Buradasınız
İşçiler Hastalanmadan Önce Patrondan İzin Almalıymış!
Tuzla’dan UİD-DER’li bir kadın işçi

Ne kadar çok çalışırsak çalışalım, ne kadar çok mesailere kalırsak kalalım ne aldığımız para yetiyor ne de patronların “acil” işleri veya siparişleri bitiyor. İşler fabrikalarda hep acil ve nedense hiçbir zaman da biz işçiler bu işlere yetişemiyoruz. Mesailere kalıyoruz, bayramlarda çalışıyoruz, haftasonu çalışıyoruz ama yine de yetişemiyoruz. Çünkü patronlar sipariş alırken, ihale alırken, “benim şu kadar işçim var, bu kadar işçi ile bu işi şu kadar sürede bitiririm” diye plan yapmıyorlar. Ya da “işler artık çoğaldı, bu kadar işçi ile bu kadar iş mümkün değil yetişemez, benim yeni işçi işe almam gerekir” diye düşünmüyorlar. Öyle ya iş varsa işçiler ne yapıp edip o işi mutlaka yetiştirmek zorundadırlar. Yetişmeyeceği gün gibi orta da olsa da, biz işçilerin gırtlağına basarlar da basarlar.
Bir süre önce fabrikada birlikte çalıştığım bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. Mesele işyerine ve çalışma koşullarına gelince arkadaşım şunları söyledi: “İşler o kadar arttı ki artık hep mesai yaptırıyorlar. Bunlar iyice kafayı yedi. Artık dayanamıyorum, delireceğim anlatamam sana. Hastalanınca doktora gitmek istesek doğru düzgün izin vermiyorlar. Geçen gün doktora gitmek için üretim müdüründen izin isterken dayanamadım ve artık patladım: ‘Her ay işyerinde hastalanıp acillik oluyorum ve beni ambulansla hastaneye kaldırıyorlar. Hastanede kan tahlili yapılıyor. Yarın gel diyor doktor bana, ama siz izin vermediğiniz için gidip sonucumu alamıyorum. Benim yerime erkek kardeşim kadın doğum doktoruna sonuçlarımı götürüyor. Utandığı içinde bir şey anlatamıyor, doğru düzgün ilaç bile alamıyorum sizin yüzünüzden’ dedim.” Müdür arkadaşımı dinledikten sonra bir kâğıda tarihleri yazmış ve “Ayşe hanım, bu tarihlerde bizden izin istemezseniz iyi olur” diyerek ona vermiş. Öfkesinden burnundan soluyan arkadaşım, “Bunlar iyice çıldırmış. Nasıl yani, ben onun dediği tarihlere göre mi hastalanacağım? Bunun karısı yok mu? Ne demek istiyor? Delirmiş galiba” diyerek öfkesini benimle paylaştı.
O bunları anlatırken insanın öfkelenmemesi mümkün değil. Sırf işler yetişsin diye işçiler doktora dâhi gidip tedavi olamaz duruma geldiler. Artık hastalanıp doktora gitmek istemek suç, izin isteyen işçi de suçluymuş gibi muamele görüyor. Hele ki sıra kadın işçilere geldiğinde işyerindeki çalışma koşulları daha da zor ve katlanılamaz bir hale geliyor. Bizler işyerlerinde kadın olmaktan kaynaklı yaşadığımız sorunları anlatabileceğimiz ne bir muhatap buluyoruz, ne de anlatmaya çalıştığımızda bir çözüm bulunuyor. Hâlbuki İş Kanununda kadın işçilerin özel günlerinde bir gün ücretli izin hakkı var. Ama bıraktık bu izin hakkını kullanmayı, biz kadınlardan, ne zaman rahatsızlanacağımızı, ne zaman doktora gideceğimizi bile patronların işlerine göre ayarlamamız isteniyor. Dalga geçer gibi, fabrikalarda kadın işçilere bu koşullar reva görülüyor. İşyerlerimizde bu tarz muamelelere maruz kalmamak için biz kadın işçilerin örgütlenmek dışında bir çözüm yolumuz yok. Kadın ve erkek işçiler olarak aynı fabrikalarda, birlikte, omuz omuza çalışıp patronların sırtımızdan devasa kârlar kazanmalarını sağlıyorsak, kendimiz için de daha insanca çalışma saatleri, daha insanca yaşayabileceğimiz ücretler elde edebilmek için bir arada ve omuz omuza olmaya ihtiyacımız var. Bunu başarabiliriz. Yeter ki örgütlenip gücümüzün farkına varalım. Patronlar sınıfı, onların amirleri, müdürleri bakalım o zaman dalga geçer gibi karşımıza geçip bize böyle davranmaya cesaret edebilecek mi?
İşyerinde Yangın Çıktı!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...