Buradasınız
Brillant’da Saldırılar Durmuyor
Esenyurt’tan bir işçi
Selam dostlar. Bu mektubu yazmamın sebebini kısaca açıklamak istiyorum. Uzun zamandır Brillant’ta çalışıyorum. Maaşlarımız bazen 2-3 ay gecikiyor. Yemekler çok kalitesiz ve ayrıca çok az. Bu yemekler yüzünden çeşitli mide rahatsızlıklarına ve ülsere yakalanıyoruz. Fazla mesailer zorla dayatılıyor, hem de 16 saat. Zaten maaşları çok geç alıyoruz, bir de yönetim kafasına göre maaşlardan ve fazla mesai ücretlerinden kesintiler yapıyor. Takip edenlere ise “yanlışlık olmuş, daha sonra telafi ederiz” ya da “yanlış anlamışsın” diyorlar. Bunların yanı sıra işçiler sürekli hakarete uğruyor. Bu kadar haksızlığa ses çıkaran bir iki kişi olduğu zaman da soluğu kapıda alıyor.
Ama bıçak kemiğe dayanmış durumda. Son süreçte maaşların ödenmesi 3 ay gecikince işçiler “artık yeter” dediler ve 30 Temmuz gecesi B vardiyası işbaşı yapmadı. A vardiyası ise iş çıkışı B vardiyasına destek verdi ve bir anda kaynaşan işçiler işyerinin bahçesinde toplandılar. Hayatta buradan adam çıkmaz, kimse gelmez diyen işçiler bir araya gelmeye başladı. 700 işçinin toplanıp bir araya geldiğini gören müdürler ne yapacaklarını şaşırdılar. Fabrika müdürünün “maaşlar yatacak” sözü vermesi üzerine işçiler dağıldı ve söylenen günde maaşlar da yattı. Yani işçiler bir araya gelmenin ve güçlerini göstermenin mükâfatını hemen aldılar.
Fabrika yönetimi tam bir işçi düşmanı olduğunu hiç gizlemedi, hâlâ da gizlemiyor. İşçileri sefalete mahkûm ediyor. Oysa ben bu işyerine daha iyi bir iş bulma umudu ile gelmiştim, ama şimdi görüyorum da buradan da yüzlerce işçi arkadaş daha iyi bir iş bulma umudu ile işten çıkıyor. İşin garip tarafı buradan çıkan işçi arkadaşların büyük bir kısmı ya işsiz kalıyor, ya daha kötü bir işyerine gidiyor ya da geri dönüyor.
Ben de yıllarca kapı kapı dolaştım daha iyi bir iş için, ama yok. Neden? Çünkü patronlar piyasayı belirlemişler, hepsi daha ucuz olan işçiyi tercih ediyor, işsizliği körükleyen patronlar asgari ücretin bile altında çalışacak işçiler bulurken neden seni daha yüksek bir ücrete işe alsın? Bazı işyerlerinde, özellikle de sendikalı işyerlerinde maaşlar daha yüksek ve ikramiyeler var. Bunun sebebi ise daha önce bu işyerlerinde işçi kardeşlerimiz mücadele etmişler.
Ben Brillant’a girdiğimden beri en az 2000 işçi daha iyi bir iş bulurum umuduyla işten ayrıldı. Oysa bu kadar insan işten çıkmak yerine el ele verseydi ve hep birlikte koşullarımızın düzeltilmesi için çaba harcamış olsaydık eminim ki şimdi durumumuz çok daha iyi olurdu. Ücretlerimiz artar, gününde alırdık, ikramiyemiz olurdu, adam yerine bile konmayacak kişilerden azar işitmezdik.
Bu dağınıklığa son vermek için, yeni işyerleri aramak yerine bulunduğumuz yerleri düzeltmek için amaları bir tarafa bırakarak mücadele etmeliyiz. Yıllarca patronların yalanlarına kandık. Bu işçilerden adam olmaz, babana bile güvenme, her koyun kendi bacağından asılır, böyle gelmiş böyle gider, dünyayı tek sen mi kurtaracaksın, dedik durduk. Ama iş işten geçmiş değil. Ee ne yapacağız şimdi peki derseniz, önce işten ayrılmaktan vazgeçmeliyiz. İkincisi, UİD-DER’de neler yapılmalı konusunda çeşitli eğitimler veriliyor, bunlara katılmalıyız. İnsanca bir yaşam için haydi mücadeleye!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden 25 yıl geçti. Marmara depremi bu toprakların gördüğü en büyük felaketlerden biriydi. Deprem kuşağında olduğu bilinen Türkiye’de egemenler yine emekçilerin canını hiçe saymıştı. ‘99 depremine kadar irili...
- UİD-DER, 15-16 Haziran Genel Direnişinin 54. yılında adına yaraşır bir anma gerçekleştirmişti. Ben de o salonu dolduran ve yüreği mücadele için atan işçilerle aynı heyecanı yaşamıştım. Etkinlik sonrasında her yaştan UİD-DER’li işçilerin sohbetlerini...
- Bursa’da Gemlik Gübre Sanayi A.Ş’de çalışan 6 işçi DİSK’e bağlı Lastik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atıldı. Lastik-İş Sendikası, işverenin işçilerin sendikalı çalışma hakkına saldırarak işçi atmasını ve içeride baskıyı arttırmasını...
- Polonez işçileri Çatalca’da sürdürdükleri direnişlerinin 28. gününde şirketin Ataşehir’deki Genel Müdürlüğü önünde düzenledikleri eylemle taleplerini bir kez daha haykırdılar.
- Bizim için bu filmin bir anlamı da filmi göçmen bir işçi arkadaşımızla beraber izlememiz oldu. Arkadaşımız filmde yalın bir dille anlatılan gerçeklerin benzerlerini yaşadığını aktardı. Filmdeki bir sahne önemliydi. Filmin ana karakterlerinden biri...
- Zafer Açıkgözoğlu, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinde taşeron olarak çalışan 26 yaşında gencecik bir işçiydi. Henüz 1 aylık işçi olduğu hastanede altyapı eksikliği yüzünden patlayan kanalizasyonda temizlik yapması istendi. İtiraz...
- Geçenlerde işe giderken serviste yine hayat pahalılığından, geçinememekten sohbet açıldı. Bir arkadaşım Türkiye’de milyonlarca göçmen olduğunu söyleyerek şöyle dedi: “6 milyon Suriyeli varsa bu her gün 6 milyon ekmek çıkması anlamına gelir. Ya da 6...
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...