Buradasınız
Bursa’dan Merhaba!
Bursa’dan bir grup işçi

“Uludağ’ın eteğinde bir cehennem şehri var
Bir şehir ki burjuvalar Yeşil Bursa diyorlar hayda hay
Dar sokaklarında gezer işsizlik ve yoksulluk
Fabrikalar ipek boyar genç kızların kanıyla hayda hay…”
İşçi sınıfının şairi Nâzım Hikmet bu dizeleri neredeyse bir asır önce işçi kenti Bursa için yazmıştı. Bursa’nın üzerinde şimdi fabrikalardan çıkan dumanlar salınıyor. Sokaklarında hâlâ işsizlik ve yoksulluk kol geziyor. Bursa, yeşil olmasına yeşil ama günleri gri fabrikalarda geçen işçi ve emekçiler için yeşile doymak, doğayı hissetmek pek mümkün olmuyor. Bizler de bir grup işçi olarak bir gün de olsa hayatın hengâmesinden uzaklaşıp dostlarımızla hoşça vakit geçirmek için haftalar öncesinden planladığımız bir piknikte buluştuk. Metalden gıdaya farklı sektörlerde çalışan işçilerin, öğrencilerin olduğu grubumuzda birbirini ilk defa orada tanıyanlar da vardı. Sohbetimiz koyulaşıp vakit ilerledikçe anladık ki aslında hepimiz birbirimizi çok iyi tanıyorduk. Aynı sorunları yaşıyor, aynı yaşam şartları altında eziliyorduk. Yani aynı gemideydik.
Sohbetimizde sorunlarımıza değindikçe ev emekçisi, fabrika işçisi, kamu çalışanı ya da işten atılmış işsiz arkadaşlarla benzer sorunları yaşadığımız hemen ortaya çıktı; keyfi işten çıkarmalar, zorunlu mesailer, işçiler arası rekabet, baskılara tepkisizlik, yılgınlık, işsiz kalma korkusu, bir araya gelememe… Bu gibi hemen her işyerinde yaşanan sorunlar bizlerin de başından eksik olmuyordu. Bunlar yetmezmiş gibi, patronlar sınıfı bizleri yapay temellerde bölüyor ve böylelikle istediklerini daha kolay elde ediyorlar. Oysa işçiler AKP’ye de CHP’ye de başka partiye de oy verse, Bursalı da olsa Karadenizli de sorunları aynı. Sorunlarımız ortak olmasına rağmen, işçiler olarak birbirimizin derdini kendi derdimiz gibi göremiyoruz. En ufak bir hak arayışında bile, birlik olamadığımız zaman başarılı olamıyoruz. Örneğin ücretlerimizin artmasını istiyoruz ama bölünmüşlüğümüz buna engel oluyor. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığıyla hareket etmek bugünü kurtarsa da yarını mahvediyor. Bu artık hepimizin bilmesi gereken bir gerçeklik. Bizler birleşip, örgütlenip, sınıf bilincine ulaşamadığımız sürece iktidara gelen siyasi partiler değişse de farkeden bir şey olmayacak. Ezen ve ezilen aynı kalacak... Geçmişin mücadele deneyimlerini öğrenip gereken dersleri çıkarmazsak, kendi fabrikalarımızda tek yumruk olmayı başaramazsak bu devran böyle gelip böyle gidecek. Bananeci, vurdumduymaz, tepkisiz, her türlü haksızlığa boyun eğen yapımızdan vazgeçemezsek hem kendi çalışma hayatımızda bizleri çok zor yarınlar bekliyor olacak hem de ileride çocuklarımıza asla ve asla insanca yaşayabilme imkânı bırakmamış olacağız. Acı gerçeklerle yüzleşme vakti çoktan geldi. Bu karanlık görünen hayatımızı değiştirmek, çözümsüz görünen sorunlarımızdan kurtulmak imkânsız değil. Bugün her zamankinden daha çok birlik olmaya ihtiyacımız var. İşyerlerimizde, sosyal hayatımızda bir araya gelip, yaşadığımız sorunları konuşup, bunları çözmek için nasıl mücadele edeceğimizin yollarını birlikte ararsak, çözüme her geçen gün daha da yaklaşacağız.
İşte pikniğimiz bu konularda sohbet ederek geçti. Vakit ilerledikçe birlikte geçirdiğimiz zamandan daha fazla haz alıyor, nefes aldığımızı hissediyorduk. İlerleyen saatlerde şarkılarla, türkülerle, halaylarla coşkulandık, şiirlerle umudumuzu biledik. Artık güneş yavaş yavaş elveda derken, bizlere de yol göründü. Bir yandan ertesi gün işbaşı yapacak olmanın burukluğu, öte yandan paylaşmanın, beraberliğin, dayanışmanın verdiği mutlulukla Uludağ’ın eteklerinden ışıklarla donatılmış şehre doğru yol aldık. Yaşamlarımızı karanlığa gömmek isteyenlere inat, kendi hayatlarımızı da ışıklarla donatmak biz işçi sınıfının elinde. Bursa’dan acılarımızdan, sevinçlerimizden, umudumuzdan tanıyıp dost bildiğimiz herkese merhaba!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının yanında saf tutan, kalemini yoksulların, emekçilerin hayatını ve özlemlerini anlatmak için kullanan nice yazar, şair ve aydın geçmiştir dünyamızdan. 2 Nisan 1948’de yaşamdan koparılan Sabahattin Ali de bunlardan biriydi.
- Sevgili işçi kardeşlerim, İşçi Dayanışması’nın 202. sayısında ve UİD-DER web sitesinde yayınlanan “Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan” yazısını okudum ve sesli yorumunu defalarca dinledim. Bu yazı, sınıf bilinciyle hareket eden...
- Sevgili işçi kardeşlerim, işçi sınıfının büyüklerinden kulağımıza küpe olan bir söz vardır: “Ayağın taşa değse, kapitalizmden bil!” Sınıf bilinçli işçiler olarak, temas ettiğimiz her işçi kardeşimize bu sömürü düzeninin hepimize nasıl dokunduğunu...
- Yeşiline sevdalandım/ Mavisine…/ Gülen gözlerinden süzülen ışıltıya/ Bir şiir/ Bir şiir yolumuzu açar belki
- 29 Martta CHP’nin çağrısıyla Maltepe’de bir araya gelen 2 milyonu aşkın işçi, emekçi, öğrenci, emekli; faşist saldırılara, polis şiddetine, baskı ve yasaklara, adaletsizliğe karşı “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırdı...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Meydanlarda verdiğimiz demokrasi mücadelesini işyerlerine de taşıyoruz!” şiarıyla 28 Martta örgütlü olduğu işyerlerinde yarım gün iş bıraktı. Sabah saatlerinde işçiler işyerlerinde DİSK’in ortak...
- KESK İstanbul Şubeler Platformu, 26 Mart sabahı ev baskınıyla gözaltına alınan ve savcılık ifadesi dahi alınmadan çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Eğitim Sen İstanbul Üniversitesi işyeri temsilcisi Levent Dölek ve tüm tutukluların serbest...
- Geçtiğimiz günlerde acı bir kaybım oldu. Acımı sizinle de paylaşmak istedim. 22 yaşında, daha hayatının baharında olan kuzenim intihar etti. “Ne derdi vardı, annesi babası her dediğini yapıyordu” dedi kimileri. Kimisi “kız meselesidir” dedi.
- Rejimin 19 Mart saldırısının ardından Türkiye genelinde başlayan protesto gösterileri devam ediyor. Beklemediği bir halk tepkisiyle karşılaşan rejim, gösterilerin daha da büyümesini engellemek ve bastırmak için her türlü baskı ve korkutma aracını...
- Sevgili işçi kardeşlerim, “Birlik olmak”, ezilenler için çok şey ifade eder. İşçi sınıfımıza yol gösteren önderlerimizin, büyüklerimizin öğütleri bize birlik olmadan güçlü olamayacağımızı hatırlatır.
- İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, Ocak ayında bir rapor yayınladı. Rapora göre bugün dünyanın en zengin 10 kişisi günde ortalama 100 milyon dolar kazanıyor. Yani her 1 saniyede servetlerine 1157 dolar (mevcut kurla 42 bin lira)...
- İşsiz kalmak hepimiz için sorun. Bugün ülke genelinde 11,5 milyon kardeşimiz işsiz. Daha kötüsü bu işsizler ordusuna her gün içimizden binlerce insan ekleniyor. Kimisi emekliliğine gün sayıyor, kimisi evlilik hazırlıkları yapıyor, kimisi ilk...
- Rejimin 19 Martta başlattığı gözaltı saldırısının ardından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları ile birlikte aralarında İBB yöneticilerinin de olduğu çok sayıda isim tutuklandı, Şişli Belediyesine kayyum atandı. Başta...