Buradasınız
“Yatak Odamıza Kadar Girdi Bu Oyunlar!”
Aydınlı’dan bir metal işçisi

Teknoloji geliştikçe oyunlar çeşitleniyor, yaygınlaşıyor. Yok şeker toplamaca, yok balon patlatmaca, yok mücevher toplamaca… Saymakla bitmiyor oyunların adları. Sadece oyunla da sınırlı değil, facebook, twitter gibi sosyal medya araçları da yaygın bir şekilde cep telefonlarından takip edilir hale geldi. Sabah servise bindiğimde birçok işçi arkadaşım, elinde cep telefonu, oyun oynuyor. Çay molasında, yemek molasında, akşam işten çıkarken serviste tekrar bu oyunlara devam ediliyor. Bu sadece çalıştığım işyeriyle de sınırlı değil. Otobüste, minibüste, metroda, bir kafede bir araya gelindiğinde bile ceplerde duran telefonlar artık elden düşmüyor. İnsanlar birbirlerinin yüzlerine bakmadan, gözlerindeki o samimiyeti, dostça bakışı görmeden, bir ellerinde telefon, sohbet eder hale geldiler. O da sohbet sayılırsa; çoğu zaman suskunluk, ara ara laf atma…
İşyerindeki bir işçi arkadaşımla sohbet ederken o da aynı sorundan yakındı. “İnsanlar birbirlerine doğru düzgün selam bile vermez oldu. Ellerde telefon hayattan kopuyorlar. Bizim hanım bile elinden düşürmüyor telefonu. Bir oyuna takıldı, level atlayacağım diye yatakta bile oyun oynuyor. Resmen insanları bağımlı hâle getirdiler. Düşünsene, yatak odalarına kadar girdi bu oyunlar…”
Gencinden yaşlısına, kadın-erkek demeden toplumun büyük kesimi oyunların, sosyal medyanın adeta esiri hâline geldi. İnsanların kimi zaman stres atmanın, “kafa dağıtmanın”, kimi zaman eğlenmenin aracı olarak kullanmaya başladığı oyunlar, bir süre sonra tüm zamanı almaya başlıyor. İnsanlar, yanı başında olup bitenlerden, arkadaşlarından kopuk asosyal bir şekilde yaşamaya başlıyor. Biz işçiler elbette ki, yaşadığımız onca sıkıntıdan, stresten uzaklaşmaya, eğlenmeye ihtiyaç duyuyoruz. Fakat bizi bağımlı hale getiren teknolojik aygıtlardan bize dost da olmaz, hayır da gelmez. Onlar sadece bizleri oyalar ve geçici olarak sorunlarımızı, sıkıntılarımızı unutmamızı sağlar. Ertesi gün yine benzer durumlarla yüz yüze kalmaya devam ederiz. Dostça, güvenle yan yana gelmeye başladığımızda, birbirimizin gözündeki ışıltıyı görmeye başladığımızda birbirimizden güç ve moral alırız. Bizleri oyalamalarına da izin vermeyiz.
Bak Postacı Ne Halde Çalışıyor!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...