslerken, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç adlı romanını yazar. Gürpınar, romanın önsözünde şöyle der: “İnsanoğullarının korktuklarından ziyade korkmadıkları şeylerden çekininiz. Ta vaaz verenlerden tutunuz da teknik bilgi sahiplerine kadar insanların bilginleri de, filozofları da öbür kardeşlerini korkutma düşkünlüğünden kendilerini alamıyorlar.” Gürpınar bu listeye sermaye medyasını, burjuva siyasetçileri neden eklememiş bilinmez ama bugün yaşasa herhalde eklerdi. Egemenler, korkutmadan, zihnimizi bulandırmadan, hedef şaşırtıp oyalamadan, yalanlarla körleştirmeden bizi yönetemeyeceklerini çok iyi bilirler. Bunun için bilginleri, gazetecileri ve her türlü aracı kullanırlar. Bu araçları kendi borazanları haline getirirler.
Bazılarımız “asparagas haberleri, magazin programlarını, mafya dizilerini izlemiyorum, seçici davranıyorum, sadece haber bültenlerini, tartışma programlarını takip ediyorum” diyebilir. Bu programların magazin programları gibi yalanlarla, çarpıtmalarla dolu olmadığını düşünebilir. Bu programlardan zarar değil yarar geleceğini, bilgileneceğini zannedebilir. Ama gerçeklik öyle değildir.
Egemenler zihnimizi bulandırmak için sakallı bebek, kuyrukluyıldız yalanlarıyla yetinmiyor, çok daha fazlasını yapıyor! Mesela “emekliye müjde” haberleri yapılıyor, emekli olmanın ne kadar kolaylaştığı, emeklilere bol bol ikramiye verildiği anlatılıyor, 7 milyon EYT’linin talepleri yok sayılıyor, insanlar bu taleplerin haklılığını göremez hale getiriliyor. Mesela siyasi iktidarın Suriye’deki, Libya’daki politikaları parlatılıyor ve insanlar aslında tehlikeli bir savaşa ikna ediliyor. ABD medyası da 2001’den sonra aynı yöntemlerle halkı ABD egemenlerinin Ortadoğu’ya demokrasi ve barış götürdüğüne inandırmadı mı?
Evet, “dünyaya bir kuyrukluyıldız yaklaşıyor” başlıkları atılıyor, haberi açınca öğreniyoruz ki bu kuyrukluyıldız 6 milyon kilometre ötemizden geçip gidiyor. “Uzaylılar dünyamızı ziyaret etti” başlıkları atılıyor, uzaylıların aracı diye gösterilen şeyin havaya fırlatılan lastik jantı olduğu ortaya çıkıyor. Peki, yalanlar gerçekten sadece bunlardan mı ibaret? “Huylu huyundan vazgeçmez” ne de olsa. Söz konusu kapitalizm ve sermaye medyası olunca değişen bir şey olmuyor. Sürekli yalan söyleyerek ve bu yalanları en yüce hakikat katına çıkartarak emekçileri aldatıyorlar. Biz biz olalım ve “sakallı bebek” benzeri yalanlar üreten sermaye medyasına inanmayalım!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
Son Eklenenler
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...