Buradasınız
Asıl Hırsız Kim?
Ankara’dan bir gıda işçisi
“Hırsız değilim, çok yoksul bir işçiyim...” Bu sözler Migros Depo’da çalışan bir temizlik işçisine ait. Çöpe atılan çürük sebzelerden toplayıp evine götürmek istediği için hırsızlıkla suçlandı ve savunması alındı. Bu haberle karşılaştığımda aklıma daha önce yaşadıklarım geldi. Bir markette çalışıyordum. Allah’ın her günü iş çıkış saatinde müdür depoya inip hepimizi sıraya dizer, çantalarımıza, poşetlerimize bakar, üstümüzü arardı. İşçi değil hırsız muamelesi görüyorduk. İtiraz ettiğimizde işimizle, ekmeğimizle tehdit ediliyorduk. Ne yazık ki bu aşağılayıcı uygulama bugün de sürdürülüyor. Her gün yüz binlerce işçi hırsızlıkla itham ediliyoruz. Haysiyetimiz patronların ayakları altında eziliyor. Bir lokma helal rızık için ölesiye çalışıyoruz. Maddi manevi bütün varlığımızı, enerjimizi işyerinde tüketiyoruz. Günün sonunda hırsız damgası yiyip işten atılmakla karşı karşıya kalıyoruz. Peki neden? Çocuklarımızın karnı doysun diye çöpe atılan yiyecekleri alıp götürdüğümüz için!
Ancak sormak gerekiyor. Bizi hırsızlıkla suçlayanlar, en büyük hırsızlığı yapmıyorlar mı? Servetleri bizden çaldıkları değil mi? Onlara zenginlik gökten zembille inmedi. Ya da çok çalışarak kazanmadılar bu serveti. Sahip oldukları sermaye aslında bizim karşılığı ödenmemiş emeğimizdir. Günde bir ya da iki saatlik çalışmayla hatta bazı sektörlerde birkaç dakika içinde aldığımız ücreti karşılayacak bir üretim yapıyoruz. Geriye kalan saatlerde sadece patronların kârı için çalışıyoruz. Biz çalıştıkça patronlar servetine servet katıyor. Yani her patron aslında katıksız bir emek hırsızıdır. Emeğimizi çalarak sermayesini büyütür. Bu sistemin temelinde milyarlarca işçinin sömürülmüş emeği vardır. Kısacası kapitalizm sömürü demektir, sömürü hırsızlık demektir. Patronlar bu hırsızlığı her gün, her saat, her dakika hatta her saniye yapıyorlar. Gece gündüz çalışmamıza rağmen yoksulluğumuzun büyümesinin nedeni de bu hırsızlıktır. Bu yüzden bu düzende emeğimiz bizim için sefalet, patronlar için zenginlik üretiyor. Bu emek hırsızları yüzünden insanca yaşayamıyoruz. Çocuklarımızın rızkını çöp tenekelerinde arar hale geliyoruz. Bizi bu duruma düşürenler bir de çıkıp hırsızlıkla itham ediyorlar. Sadece ürettiklerimize değil bütün hayatımıza el koyuyorlar. Çocuklarımızın gözündeki feri çalanlar, bizi geleceksiz bırakanlar, sülük gibi yaşamımızı emenler bu düzenin sahipleri değil mi?
Asıl hırsız patronlar ve onların düzenidir. Ancak bugün bu hırsızlardan kimse hesap sormuyor, soramıyor. Mahkemeler baklava ya da ekmek “çalan” küçücük çocukları hapse atıyor. Savcılar yolsuzlukları ifşa eden gazeteciler hakkında soruşturma açıyor. Polis sefalet zammını kabul etmediği için direnen Migros Depo ve Farplas işçilerini gözaltına alıyor. Kısacası devlet, sermaye sınıfını yani hırsızlar sınıfını koruyup kolluyor. Ama yağma yok. İşçi sınıfı kendi iktidarını kurduğunda, bugün esip gürleyen hırsızlar kaçacak delik arayacaklar.
- Haksızlığın Karşısında UİD-DER Var
- “Burada Ne İşiniz Var, Gidin Evinizde Dinlenin”
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Bize Yokluk, Milletvekillerine Bolluk
- Bandın Hızı mı İşçilerin Birliği mi?
- Tarım İşçileri, Devrilen Traktörler, Market Rafları
- Yoğun Bakım Tavanı Çöktü, Kaza Değil Cinayet!
- Bu Düzen İnsana da Canlılara da Değer Vermez
- Bir Kuş Konar, Bir Kuş Yer…
- Bu Kadarı Olmaz Demeyelim!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Tatili Bile Çok Görüyorlar Bize
- Dönme Dolap Gibiyiz
- Medyanın Gösterdikleri mi, Yaşadığımız Gerçekler mi?
- Duymadıysan Öğren, Unuttuysan Hatırla!
- Telefona Yansıyan Çaresizlik: Asıl Çözüm Nerede?
- Eğitimde Kemer Sıkılamaz
- İsraftan Tasarruf Edilir, Sağlıktan Değil!
- Patronlar Gençliğimize Göz Dikmiş Durumda
- Sınıf Sendikacısı Olmak
- Fernas’ta Direniş Sürüyor, As Plastik’te Direniş, Tolsa’da Grev Var
- Fernas Madencilik İşçileri Mücadeleden Vazgeçmiyor
- Kemalpaşa Belediyesinde Kısmi Kazanım, Sarar’da Grev
- Direnen İşçiler Kazanıyor, İşçi Mücadeleleri Yenileri Eklenerek Devam Ediyor
- CarrefourSa Direnişi ve Sermaye-İktidar İşbirliği
- Madenciler, Depo İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Mersen Greviyle Dayanışma Etkinliği
- İstanbul’dan Antep’e İşçiler Hakları İçin Mücadeleye Devam Ediyor
- UİD-DER’den Direnişteki Polonez İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Patronlar Saldırıyor, İşçiler Mücadeleden Vazgeçmiyor
- Polonez İşçilerine Polis Saldırısı
- Polonez’de Hukuksuzluklar Arttıkça Direniş Büyüyor!
- Eti Krom İşçilerinin Mücadelesi Kazanımla Sonuçlandı
- Grevci Yolbulan İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Bursa’dan Antep’e Hak Gasplarına Karşı İşçi Mücadeleleri Sürüyor
- Hak Gasplarına Karşı Mücadele Edenler Kazanıyor
- Grevdeki Yolbulan Metal İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- KLS Klima ve ABP’de Sendika Düşmanlığı
Son Eklenenler
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...
- Yeni eğitim yılı başlarken çocuklarımız heyecanlı. Bizlerse düşünceliyiz. Çocukların heveslenip istedikleri rengârenk çantalar, kalemler, defterler ne yazık ki el yakıyor. Daha çocuklarımız okul çantalarını sırtlarına takamadan, bizim sırtımıza okul...
- Bir grup UİD-DER’li işçi olarak Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesindeki MKB Rondo grevini ziyaret ettik. Duymayan işçi kardeşlerimize MKB Rondo grevini duyurmak, grev yerine dayanışmaya davet etmek için bu mektubu yazmak istedik. Grevci işçiler bizi...
- 6 Eylül 2014’te İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlar Center inşaatında meydana gelen işçi katliamının üzerinden tam 10 yıl geçti. Asansörün otuz ikinci kattan yere çakılması sonucu 10 işçi feci şekilde can vermişti. İşçiler asansörün bozuk olduğunu...
- İktidarın her türlü desteğini arkasına almanın rahatlığı ve pervasızlığı içindeki sermaye sınıfı insanların üzerine ateş açarak katledecek kadar gemi azıya almış durumda. Bugün doğasını savunduğu için Reşit Kibar’ı katleden, İliç’te işçileri toprak...
- İstatistikler, rakamlar, raporlar Türkiye tarihinin en büyük yoksullaşma dalgasının yaşandığını gösteriyor. Yoksullaşmayı iliklerinde hisseden, hayat pahalılığı, geçim derdi altında ezilen işçi ve emekçiler düze çıkmayı, sorunlarının çözülmesini...
- İşten atma saldırısına, sendika düşmanlığına, kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere karşı Bağımsız Maden-iş Sendikası öncülüğünde direnen Fernas Madencilik işçileri, 4 Eylülde maden önünde aileleriyle birlikte kitlesel bir eylem gerçekleştirdi....
- İsrail devletinin 7 Ekimden bu yana Filistin halkına yönelik sürdürdüğü katliam dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler tarafından protesto ediliyor, meydanlarda barış talebi yankılanıyor. İşçi ve emekçiler İsrail devletine, savaşı körükleyen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, ben de ustalarımızın söylediklerini yani umutlu olmak ve umut tohumları ekmek gerektiğini her daim aklımda tutarım. Bu mektupta sizlerle paylaşacağım hikâye şimdi 23 yaşında olan 2 çocuk annesi genç bir kadının hikâyesi. Bu...
- Fabrikadaki işçi arkadaşlarımızla kimi zaman dışarıda bir araya gelip sohbet ediyoruz. Birlikte bir iş yapmak, buluşmalar, geziler organize etmek bizleri keyiflendiriyor. Fabrikanın stresinden biraz uzaklaşıp birlikte bir şeyler yapmak bizlere iyi...
- Merhaba dostlar. Ben daha önce Mersin Liman işçisiydim. Limanda çalıştığım dönemde zor koşullarda çalışıp haksızlığa uğrayan işçiler olarak bir araya geldik ve sendikalı olduk. Evet, haksızlığa karşı anayasal hakkımızı kullanarak sendikalı olduk ama...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Türkiye’de onlarca kentte yapılan eylemlerde İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırım ve emperyalist devletlerin İsrail’e verdiği destek protesto edildi. Yapılan açıklamalarda emperyalist savaşın alevlerinin...
- Bugün 1 Eylül, bugün Dünya Barış Günü… Bugün sadece Türkiye’de veya yaşadığımız coğrafyada değil, dünyanın dört bucağında ezilenlerin yüreği barış özlemiyle atıyor. Emekçiler, ölümlerin son bulduğu, acı ve gözyaşının dindiği, yaraların sarıldığı bir...