Buradasınız
Kriz ve İşçi Kadınlar
Gebze’den bir kadın metal işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Kriz öncesinde de kolay olmayan yaşamlarımız kriz ile birlikte daha da zorlaştı. Yalnızca ekonomik olarak değil manevi olarak da krizi yaşıyoruz. Hoşgörü, anlayış, sevgi saygı gibi duygular yerini öfkeye, kavgaya, kaygıya, yerli yersiz sinir patlamalarına bırakıyor. Maddi sıkıntılar ev içindeki şiddeti artırıyor ve kadının üzerindeki yükü biraz daha ağırlaştırıyor. Evdeki tencereyi kaynatan, dolabın boşluğunu iliklerine kadar hisseden kadınlar krizi anlatıyor.
Kriz öncesinde de kolay olmayan yaşamlarımız kriz ile birlikte daha da zorlaştı. Yalnızca ekonomik olarak değil manevi olarak da krizi yaşıyoruz. Hoşgörü, anlayış, sevgi saygı gibi duygular yerini öfkeye, kavgaya, kaygıya, yerli yersiz sinir patlamalarına bırakıyor. Maddi sıkıntılar ev içindeki şiddeti artırıyor ve kadının üzerindeki yükü biraz daha ağırlaştırıyor. Evdeki tencereyi kaynatan, dolabın boşluğunu iliklerine kadar hisseden kadınlar krizi anlatıyor.
Hülya abla: Yıllardır aynı mahallede, aynı binada yaşıyorum. Eşim de ben de çalışıyoruz. İki tane çocuk ve ikisinin de ayrı ayrı okul masrafları var. Alt komşumun da iki çocuğu var. Geçenlerde eşini krizden dolayı işten çıkarmışlar. Bir süre birlikte pişirip birlikte yedik, birbirimize destek olmaya çalıştık. Ama yıllardır bir tek tartışmasına şahit olmadığım alt komşum, her gün olur olmaz şeylerden kavga eder oldular. Eve ekmek getirememek, çocuklara harçlık verememek psikolojik olarak insanı çok yıpratıyor. Aslında kriz maddi olarak verdiği zararın ötesinde manevi olarak bizi biz olmaktan çıkarıyor.
Zübeyde abla: İki ay önceydi, eşim maaşını aldığı hafta sonu “hep birlikte dışarı çıkalım hem dolaşır hem de yemeğimizi yer döneriz” dedi. Ben de, “iki çocuk iki de biz en fazla ne kadar tutar, kişi başı otuz lira olsa 120 lira tutar, senede bir kez oluversin, tamam” dedim. Neyse çıktık, dolaştık, yemeği yedik, hesap geldi 300 lira! Aklım başımdan gitti. Dışarıda bir şey diyemedim, eve geldim az daha adamı boğacaktım bizim neyimize dışarıda yemek diye. İnsan dışarı çıkıp güzel bir gün geçirince mutlu olur, bizse birbirimizi boğazlıyorduk az daha.
Nilay abla: Benim de iki tane kızım var, kaç zamandır sinemaya gidelim diyorlar. Normal şartlarda olsak sinema lüks bir şey değil ama asgari ücretle geçinmeye çalışıyorsan büyük lüks oluyor. Çocukları bir sinemaya bile götüremedim. Çocuklara kızmaya hakkım yok ama isteklerini yerine getiremeyince kızarak vazgeçirmeye çalışıyorum. Bu da beni mahvediyor, kendi kendimi yiyorum. Önceden de yoksulduk ama günden güne daha fazla yoksullaşıyoruz.
Fatma: Günün yarısını çalışarak geçiriyoruz ama ay sonu geldi mi elimize geçen belli. Önceden eve patatesi çuvalla alırdık, şimdi kiloyla bile alamıyoruz, sayıyla alır olduk. Benim en büyük endişem çocukları nasıl yarınların beklediği. Bu endişeyi herkes taşıyor ama korkuyu öyle işlemişler ki içimize kimse sesini çıkaramıyor, kendini yalnız hissediyor. Ama korkunun ecele faydası yok. Tepemizdekiler 5 verse 10 geri alıyorlar. Kan emiciler olduktan sonra bir şey değişmez, o yüzden yer değiştirmemiz lazım, biz yukarı onlar aşağı. Bak işte o zaman işler nasıl değişiyor!
İşçi Sohbetlerinden Yansıyanlar
Kara Kaplı Deftere Bir Not Daha
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Bugün milyarlarca insan kapitalizmin yarattığı pek çok sorunla cebelleşiyor. İşsizlik, yoksulluk, iklim krizi, göç krizi, emperyalist savaşlar… Dünya üzerinde yaklaşık 300 milyon göçmen var. Türkiye’de Amerika’da, İspanya’da İngiltere’de ve daha...
- Geçtiğimiz günlerde Asya’nın en zengin ailesi olan Ambaniler’in Martta başlayan 4 aylık düğün maratonunda 250 milyon dolar harcadıklarına dair bir haber okudum. Mukesh Ambani’nin oğlu Anant’ın evlendirildiği şatafatlı düğüne dünyanın her yerinden...
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.