Buradasınız
“MasterChef” Erman Yemeğini Neden Yapamadı?
Kocaeli’den bir kadın petrokimya işçisi

Çalıştığım işyerinde arkadaşım Erman abi, televizyon kanallarının popüler yarışması MasterChef’de yapılan bir yemeği çok beğenmiş, çay molasında ballandıra ballandıra anlatıyordu. 350 gram dana bonfile, dana füme, 300 gram kestane mantarı, tereyağı, 100 gram salkım çeri domates, milföy hamuru ve çeşitli baharatlarla yapılan Beef Wellington (Bif Velingtın) denilen bu yemeği evinde eşiyle birlikte yapıp afiyetle yemeği düşündüğünü söyledi.
Eşine, “hanım, çok güzel bir yemek, biz de yapalım” demiş hevesle. Sonra “bu yemek tarifindeki malzemelerden hangisi var evimizde?” diye sormuş. Eşi, “yalnızca fırın var. O da elektrik faturasını çok kabartıyor” cevabını vermiş. Bu cevapla morali bozulan Erman abi, bu sefer de başka bir yarışmacının yaptığı sac tava yemeğini çok beğenmiş. Şöyle anlattı: “400 gram dana etini domates, sivri biber, kuru soğan ve sarımsakla birlikte kuyruk yağı ve sıvı yağla tavada bir güzel kavurdular. Baharatlarla birlikte çok lezzetli bir yemek oldu.” Biz ağzımız sulanmış vaziyette dinlerken o anlatmaya devam etti. “Hanım, sac tava yapalım bari. Bunun malzemeleri var mı bizde?” diye sormuş. Eşi bu kez de “yalnızca tava var” diye cevaplamış. Merakla dinlediğimiz bu hikâyenin sonunda Erman abiye, “peki o gün ne yemek yediniz?” diye sorduk. O da “annemin memleketten gönderdiği tarhana vardı. Onun çorbasını yapıp içtik” dedi.
Erman abinin lezzetli yemekler yapabilen, becerikli bir aşçı olduğunu hepimiz biliyoruz. İmkânı olsa evinin MasterChef’i olabilir. Anlattığı hikâye ve sorumuza verdiği cevap hepimizi çok güldürdü. Lakin yaşadığımız gerçeği daha iyi görmemizi de sağladı. Biz işçiler fabrikalarda 10-12 saat çalışıyoruz. Ne kadar çalışırsak çalışalım aldığımız ücret gerçek ihtiyaçlarımızı karşılamaya, sağlıklı yemeye, giymeye, gezmeye, yaşamaya yetmiyor. Yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırı düzeyinde bir ücret alıyoruz. Bir aylık maaşımız tutarında maliyeti olan yemekleri ancak televizyonlardan izleyebiliyoruz. Tüm zenginlikleri ürettiğimiz halde en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamıyoruz. Çünkü bu düzende üretim insanların, toplumun ihtiyaçları için yapılmaz. Kapitalist düzende patronlar sınıfı tüm topluma ait olması gereken üretim araçlarına el koymuş durumdadır. Üretimi sadece ve sadece kâr elde etmek için yaparlar, sermayelerine sermaye, zenginliklerine zenginlik katarlar. Bize de ancak karnımızı doyurup işe gidecek, çalışacak kadar pay verirler.
Adımız, Yerimiz, Sınıfımız
Tarihten Bir Yaprak: 1974 Gıslaved Grevi
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
- Son Gülen İyi Güler!
- Şu Promosyon Meselesi…
- “MasterChef” Erman Yemeğini Neden Yapamadı?
- Protesto Saygısızlık mıdır Demokratik Hak mı?
- Yeşim’in Annesine Yaşatılanlar…
- Kartal ve Tavuk Hikâyesi
- Zam İsterken Nelere Dikkat Etmelisiniz?
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Biz Mücadele Ettikçe Güzel Olacak Her Şey
- UİD-DER’le Tanışmak
- Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde Yaşanan Sorunlar
- “Zincir Marketi Zincirine Bağladık”
- “Patronların Değil Abi, İşçilerin Grev Günlüğü Bu!”
- Patronlar mı Değişti, Yoksa İşçiler mi?
- Örgütlenen İşçinin Değişimi
- Patronun Ayak Oyunu Küflü Pasta
- Çocuklarımızın Haklarına Sahip Çıkalım
- Anne-Babalar ve Sınıf Atlayamayan Çocukları
Son Eklenenler
- Türkiye’de emekçilere yaşamı zehir eden; fiziksel, toplumsal, psikolojik olarak derinden etkileyen bir yoksullaşma var. Ancak toplumdaki çıkışsızlık duygusu, bu yoksullaşmanın çok daha katmerli biçimde hissedilmesine neden oluyor. Tek adam rejimi,...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası 26 Ocakta İstanbul’da bulunan Tuzla Eğitmen Koleji önünde, sendikalı olduğu ve tatil hakkını savunduğu için işten atılan öğretmen İrem Erdem için basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylemde bir konuşma yapan İrem...
- “Sizin de bildiğiniz gibi ev kadınları işçi sayılmaz, oysa evin işi, çocuğun bakımı bizim sırtımıza yıkılmış durumda. Mutfakta yapacağımız yemeği, yakacağımız doğalgazı, elektriği, suyu yani her şeyi hesap etmek zorundayız. Ürünlere gelen zamlar...
- Bizler Gebze’de yaşayan ev emekçisi, yemekhane ve metal işçisi kadınlarız. Taleplerimizi dilden dile yaydığımız “Yoksulluk Çığ Gibi Büyüyor, Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı” kampanyamızı Eylül ayından beri sürdürüyoruz. Kampanyamız...
- Adaletsizliğe, işsizliğe ve hayat pahalılığına karşı durmak istiyorsak; toplumun yapay temelde ayrıştırılmasına ve insanların ötekileştirilip aşağılanmasına karşı çıkıyorsak; grevlerimizi yasaklayan, demokratik hak ve özgürlüklerimizi yok eden tek...
- Bursa Demirtaş Sanayi Sitesindeki Barutçu Tekstil’de çalışan kadın işçiler Öz İplik-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atıldılar. İşçiler en meşru hakkı olan sendikalaşma haklarından vazgeçmeyerek fabrika önünde direnişe geçtiler. UİD-DER’li...
- Haklarını almakta kararlı özel sektör öğretmenleri 21 Ocakta Ankara’da bir kez daha taleplerini haykırdılar. Bingöl’de fırın işçileri kötü çalışma koşullarına artık yeter diyerek, 23 Ocakta DİSK/Gıda-İş Sendikası öncülüğünde Dörtyol Saat Kulesi...
- Ben çok fazla indirim kovalayan bir kadınım. Çünkü bir yandan kredi ödüyoruz bir yandan da tek maaşla iki çocuk yetiştiriyoruz. Mesela önceden alışveriş yaparken sıvı yağ, salça, çay gibi mutfak ihtiyaçlarından bir paket stok yapabilirken, şimdi...
- Metal patronlarının örgütü MESS ile yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamayan Green Transfo Energy Turkey Enerji Endüstrisi San. ve Tic. A.Ş’de (eski ismiyle Schneider Enerji’de) işçiler, grev yasağına rağmen greve çıktılar....
- Schneider Enerji’de 23 Ocak günü fabrikaya grev pankartı asıldı ve sloganlarla fabrikada grev başladı. Ancak siyasi iktidar işçi düşmanı olduğunu bir kez daha kanıtladı, işçilerin grev hakkını bir kez daha yok saydı. Grevin ikinci gününde Erdoğan’ın...
- MESS kapsamında olan Schneider Elektrik, Hitachi, Grid Solutions Enerji, Schneider Enerji, Arıtaş Kriyojenik’e bağlı olan 11 fabrikada toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 23 Ocakta grev kararı alınmıştı. Yapılan...
- Dili, dini, rengi, etnik kökeni ne olursa olsun kapitalizm altında dünyanın tüm işçilerinin kaderi ortaktır. Yoksullaştırma politikaları, hak gaspları, baskıcı ve antidemokratik rejimler, emperyalist savaşlar, birbirini izleyen krizler dünya işçi...
- Adana’nın Yüreğir ilçesinde yetmiş kişinin çalıştığı Arçelik Yetkili Servisinde işçiler, DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikasına üye oldular. İşyerinde sendikalı çalışmak için mücadele yürüten işçilerden bazıları işten çıkarıldı. İşten çıkarılan işçiler...