Buradasınız
Haksızlıklara Artık Dur Diyelim
Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nden bir işçi
Ben yıllardır Hacettepe Hastanesi’nde, taşeron şirkette, hasta hizmetlerinde (posta) çalışan bir işçiyim. Yıllardır maaşımızı eksik ve geç alma sıkıntımız var. Defalarca hastane giriş kapılarında az sayıda, yürekli fakat örgütsüz ve bilinçsiz bir şekilde eylem yapmaya ve hakkımızı aramaya çalıştık. Ama bizler birlikte hareket edemediğimiz için çok kısa zamanda şefler ve müdürler tarafından dağıtıldık. Bu yaptığımız küçük eylemler, iş bırakmalar dahi yaşadığımız sıkıntıları kısmi ve kısa süreli çözdü. Fakat bunun ardından şeflerin baskıları ve katı uygulamalar arttı. İş çıkış saatlerimizi 15 dakika uzattılar ve sabahları kahvaltıya hep birlikte girişimizi yasakladılar. Zaten sabah saatlerinde işlerimiz çok yoğun olduğu için kahvaltıya ancak 20 dakika ayırabiliyoruz. Bir de tek tek girersek çayımızın şekerini bile karıştıramadan süremiz dolmuş olacak. Ama bizlere bu baskıları yapanlar uzun uzun krallar gibi kahvaltı yapıyorlar, sigaralarını istedikleri yerlerde içiyorlar. Biz işçilerden sigara içeni gördüklerinde tutanak yazıyorlar. Bu baskılar yetmezmiş gibi 15 günde bir, vardiyamız bittikten sonra yapılan ve mesai olarak sayılmayan zorunlu toplantılarda şirket müdürü bizi açıktan tehdit ediyor. Müdür, kendisine göre “sıkıntı yaratan”, bize göre ise hakkını arayan işçilerin postalıktan temizliğe geçirileceğini ya da işten çıkarılacağını söylüyor. Şirkete onlarca iş başvuru formunun olduğunu söyleyerek bizi susturmaya çalışıyor.
Yaşadığımız bir başka sorun ise, geciken maaşımızı ne zaman alacağımız sorusunu sorduğumuzda şirketten Hacettepe Hastanesi’nin kendilerine ödeme yapmadığı yanıtını almamız. Madem bizler Hacettepe’nin işini yapıyoruz, madem bizlerin parasını Hacettepe veriyor, o zaman şirketin orada işi ne? Bu çok açık dostlar. Şirket aracılığı ile birilerinin cebine daha çok para girerken biz daha da yoksullaşıyoruz. Daha kolay işten çıkarılıyoruz. Daha önceleri Hacettepe Vakfı’na bağlı çalışan işçiler şirkete geçirildikten sonra maaşları çok büyük oranda düştü.
Şunu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Maaşımızı alamadığımız dönemlerde hepimizin içinde öfke ve bir şeyler yapma isteği oluyor. Maaşlarımızı aldığımızda ise sanki her şey kendiliğinden düzelmiş gibi geri adım atıyoruz. Ama bilmeliyiz ki yıllardır bu durum böyle ve biz bir şeyler yapmazsak böyle gitmeye de devam edecek. Maaşımızı düzenli alsak bile sorunlarımız bitmiş olmayacak. O yüzden birlikte hareket etmekten vazgeçmemeliyiz ve birbirimize güvenmeliyiz. Çünkü bizler ayrı ayrı ve birbirimize güvensiz olursak ellerimizdeki hakları gasp etmeleri kolaylaşır. Öyleyse birlik olmak için herkesi mücadelemize çağırıyoruz.
TAŞERONA HAYIR!
BİRLEŞEN İŞÇİLER YENİLMEZLER!
Brillant’da Saldırılar Durmuyor
Seri Cinayet Düzeninde Geçtiğimiz Ay
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...