Buradasınız
İşçiler Siyasete Aktif Olarak Katılmamalı mı?
Gebze’den bir gıda işçisi
7 Haziran genel seçimlerine kısa bir süre kala siyaset kazanı hızla kaynamaya devam ediyor. Düzen partileri “popüler”, “karizmatik”, “tanınmış” adaylar belirliyor, seçim programını oluşturuyor, reklâm ve tanıtım filmleri çekiyorlar. 31 partinin yarışacağı seçimlerde, 53 milyon 765 bin 231 kişi oy kullanacak. %10’luk seçim barajını aşan partiler Meclis’e girmeyi hak edecekler.
53 milyonu aşkın seçmenin ezici bir çoğunluğunu işçi ve emekçiler oluşturduğuna göre, siyasette belirleyici olan toplumsal kesimin de emekçiler olması beklenir. Fakat durum böyle mi? Geçen seçimlerde en yüksek oyu alan AKP, CHP ve MHP oldu. Peki, bu düzen partileri işçilerin hangi sorununa çare oldular? Bildiğiniz gibi, hiçbir sorununa! Peki, buna rağmen milyonlarca işçi neden bu partilere oy vermeye devam ediyor? Çünkü AKP, CHP, MHP benzeri düzen partileri gerçekte hangi sınıfa hizmet ettiklerini toplumdan gizleyerek, sanki sınıflar üstü hükümetler kurup tüm toplum kesimlerinin çıkarına politikalar izleyeceklermiş gibi bir algı oluşturmaya çalışıyor, bunu iddia ediyorlar. İşte asıl sorun buradadır. Yani bu düzen partileri açıkça hangi sınıfın çıkarlarına hizmet ettiklerini gizleyerek politika yapıyorlar. “Ülkenin”, “halkın”, “vatandaşların”, “milletin” çıkarları uğruna siyaset yaptıklarını iddia ediyorlar. Üstelik makam ve mevki hesapları yapmadan, tamamen bizlerin huzuru, güvenliği ve refahı için siyaset yaptıklarını söylüyorlar. Yani yalan söylüyorlar. Diğer yandan bu partiler din, ırk temelinde işçileri bölerek birbirine düşürüyor, bilinçleri çarpıtıp kafaların karışmasına neden oluyorlar.
Bütün partiler daima toplumda var olan sınıflardan birinin çıkarlarını savunmak için siyaset yaparlar. Örneğin AKP, CHP ve MHP’nin sermaye partileri olduğunu, sermaye sınıfının çıkarlarını savunduklarını sürekli dile getiriyoruz. Bu partilerde siyaset yapanlar, zenginlerin emrindedirler. Bu partilerin hiçbiri işçi sınıfının sorunlarını gündeme getirip bunların çözülmesi için mücadele etmezler. İşçilerin sömürülmesi, sendikal, siyasal hak ve özgürlükler, düşük ücretler, uzun iş saatleri, taşeron belası, mezarda emeklilik, iş cinayetleri gerçekte onların umurunda değildir. Bazen işçiden ve sorunlarından söz etseler de bu her zaman seçimlerde oy almaya dönüktür.
Onlar daima kapitalist sömürü düzeninin ayakta kalması, patronların daha fazla kâr etmesi, daha çok kazanması için siyaset yaparlar. İşçi ve emekçilerden topladıkları vergileri, hazine arazilerini, kamunun olanaklarını daima sermayeye kaynak olarak aktarırlar. İşçilerden toplanan paralarla oluşturulan işsizlik fonundan işsiz kalan işçiler yararlanamazken, bu fon patronlara peşkeş çekilir.
Türkiye’de AKP hükümetinin yürüttüğü siyaset sayesinde dolar milyarderi sayısı 30’u aşmıştır. Buna karşın milyonlarca insan işsiz, işçiler açlık veya yoksulluk sınırı altında ücretlerle kahır dolu bir hayat sürmektedir.
Bugün sermaye partileri bu denli güçlüyken biz işçiler ne yapmalıyız? Çoğu işçi “ben siyasetten anlamam” deyip siyasetin dışında kaldığını sanmaktadır. Oysa kapitalist toplumda siyaset dışı kalmak gibi bir seçenek yoktur. Ayrıca siyaset sadece dört yılda bir sandığa atılan oydan ibaret de değildir. Farklı çıkarlara sahip sınıflar varsa, orada farklı siyasetler de vardır. Önemli olan kimin siyasetinin yapıldığıdır. İşçiler, kendi sınıf çıkarları temelinde sendikalarında, derneklerinde ve diğer örgütlerinde bir araya gelmeli, bilinçlenmeli ve en acil sorunlarını başa alarak kapitalist sömürü düzenine karşı mücadele vermelidirler. İşte işçilerin yürüteceği siyasetin temeli budur ve bu siyaset AKP, MHP ve CHP gibi sermaye partilerinin siyasetinden tümüyle farklıdır.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...