Buradasınız
Başarı Uzun Soluklu Mücadeleyle Elde Edilir
Kapitalizmin dünyanın her yerinde insanlığa cehennemi yaşattığı bir dönemden geçiyoruz. Büyüyen sorunlar karşısında kaçınılmaz olarak mücadele de büyüyor. Fransa’dan İran’a, İngiltere’den Peru’ya dünyanın her yerinde büyük protestolardan grev ve direnişlere kadar pek çok mücadele veriliyor. Peki bu mücadelelerin hepsi kazanımla mı sonuçlanıyor? Elbette hayır. Kimisi geri çekiliyor, kimisi yeniliyor, kimisi de kısmi kazanımla sonuçlanıyor. Ama bütün bu mücadelelerin toplamı sermaye sınıfına ve onu temsil eden iktidarlara karşı verilen sınıf mücadelesini oluşturuyor. Türkiye’de de baskıcı rejime rağmen irili ufaklı pek çok grev ve direniş yaşanıyor. Ne var ki çoğu işçi kardeşimiz verdiği mücadelenin sınıf mücadelesinin bir parçası olduğunun farkında olmayabiliyor. Hatta kısa zamanda kazanım beklentisi oluştuğu için bu gerçekleşmediğinde moral bozukluğu ya da pişmanlık yaşayabiliyor.
Bir düşünelim. Bu mücadeleler olmasa ne olur? Örneğin düşük ücretle, iş güvenliği olmaksızın işçi çalıştıran bir fabrikada işçiler hiç sesini çıkarmasa ne olur? Hükümetin emeklilik yaşını yükseltmek istediği bir ülkede halk sesini çıkarmasa ne olur? Grev yasağının olduğu bir ülkede hiçbir işçi yasağa karşı gelip de grev yapmazsa ne olur? Ne olacağı açık değil mi? Köpeksiz köyde değneksiz gezen patronlar ve hükümetler hak gasplarında sınır tanımaz, sömürünün dozunu arttırırlar. Bu nedenle ister yenilgiyle sonuçlansın ister kazanımla küçüğünden büyüğüne işçilerin verdiği her mücadele hak gasplarının önüne geçilmesi, sınıf mücadelesinin ilerletilmesi bakımından birer kazanımdır.
Bugün sahip olduğumuz haklar başta Avrupa işçi sınıfı olmak üzere bizden önceki işçi kuşaklarının verdiği sayısız mücadeleyle kazanıldı. Ama hiçbir şey öyle bir çırpıda değişmedi. Her mücadele aynı zamanda bedel ödemek demekti işçiler için. Patronlar işçilerden daha örgütlüydüler ve bir fabrikada grev olduğunda uzun süre dayanabilmek için birbirlerini maddi olarak desteklediler. Çalışırken günlük yiyecek parasını bile kazanamayan işçiler ise maddi olarak uzun süreli grevlere dayanacak durumda değillerdi. Grev sırasında çocukları açlıktan ve hastalıktan öldü. Grevci işçiler kara listelere alındılar, başka yerde iş bulamadılar, şehir değiştirmek zorunda kaldılar. Tehdit edildiler, dövüldüler hatta öldürüldüler. Bu grevler sırasında pes eden işçiler de oldu sınıfına ihanet edenler de. Korkanlar da oldu pişman olanlar da. Ama sonuç olarak uzun yıllar boyunca verilen bütün bu mücadelelerin toplamında bugün sahip olduğumuz haklar elde edildi. İşçi sınıfının çalışma ve yaşam koşulları bu sayede iyileşti.
Gelin daha gerilere köleci Roma dönemine gidelim. İki bin yıl önce Spartaküs adında bir kölenin önderliğinde ayaklanan köleleri düşünelim. Yüz binden fazla köle herkesin eşit ve özgür yaşadığı Güneş Ülkesi düşüyle ayaklandı. Ne var ki isyan bastırıldı, Spartaküs ve sağ kalan 6 bin köle çarmıha gerildi. Bu anda isyancı köleler ne düşünmüştür dersiniz? Kuşkusuz isyana katılanların büyük çoğunluğu köle olarak yaşamaktansa özgürlük için ölmeyi göze alarak çıkmıştır yola. Ama bu isyandan 2 bin yıl sonra bile hatırlanacaklarını, düşlerindeki güneş ülkesinin insanlığın ortak düşü haline geleceğini düşünmüşler midir? Kim bilir belki içlerinde bedelini hayatlarıyla ödedikleri bu isyana katıldığına pişman olanlar, Spartaküs’ü suçlayanlar da olmuştur. Ama tek tek kölelerin o gün böyle düşünmesi bu isyanın sınıf mücadelesi tarihine geçtiği ve çağımızın modern kölelerinin onların cesaretinden ilham alarak defalarca ayağa kalktığı gerçeğini değiştirebilir mi?
Bir eylemin, direnişin, isyanın önemini ve büyüklüğünü belirleyen şey tek tek insanların ne düşündüğü değildir. Esas olan o mücadelenin toplamda yarattığı etkidir. Mücadeleyi doğuran koşullar vardır. Birçok faktörün bir araya gelmesiyle önce talep, sonra bu talebin etrafında mücadele ortaya çıkar. İşçiler elbette kazanacaklarına inanarak bir eyleme girişirler ama o eylemin nasıl gelişeceğini ve sonuçlanacağını kesin olarak bilemezler. Eylem Rusya’da olduğu gibi bir devrime de ilerleyebilir, Spartaküs isyanında olduğu gibi yenilgiyle de sonuçlanabilir. Hiçbir mücadelede “kazanma garantisi” diye bir şey yoktur ve hiçbir kazanım bedel ödemeyi göze almadan elde edilemez.
Tarih bize bunun sayısız örneğini sunuyor. Bizim de bugün verdiğimiz mücadeleler sınıf tarihini şekillendiriyor ve geleceğin işçi kuşaklarına birer deneyim olarak kalacak. Unutmayalım, sınıf mücadelesi yenilgi ve zaferlerle birlikte bir bütündür. Bunun bilincinde olan işçiler yılgınlığa kapılmaz, pes etmez, mücadeleden vazgeçmez.
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...