Buradasınız
“Ne, Suriyeli mi?”
Gebze’den bir metal işçisi

Soğuk bir kış günü evden çıkmak üzere montumu giyiyorum. Yavaş yavaş gideceğim yere doğru yürümekteyim. Merkeze doğru yaklaşırken bütün ihtişamı ve görkemiyle büyük bir cami dikkatimi çekiyor. Taş duvarlarla örülmüş. Eski ve tarihi bir yapıt.
Hava yavaş yavaş kararıyor. Yoğun bir trafik ve insan kalabalığı var. İşçiler işlerinden eve dönmekteler. Nereye baksam yorgun bir yüz hızlı ve koşarcasına bir an önce evine varmanın ve dinlenmenin telaşında. Biraz daha yürüdükten sonra trafik ışıklarında birkaç çocuk dikkatimi çekiyor. Adımlarımı yavaşlatıyor ve onları incelemeye başlıyorum. Ufak tefek bir kız çocuğu siyah gözler, minicik elleri var. Tahminen 9-10 yaşlarında. Üzerinde eski püskü kıyafetleri ayağında ise terlikleri var. Birden irkiliyorum, çocuğu bu şekilde gördükten sonra havanın soğukluğunu tekrar hissediyorum. Çocuklar o arabadan o arabaya koşuşturuyor. Birazcık para alabilmek ve ailelerine birazcık destek olabilmek için. Bu çocuklar Suriye’deki savaştan kaçmış olmalılar…
O gün gece vardiyasındayım. İşe gitmek üzere servis durağına varıyorum. Birkaç dakika sonra da servis beni alıyor. Teker teker işçileri topladıktan sonra yolumuza devam ediyoruz. Fabrika uzaktan göründü. Servisin görünmesiyle fabrika kapısı sonuna kadar açıldı. İçeri giriyoruz kimimiz sigaralarımızı yakıyoruz. Kimimiz hemen kıyafetlerini değiştiriyor. Diğer vardiyadan işi devralacağız. 2 vardiyanın işçileri buluşuyor. Herkes bir kenarda sanki bir birini yıllarca görmemişçesine hasret giderir gibi son 5 dakikanın beraberliğini yaşıyor. İşçi arkadaşlarımızı gönderdikten sonra makinelerimizin başına geçiyoruz. Bir biri ardına dizilmiş pres makinelerinin arasından, kendi presime doğru gidiyorum. Başlıyoruz çalışmaya.
Makinelerimiz birbirine yakın mesafede. Dalgın dalgın bugün gördüğüm o küçük kız çocuğunu düşünüyorum. Bir ses geliyor derinden. Yanıma döndüğümde arkadaşım Ozan “hayırdır dalgınsın bugün” diyor. Gördüğüm olayı aynen ona aktarıyorum. “Çocuk Suriyeli” diyemeden lafımı kesiyor. “Onlar da gelmeselerdi buraya insan memleketini savunmaz mı? Niye kaçtılar? Onların yüzünden iş bulamıyoruz. Düşük ücrete çalışıyorlar hatta ev kiraları da arttı” diye bana serzenişte bulunuyor. Lafını bitirdikten sonra “bak Ozan” diyorum. “Kendini o kız çocuğunun ailesinin yerine koy veya o çocuğun sen olduğunu düşün. Sen evladının göz göre göre ölmesini ister misin?” Bir an yutkunuyor. “Sen olsaydın ne yapardın? Ve şunu bilmeni isterim ki bu düşük ücretler hiç de onların suçu değil patronlar onlara bunu dayatıyorlar. Onlar da mecbur oldukları için buna katlanmak zorunda kalıyorlar. Yine ev kiraları konusunda ise onlar gelmeden önce de ev kiraları yüksekti. Bu işi onlara yüklemek sorunu çözmüyor. Patronların tam da istediği bu zaten, biz birbirimize düşelim ve bir araya gelip kendi sorunlarımızı konuşamayalım. Yoksa insanlar evini toprağını bırakıp neden dilini hiç bilmedikleri bir yerlere gelsinler ki?” Beni onaylarcasına başını salladı. Sonra “Ben hiç bu şekilde düşünmemiştim. Sen haklısın. Onlar da bizim kardeşimiz başımızın üstünde yerleri var” diyerek bu konuşmanın ardından fikrinin değiştiğini söyledi.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Savaş ve Biz İşçiler
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Japon Doro-Çiba Sendikasının Filistin Sendikalarına Yanıtı
- Filistin Sendikalarının UİD-DER’in Mesajına Yanıtı
- Türkiye’de ve Dünyada Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri: “Savaşı Durdurun!”
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Emekçiler Haykırdı: Rusya Elini Ukrayna’dan Çek! NATO’nun Genişlemesine Hayır!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Emekçiler Haksız Savaşlara Hayır Diyor!
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...