Buradasınız
Öğretmenler Odasında Kriz Var!
Kartal’dan bir öğretmen

Benim okulumda her gün ekonomik kriz üstüne sohbetler açılıyor. Bu yıl herkes daha fazla ek ders almaya başladı. Zamlar karşısında ücretimiz düşünce öğretmenler daha fazla ders almak için kendi branşları dışında da derslere girmek için okul idaresinden talepte bulundular. Ve bir kısmının bu talebi karşılandı. Sohbet ettiğim öğretmenlerin çoğu ek dersini arttırmak için okul idaresiyle konuştuğunu, bu krizde geçinmekte giderek daha fazla zorlandığını söyleyip durdu.
Okullar açılmadan önceki iki haftalık seminer dönemi boyunca her gün her vesileyle kötüye giden ekonominin hayatımızı nasıl zora soktuğunu konuştuk. Kimi eve artık arabayla gidip gelmediğini söyledi. Geçen yıl okul bahçesinde seminer döneminde 20 civarında araba dururken bu yıl yalnızca 6-7 araba vardı. Kimi günlük harcama miktarını düşürmek için alışverişlerde kendine sınırlama koyduğunu anlattı. Markete almak için gittiği ürünü tam alacakken “gerçekten çok mu lazım?” deyip almaktan vazgeçtiklerini, kredi kartı kullanmayı bıraktıklarını anlatıp durdular.
Bu sohbetleri açtığımız ilk günler AKP’ye oy veren arkadaşlarımız sohbete müdahil olup aslında krizin sebebinin fırsatçılar olduğunu ileri sürmüşlerdi. Birkaç defa farklı farklı arkadaşlarla konuşurken konu aynı yere geldi tabii. Ama bu sohbetlerde konu aynı yere bağlandığında, arkadaşlar ortaya sorular attıkça bu arkadaşlar da sohbetleri sabote etmek yerine dinlemeye başladılar. Sohbetlerin ilkinde herkes marketteki can yakan zamlardan, artan faturalardan bahsetmeye başlayınca AKP’ye oy veren arkadaşlardan biri biraz da azarlar gibi bu krizin suni bir kriz olduğunu anlamak gerektiğini, yumurtayla doların ne alakası olduğunu, fırsatçıların bunu yarattığını söyledi. İnsanların gerçek bir fikri yoksa sürekli tekrar edilen bir fikre, bir yalana inanmaları öyle kolay ki! Şunu sordum: “Ben anlamadım. Şimdi sorun yok, kriz yok, ekonomi yolunda gidiyor da fırsatçılar mı bizim hayatımızı alt üst ediyor? Tamam, anladım, tabii ki bu işin bir kısmında fırsatçılık yapanlar da var. Ama herkes mi fırsatçı? Bunu yapan kaç kişi var? Bunları yapanlar sanayiciler, patronlar, market sahipleri, tüccarlar değil mi? Niye buna müdahale eden yok? Kimse onlara müdahale etmeyecek mi? Bak BİM fiyatları arttırdı diye ceza verildi. Niye bu fırsatçılara da ceza verilmiyor?” Diğer arkadaşı onaylayanlar benim sorularıma cevap vermeye başladılar. “Doğru ya!”, “Madem fırsatçılar bu krizi yaratıyor, hükümet niye onları durdurmuyor?”, “Ne alakası var fırsatçılıkla? Basbayağı ekonomi doğru yönetilmiyor?” denmeye başlandı. Fırsatçılık mevzusunu açan arkadaşlar da artık başka bir şey demeden dinlemeye başladılar. Sonrasında da artık yine son zamanlarda neyi almaktan vazgeçtiklerini, uçup giden fiyatları konuşmaya devam ettiler.
Okulumuzda ekonomik krizin etkisini her yerde görmek mümkün. Öğlenleri kantinin öğretmenler için yaptığı yemekten yiyenlerin sayısı 25’ten 3-4 kişiye inmiş durumda. Nerdeyse tüm öğretmen arkadaşlarım artık evinden getirdiği yemeği yiyor. Hatta beş-altı kişi bir olup sırayla yemeklik şeyler getirip beraber yiyorlar. Bu da sohbetlerde daha samimi düşüncelerin paylaşılmasına yol açıyor. Hükümete oy veren arkadaşlarımız da ilk günlerdeki gibi bu sohbetleri kesmiyor, dinliyorlar. Aslında onlar da bir anlamda farklı düşüncelere daha açık hale gelmiş durumdalar. Bütün gün yandaş medyanın bombardımanına maruz kalan arkadaşlarımız biraz da bizlerin sohbetlerini dinleyerek, farklı bir bakış açısı ediniyorlar. Eğer sohbetlerde onları suçlayan bir dil kullanmış olsaydık ya bizimle tartışmak için fırsat kollayacak ya da bizim olduğumuz ortamda durmayacaklardı. Böyle dönemlerde sınıf kardeşlerimizi kazanmak için, onların düşüncelerini değiştirmek için onlara öfkeyle yaklaşmak yerine sabırlı davranıp, doğru sorular sorup, onları düşünmeye sevk edecek şekilde iletişim kurmalıyız. Sınıf kardeşlerimizi kazanmadan bizi ezenlere karşı güçlü olmamız mümkün değil.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...