Buradasınız
Allah Allah Bu İşte Bir Tuhaflık Var!
Gebze’den bir metal işçisi
Geçtiğimiz günlerde şampiyonlar ligi başladı. Benim çalıştığım fabrikada erkek işçiler çoğunlukta. Haliyle bu bazı sohbetlerde belirleyici oluyor. Nasıl mı? Örneğin mola saatinde çay içtiğimiz alanda ya da yemekhanede söz dönüp dolaşıp hangi takımın daha iyi oynadığına, hangi takımın iyi transferler yaptığına ve hangi takımın o maçı alacağına geliyor. 10 yıldır çalıştığım fabrikada bu durum hiç değişmedi. Ta ki bu zamana kadar...
Lig başladığından beri mola saatlerinde futbol sohbetine hiç denk gelmedim. Bir gün, iki gün derken baktım gerçekten kimse bu konuyu konuşmuyor. “Allah Allah, bu işte bir tuhaflık var” dedim. Yemekten sonra oturduğumuz mola alanında, “arkadaşlar hayırdır? Eskiden olsa sürekli futbol konuşulurdu. Şimdi çıt çıkmıyor” dedim. Ben böyle söyleyince peş peşe cevaplar geldi. Ama en dikkat çekici olanı dökümhanede çalışan Seyit abimizin verdiği cevaptı: “Ya ne maçı bizim hayatımız maç olmuş. Uzatmalara oynuyoruz. Ölmüşüz ağlayanımız yok. Her gün gol yiyoruz zaten.” Ben de “nasıl yani?” diye sordum. Abi de başladı anlatmaya: “Markete gidiyoruz, 200-300 lirayla birkaç parça şey alıyoruz. Fiyatlar ateş pahası, neye elimizi atsak yerine geri bırakıyoruz. ‘Temizlik virüsten korunmak için önemli’ diyorlar, temizlik malzemelerinin fiyatı almış başını gidiyor. Yemek yapmak için yağ lazım, yağ fiyatları uçmuş. ‘Ekonomimiz uçuyor’ diyorlar. Herhalde bundan bahsediyorlar. Fiyatlar uçuyor, biz de uzaktan onlara bakıyoruz. Bir de diyorlar ki ‘sizin dolarla ne işiniz var?’ Vallahi bizim dolarla işimiz yok ama doların bizimle çok işi var.”
CNC bölümünde çalışan Tarık daha fazla dayanamayarak sohbete dâhil oldu. “Vallahi hepimiz futbolu çok seviyoruz ama maaşlarımız hariç her şeye zam geliyor. Tıpkı kulüplerin futbolculara ödedikleri yüksek meblağlı transfer ücretleri gibi biz de aldığımız maaşı direkt kredi kartı borcuna transfer ediyoruz. Aldığımız paranın hiç değeri yok. Bugün ikinci el araba fiyatları bile uçtu. Nerdeyse ev fiyatına araba satılıyor. Arabası olanlar da deposunu dolduracak benzin alamadığı için arabasına binemiyor. Yani kimisi dünya kadar borca giriyor bir arabam olsun diye, kimisi de depoyu dolduramadığından arabaya binemiyor. Aklımız fikrimiz geçim derdinde, artık futbolu düşünecek ne kafa bıraktılar ne de moral.”
Daha önce de geçim sıkıntısı çekiyorduk ama son günlerde alım gücümüz iyice düştü. Şimdi her şey ateş pahası, artık futbol da gerçeklerin üstünü kapatmaya yetmiyor. Futbol bir takım oyunu, futbolcular bireyselliği bir kenara bırakıp dayanışma içinde oyuna odaklandıklarında, onlara taktik veren antrenörlerini dinlediklerinde, tribündeki seyirciyle bütünleştiklerinde galibiyet elde edilir. İşte biz işçiler de bireysellikten uzak birlik ve beraberlik içinde dayanışmayla birbirimize kenetlendiğimizde, mücadele örgütlerimize, sendikalarımıza sahip çıktığımızda patronlar sınıfına karşı galibiyet elde ederiz. Yeter ki safımızı bilelim, sınıfımızın gücüne güvenelim. Tüm bu sorunların üstesinden ancak bu şekilde gelebiliriz.
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...