Buradasınız
Dayanışma Ruhumuzu Boğamazsınız!
Kocaeli’den bir petrokimya işçisi
Depremzede emekçiler bu kış günlerinde sıcak bir yuvadan yoksunlar. Çoğunun giyecek doğru düzgün bir kıyafeti ya da belki sarılacak bir battaniyesi yok. Çocukların ayaklarında ayakkabıları yok. Kimisi sıcak bir çorbadan yoksun. Deprem bölgesinde hastalıklar kol gezerken düzgün bir sağlık birimi, sahra hastaneleri yok. Siyasi iktidar ne seslerini duyuyor ne de bir yardım eli uzatıyor. Depremzedeleri kaderine terk etmiş, ihale ve rant peşinde koşuyor. Depremden sağ kurtulsalar da yoksunluk ve çaresizlik deprem bölgesindeki kardeşlerimizi daha da perişan ediyor.
Siyasi iktidarın deprem bölgesindeki dayanışmaya gerçekte tahammülü yok. Demokratik kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları, işçi örgütleri ilk günden beri bölgeye ulaşmış durumda. Bizler de UİD-DER’li işçiler olarak ilk günden bu yana canla başla çalıştık, depremzede kardeşlerimiz için maddi manevi dayanışma seferberliği yürüttük.
Deprem için çok büyük bir felaket, “asrın felaketi” diyorlar. Fakat bu felaket doğal değil, kader değil, zenginleşme ve iktidar hırsıyla gözü dönmüş tek adam rejiminin yarattığı bir felakettir. Göz göre göre gelen depremi görmezden gelen, emekçi halkı umursamayan iktidarın yarattığı ve derinleştirdiği bir yıkımdır. Siyasi iktidarın yağma ve rant politikalarının sonucunda on binlerce insanla beraber aslında tüm ülke enkaz altında kaldı. Deprem bölgesinde milyonlarca işçi, emekçi kardeşimiz en temel insani ihtiyaçlarını bile karşılayamıyorlar. Gözü dönmüş iktidar sahipleri depremzedeleri değil kendi rejimlerini kurtarmanın derdindeler. Bundan dolayı deprem bölgesine yardıma koşan sosyalist örgütleri, sendikaları, sivil toplum kuruluşlarını, muhalif partileri engellemeye çalışıyorlar. Depremzedelerden esirgedikleri devlet imkânlarıyla yardımlaşmayı, dayanışmayı boğmaya çalışıyorlar. Şov, reklam ve algı operasyonlarına odaklanıyorlar. Açık açık tehditler savurmaktan, defterler tuttuklarını söylemekten zerre kadar utanmıyorlar. Yandaş medyada ve sosyal medyadaki trol ordusuyla iktidar, sanki tek başına her şeye yetiyormuş, bu felaket doğalmış ve sorumlu kendileri değilmiş gibi algı yaratmaya çalıştı, çalışıyor. Sözüm ona “böyle bir felakete hazırlıklı olmak mümkün değil”miş. Oysa bu koca bir yalan. Orman yangınları, seller, denizlerimizin kirliliğini gösteren müsilaj, madenci katliamları, iş kazaları… Tek adam rejiminin felaketlere hazırlıklı olmak gibi bir derdi olmadığını defalarca gördük ve tam da bu nedenle ülke hiçbir felakete hazırlıklı değil.
Milyonlarca işçi ve emekçinin hayatını kurtarmak için en küçük bir hazırlık yapmayan tek adam rejimi en büyük felakettir. İşçi sınıfı aynı acıları yaşamamak için hazırlığını yapmak ve on binlerce canın hesabını bu rejimden sormak zorundadır.
- Dayanışmamızı Yok Etmek İsteyenlere İnat, Buradayız!
- “Ah” Etmeyelim, Birbirimize Bir Söz Verelim
- Felaketlerden Dayanışmayla Kurtuluruz
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Depremin Yıldönümünde Yükselen Sesler: Unutmak, Affetmek Yok!
- Hesap Sormazsak Aynı Acıları Yaşamaya Mahkûmuz!
- 6 Şubat 2023’ün Ardından
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- “Depremin Yaraları Sarılıyor” mu?
- Depremi Yaşadık, Cehennemi Yaşıyoruz!
- 6 Şubat, UİD-DER’le Tanışmam ve Sonrası
- “Bu Yaş Bu Çimeni Büyütür!”
- Gitmedik, Buradayız, Direniyoruz!
- Saraylıların İç Burukluğu!
- 1 Mayıs’ta Buluşalım Depremin Hesabını Soralım!
- Sahte Temel Atma Törenleri Neyin Acizliği?
- Kader Değil Felaket!
- Ben Hatay’dan Güneş
- Gösteriş İçin Değil Depremzedeler İçin!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...