Buradasınız
Yaşayarak Öğrendim ki Yasalar da Taraflı
Pendik’ten bir işçi
Pazar günü bir grup arkadaşla oturmuş sohbet ediyorduk. Bir arkadaşımız “sonuçta bugüne kadar çalışanların hak edişleri kazanılmış hak olmuyor mu?” diye sorunca, aklıma yıllar önce belki de genç ve en heyecanlı zamanlarımda bir sendika avukatıyla yaptığım sohbet geldi.
İşçilik hayatım boyunca “kazanılmış hak” kavramının geçtiği her konuda aslında o konuşma aklıma gelir. Aslında patronlar sınıfının çıkarları söz konusu olduğunda ve işçi sınıfı örgütsüzken hakkını koruyamıyorsa kazanılmış haklar kaybediliyor. Bizler yasalarda yer alan, işçi sınıfının zamanında mücadele ederek kazandığı hakları korumalı, gerektiğinde mahkemelerde hakkımızı aramalıyız. Ama özünde yasalar patronlar sınıfının çıkarlarını korumayı amaç edinmiştir. Bundan dokuz yıl önce çalıştığım işyerinde örgütlenmek ve sendikaya üye olmak istemiştik. Bu sendikalaşma mücadelesinde öne çıktığımızdan, dört işçi işten çıkartılmıştık. Biz de sendikamızın avukatı aracılığı ile dava açtık ve davayı kazandık. Davamız Yargıtay’dan birçok işçi arkadaşımızın davasına göre daha kısa bir sürede ve benzer davalardakinden daha yüksek bir tazminat kararı ile döndü. Davanın Yargıtay’dan dönüşünden birkaç gün sonra sendikada arkadaşlarla ve avukatımız ile bir araya geldik. Elbette ben UİD-DER’li bir işçi olarak daha öncesinde konuyu araştırmış ve öğrenmiştim. Sendikamın avukatına şöyle sordum: “Şimdi Yargıtay tarafından bile bizim sendikalaşmaktan dolayı işten çıkartıldığımız tespit edildiğine göre Anayasanın 15. Maddesine göre ‘Sendikalaşmak anayasal bir haktır ve bu haktan mahrum bırakmaya ve/veya engellemeye yönelik davrananlar hakkında 6 ay ila 3 yıl arasında hapis cezası uygulanır’ diye bir hüküm yok mu?” Avukat “evet, doğru” deyince ben de “o zaman bu konuda da dava açabilir miyiz?” dedim. Avukat “Maalesef! İsterseniz başvurabiliriz ancak bu konuda daha önceden yapılan binlerce başvuru var ve hepsinin sonucu aynı. Dava bile açılamamış, hepsi savcılıktan geri dönerek ‘kovuşturmaya yer yok’ denilerek reddedilmiştir” diye cevap verdi. Sonrasında kendim araştırdığımda da söylediklerinin doğru olduğunu öğrendim. Yaşadığım bu olay bana anayasada yer alan ve devletin “anayasal bir hak” olarak güya “garanti altına aldığı” bir hakkımızı bile patronlar sınıfının işine gelmediği için uygulamadıklarını ve bu konuda kimsenin hesap sorma hakkının dahi olmadığını öğretmiş oldu.
Yani hak verilmez ve alınır. Eğer mücadele etmezsek var olan haklarımız elimizden alınır. Bugün de kıdem tazminatımız elimizden alınmak isteniyor. Üstelik bu, onlarca ya da yüzlerce işçiyi değil, bugün çalışmakta olan milyonlarca işçiyi yakından ilgilendiriyor. Televizyonlarda patronların sözcülüğünü yapanlar çıkıp kıdem tazminatı fonunun yasalarla korunacağını söylüyor. Fakat zaten anayasadaki maddeleri bile işlerine geldiği oranda kullandıran egemenler, bu fon hakkında yarın açılacak davaları, gelecek talepleri ne kadar dikkate alacaklar? O yasaları keyiflerine göre değiştirmeyecekler mi? Yani kıdem tazminatımız elimizden alındıktan sonra ne söz hakkımız olacak, ne de artık alabileceğimiz bir tazminatımız olacak. Bunun için işçiler olarak örgütlenmeli ve kıdem tazminatımızın fona devredilerek patronlara peşkeş çekilmesinin önüne geçmeliyiz.
Elleri Var Özgürlüğün
Yağmalanan Fonlar
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...