Buradasınız
Biz İşçiler Ne Çok Utanırız
GOSB’den bir kadın metal işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
İnsanın hırsı, korkusu, gözyaşı, sevinci, üzüntüsü ve kendisiyle savaşı… Değişik duygularımız vardır ve bunlar birçok kez çatışma halindedirler. Bir insandan duygularının alındığını düşünün. Geriye hareketli, etten kemikten bir makine kalır. Pek çok çeşidi vardır duyguların. Birine kızmak bir duygu, sevmek başka bir duygu, kıskanmak bambaşka bir duygu, utanmaksa çok daha başka bir duygudur. Biz işçilerin payına üzerine çok düşünmemiş olsak da çoğunlukla utanmak düşer.
Giydiğimiz eski ayakkabının içindeki başparmağı yırtık çorabımızı var gücümüzle saklarız, çorabımızdan utanırız. Ay sonunu denkleştiremeyiz bir türlü, eşten dosttan borç istemekten utanırız. Hasta olur da gidemeyiz doktora, hani olur da muayene parasını, ilaç parasını denkleştirememekten utanırız. Dertlerimiz dağ gibi yükselmiştir, bir dost hal hatır sorduğunda “iyiyim çok şükür” deyip geçiştiririz, içimizi dökmekten utanırız. Haksızlığa uğrar, hakkımızı sormaktan utanırız. Herkes gidiyorsa yanlış yöne, doğruyu görsek bile sürüden ayrılmaktan, yalnız kalmaktan utanırız. Hak mücadelesi sırasında slogan atılır hem korkudan hem de bilmezlikten yumruğumuzu kaldırıp slogan atmaktan utanırız. Patronlardır hakkımızı gasp eden, bizi üç kuruşa çalıştırıp iliklerimize kadar sömüren, biz fakirlikten, fukaralıktan utanırız. Sahi biz işçiler ne çok utanırız.
Sorularımızı dik dik soralım! Sırtımıza yüklenmiş kapitalizmin ağır yükünü taşımaktan da, yani sömürülmekten de utanır mıyız? Sırf patronlar daha da zengin olsun diye, işyerlerinde, fabrikalarda her gün onca işçi kardeşimiz ölüyorken, bu duruma sessiz kalmaktan da utanır mıyız? Bu yıkılası düzene, sanki başka bir dünya mümkün değilmiş gibi, boyun eğmekten de utanır mıyız? Dünyanın pek çok yerinde savaşlar oluyorken, insanlar açlıktan, yoksulluktan ölüyorken, ülkelerinden kaçmak zorunda kalıp göç yollarında türlü eziyet ve fenalıklara maruz kalıyorken, akşamları evlerimizde oturup hiçbir sorun yokmuş gibi çaylarımızı yudumlarken de utanıyor muyuz acaba? Kötülüğü ve yanlışlığı apaçık ortada olan şeyleri görüp kafamızı çevirmekten utanır mıyız acaba? Kadına, çocuğa, yaşlıya, düşküne onca acımasız işler yapılırken kendi anamızın, babamızın, çocuğumuzun yüzüne bakarken utanır mıyız acaba?
Kardeşler, böyle sıralandığında gerçekten utanılacak ne çok sebebimiz oluyor değil mi? Ama bu mesele yalnızca bireyler olarak bizimle ilgili değil, bütün bunların sorumlusu aynı zamanda kapitalizmdir. İşte bunu öğrenmek için çabalamak utanç içinde başını önüne eğmiş işçilerin en önemli insan olma görevidir. Biz bilinçli işçilerin sorumluluğu bu utanç düzenine son vermek için çalışmak, daha güzel yarınlar inşa etmektir. Asıl utanç içinde kalması gerekenler patronlar ve onların beraber iş tuttuğu işbirlikçileridir. Bizleri sefalet koşullarına mahkûm eden onlardır. Haklarımızı gasp etmek adına durmaksızın hükümetlerle kafa kafaya verip kapalı kapılar arkasında yasalar hazırlatıp onaylatanlar onlardır. Fabrikalarda iş cinayetlerine kurban gitmemizin önünü açan onlardır. Sendikal haklarımızı engelleyen, grevlerimizi yasaklayan onların ta kendileridir. Biz işçileri, emekçileri utanç içinde yaşamaya mahkûm edenler bu patronlar düzeni olan kapitalizmdir. Onların bu ayyuka çıkmış utanmazlıklarının haddini bildirmek de biz bilinçli işçilere düşen bir görevdir. Bu da ancak ve ancak birlikte mücadele ederek mümkün olabilir. Birlikte olan diğerini utandırır, birlikte hareket etmeyen kendisi utanır!
“Rüyalar Ülkesi” Amerika!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...