Buradasınız
Bursa’dan Bir Genç: O Karanlık Odayı Aydınlatan Bir Işık Var…
Bursa’dan bir lise öğrencisi

UİD-DER’in gençlik kampanyasını duyup ben de Bursa’dan ses vermek istedim. Gençlik kampanyası kapsamında yapılmış röportajları, mektupları okuduğumda o gençlerin aslında tüm gençlerin sesi olduğunu, hepimizin dertlerinin ortak olduğunu anlatmak için başladım ben de bu mektubu yazmaya. Hayatımızın en güzel, dertsiz, tasasız ve en rahat günleri olması gereken gençlik döneminde kendimi bir karanlık odada yapayalnız hissettiren bu sisteme karşı çıkan bir ses olmak, dur demek istedim. Ülkedeki sessizliğin sesi olmak istedim.
Etrafıma bakıyorum da bu ülkede en zor olan da bir genç olmak sanki. Hayallerimizin küçümsendiği, çırpınışlarımızın ve bağrışlarımızın duyulmadığı, her sözümüzden sonra “siz ne anlarsınız” cevaplarıyla karşılaştığımız bir durum içerisindeyiz. İşte ben de böyle bir durum içerisindeyken UİD-DER’i takip etmeye başladım. Aslında sesimizi ve çırpınışlarımızı duyanların, bizi gerçekten anlayanların ve bizim sesimizi duyurmamızda yanımızda dimdik duran insanların olduğunu gördüm. O karanlık odada bir ışığın bizi ilk kez aydınlattığını hissettim.
Tüm gençlik sıkıntılarımın yanında ben bir de bir direnişçinin çocuğuyum. Emeğinin karşılığını almak isterken kapı gösterilen bir Cargill direnişçisinin çocuğuyum ve tüm zorluklara rağmen bununla gurur duyuyorum. Bu sistem bizi öyle bir duruma getirdi ki söylediğimiz her cümleden korkar olduk. Böyle bir sisteme boyun eğip korkmaktansa işçi abilerimizi, ablalarımızı, hakkını arayan insanlarımızı yanımıza alarak devam ettik bu yola. UİD-DER de bu yolda yürürken destek oldu bizlere. Her zaman yanımızda olduklarını ve mücadelemizde yalnız olmadığımızı hissettirdi bizlere. Ben babamın direnişi sayesinde yüreği güzel bir sürü insanla tanıştım. Onlar bizim dertlerimize ortak oldular. Biz de onları aramızda görmekten çok mutlu olduk. Çünkü bizim direnişimiz bu ülkedeki tüm işçilerin direnişiydi. Bizim kazanımımız herkesin kazanımıydı.
Ben hem bir genç, hem de bir direnişçinin çocuğu olarak bize destek veren UİD-DER’e çok teşekkür ediyorum. Biz yalnız değiliz, aslında çok kalabalığız. O yüzden de sesimizi korkmadan çıkarmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
- Özgürlük İstiyorsak…
- Geleceğimiz İçin UİD-DER’deyiz!
- Gençlerimizi Öldüren Kapitalist Düzendir
- Gençler Olarak UİD-DER’de Buluşalım
- Umudumuzu Hep Birlikte Yeşertelim
- Gençliğe Sınıfımızın Gerçeklerini Anlatalım
- Depresyon ve Anksiyetenin İlacı Dayanışma
- Gelecekten Korkma! Korkunun Üzerine Birlikte Gidelim!
- Gençlik ve Kapitalizm Lodosu: Şikâyet Etmek Yetmez!
- Adalet Orada mısın?
- Gücümüzün Farkındayız!
- Sen Nerede Duracaksın?
- Biz de Umutluyuz, Çünkü UİD-DER’liyiz!
- UİD-DER Hayatıma Bir Güneş Gibi Doğdu!
- Barınamayan Gençlerin Ruh Hali!
- Çoğaldıkça Umudumuz Büyüyor
- UİD-DER’in Bana Öğrettiklerini Yaşayarak Deneyimledim
- Yağmur Olup Yağacağız Bu Kurak Topraklara
- Umut Bizim Ellerimizdedir!
- Genç İşsizliği “Ulusal Genç İstihdam Stratejisi” ile Çözülebilir mi?
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...