Buradasınız
Mücadele Edelim, Sorunlarımızı Çözelim!
Altınşehir’den bir kadın işçi

Merhaba kardeşler. Ben ünlü bir konfeksiyon markasının üretiminin yapıldığı fabrikada taşeron olarak çalışan bir kadın işçiyim. Bu markadan bahsedilince insanların aklına güzel kıyafetler, kaliteli mallar gelir. Burada çalışan biz işçilerin aklına ise sadece işçi sorunları, haksızlık ve zorbalık geliyor. Fabrikada yaşadığımız sorunlardan birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum. Asgari ücret alıyoruz ve bu parayla geçinemiyoruz. En düşük ev kirası 550-600 lira olmuş. Biz aldığımız ücreti kiraya mı verelim, eve destek mi çıkalım, kendi ihtiyaçlarımızı mı karşılayalım şaşırdık. Biz işçiler bu soruyu kendimize sormalıyız. Asgari ücretle geçinebiliyor muyuz?
Her sabah bir zam haberi alıyoruz. Ekmeğe, suya, ete, doğalgaza, kiraya yani her şeye zam geliyor. Ama asgari ücrete bir türlü adam akıllı bir zam gelmiyor. Biz işçiler her şeyi üretiyoruz. Bunun karşılığında sadece %3 zammı mı hak ediyoruz? Üstelik bizim fabrikada kuş kadar olan asgari ücreti bile bizlere çok görüyorlar. Hasta oluyoruz. Rapor aldığımız halde ücretimiz kesiliyor. Böylelikle elimize 3 kuruş geçiyor. Günümüzün 11 saatini patrona para kazandırmakla tüketiyoruz. Günün en güzel saatlerini işyerinde geçiriyoruz. Uzun iş saatlerinden dolayı çok yorgun oluyoruz. Günün kalan saatlerini sadece yorgunluğumuzu atmakla geçiriyoruz. Ailemizle, arkadaşlarımızla zaman geçiremiyoruz. Sosyal hayatımız yok. Çünkü zaman yok. Aynı zamanda taşeron işçi olmanın getirdiği sorunlarımız var. İşyerinde bir sorunla karşılaştığımızda muhatap bulamıyoruz. Sürekli işten atılmakla tehdit ediliyoruz. Bizler de sürekli işten atılma korkusuyla yaşıyoruz.
Arkadaşlar biz mücadele etmedikçe sorunlarımız çözülmeyecek. Yaşadığımız sorunlar her fabrikada, her işyerinde var. Ben düşük ücretlere, uzun iş saatlerine, taşerona artık yeter diyen bir kadın işçi olarak UİD-DER’in kampanyasını destekliyorum. Bu kampanyanın başarıya ulaşması için elimden geleni yapmaya hazırım. Bütün işçi kardeşlerimi örgütlü mücadelemize davet ediyorum.
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütlüysek Hiçbir Şey!
Sözde İş Güvenliği
Taleplerimiz Kimi Rahatsız Ediyor?
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...