Buradasınız
Genç Bir İşçinin Mektubuna Cevap
Avcılar’dan dokuma işçisi bir kadın
Merhaba, değerli genç kardeşim. Bize yazdığın mektubu okudum. Bizlere yeni çalışmaya başladığın hastaneden karşılaştığın sorunları yazmışsın. Binlerce işçinin yaşadığı sorunları anlaşılır bir şekilde aktarmışsın. İçtenliğin ve samimiyetinle yazdığın bu mektup için tüm işçi arkadaşlarım adına öncelikle teşekkür ederim. Mektubunu okurken kendi çalışma hayatım geçti gözlerimin önünden. Bu sebeple ben de çalıştığım işyerinde yaşadığımız sorunları yazmaya karar verdim.
Yaklaşık 13 yıldır işçilik yapıyorum. Birçok farklı sektörde çalıştım. Hepsinde de ciddi sorunlar vardı. Uzun çalışma saatleri, düşük ücretler, güvencesiz iş koşulları, baskılar ve daha birçok sorun. Şuan çalıştığım dokuma fabrikasında da işe taşeron olarak başladım. Yaklaşık 6 ay taşeronda çalıştıktan sonra kadroya alındım. Taşeronda çalıştığım dönemler birçok sorun yaşıyordum ve kadroya geçtikten sonra bu sorunların biteceğini sanıyordum. Ama binlerce işçi gibi ben de yanıldım. Sorunlarımız olduğu gibi devam ediyor. İş güvenliğimiz yok. Makinelerdeki güvenlik butonları, sırf daha fazla üretim yapılsın diye çıkarılmış. Dolayısıyla elimizi kolumuzu kaptırdığımızda makineler durmuyor. Sonuçta çok daha ciddi iş kazaları meydana geliyor. Daha geçen ay bir kadın arkadaşımızın dört parmağını makine kopardı. Bizim işyerinde sorunlar iş kazalarıyla sınırlı değil. Yoğun iş temposu, uzun mesailer, kötü yemekler…
Değerli kardeşim, işçilerin sorunları gün geçtikçe artıyor. İş kazaları, işçi ölümleri, uzayan mesai saatleri, düşen ücretler, işsizlik… Kadrolu, taşeron, İŞ-KUR’lu fark etmiyor. Sorunları sayarsak bitmez. Türkiye ve dünyada tüm işçiler hemen hemen aynı sorunları yaşıyor. Ama umudumuzu yeşertecek çok önemli bir şey var. O da işçilerin sorunlarını çözebilecekleri gerçeği. Biz işçilerin bir araya gelerek, bilinçlenerek, sınıfımızın tarihini öğrenmemizle. Çünkü tek başımızayken sorunlar bizi boğar. Asıl olarak gücümüz birliğimizden gelir. Bunu bilmeli ve başarabileceğimize inanmalıyız. Hep birlikte örgütlü ve güzel günler yaşaman dileğiyle.
Tesadüfen Yaşıyoruz
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...