Buradasınız
Örgütlenen İşçinin Değişimi
İzmir’den emekli bir işçi
Hepimiz çalıştığımız işlerde deneyim kazanırız zaman içerisinde. Bu deneyimlerin neticesinde çalıştığımız makineyi tanırız. Hatta o makinenin bir parçası gibi oluruz. Aslında kapitalist düzen altında biz işçiler makinenin bir parçasıyız. Hatta patronun gözünde bir cıvata kadar değerimiz bile yoktur. Makinenin bir cıvatası kırıldığında bir kılı eksilen domuz gibi üzülür patronlar. Çünkü o cıvataya para harcayacaktır. O makineyi satın alırken o cıvataya da para ödemişti. Peki, o makineye ödediği parayı nereden elde etmişti? Elbette çalıştırdığı işçilerin ürettiği artı-değerden gasp etmişti. Bir işçi uzuvlarından birini çalışırken kaybettiğinde ise o domuzların kılları bile kıpırdamaz. Uzuvlarından birini kaybeden işçiyi kapının önüne koyarlar. Kapıda sırada bekleyenlerden en sağlamını işe alırlar. Ezilerek yağı çıkartılıp posasını atar gibi atarlar işçiyi bu sömürücü efendiler.
Ancak çalıştığımız iş ne kadar zor ve zahmetli olsa da işimizi ve çalıştığımız makineyi, araç, gereç her ne ise zamanla alışır, severiz. Sevmemizin asıl nedeni karnımızı doyurabilmemiz ve evimizi geçindirebilmemizdir. Ayrıca çalışarak bir işe yaradığımız için mutlu oluruz. Bir başkasına muhtaç olmadığımız için gururla bakarız her şeye. Mesela çalışmaya başlayan ve para kazanan bir kadın işçinin kendisine güveni gelir. İş arkadaşlarımızla bir aile gibi oluruz. İlerleyen zaman içerisinde yaşadığımız sorunların aynı olduğunun farkına varırız. Fakat patronlar başta ücretlerimizin aynı olmaması için ince eleyip sık dokurlar. Bu nedenden dolayı aynı işi yaptığımız halde aldığımız ücretler farklı olduğu için birbirimize düşman etmeye çalışır patronlar bizi. Müdürler ve ustabaşıları bizim birlik olmamızı engellemek için her yolu denerler. Aslında birlik olmaya başladığımızda yaşadığımız tüm sorunların aynı olduğunun farkına varmaya başlarız. Yaşadığımız sorunların aynı olduğunun farkına varsak da başta neyi nasıl yapacağımızı bilemeyiz. Yıllardır sessiz sedasız bütün baskı ve zorluklara katlanmışızdır. Ancak birlik olmaya başladığımızda bütün sorunları bir çırpıda ortadan kaldırabilecekmişiz gibi aceleci davranırız. Aceleci davrandığımız için geri dönüşü zor hatalar yaparız.
İşte böyle dönemlerde bir biçimde aramızdaki sınıf bilincine sahip işçilerle tanıştığımızda algılarımız değişmeye başlar. Çalıştığımız işyerine sendikayı sokmak dâhil, en küçük bir sorunumuzu için birlikte çözmek bile örgütlü davranmanın ve sabırlı olmanın ne kadar önemli olduğunu kavramaya başlarız. Bize ayna tutan bilinçli işçi arkadaşlarımız gibi biz de örgütlülüğün önemini kavramaya başlarız. Böylesi bir sürecin ardından örgütlü bir işçi olmanın bizim için hayati bir öneme sahip olduğunun bilincine varırız. Artık baktığımız her şeye sınıfımızın gözünden bakmaya çalışırız. Mesela satın aldığımız bir tek sakıza bile baktığımızda o sakızı işçilerin ürettiğini görürüz. Yani bir tek sakızda bile işçilerin artı-değeri sağladığını ve patronların o artı-değere el koyduklarını görürüz.
Dolayısıyla patronlar sınıfının işçi sınıfını nasıl iliklerine dek sömürdüğünü görürüz. Patronlar sınıfının üstünde oturduğu servetlerin tamamının işçi sınıfının emeğinden geldiğini görürüz. İşte bu bilince vardığımızda sömürücü sınıf burjuvaziye karşı kinimiz ve nefretimiz bin kat artar. Bugün sınıf bilincinden uzak olan işçi kardeşlerimizin de bizim gibi örgütlü olduğunda kendi sınıfımızın bilincine sahip olacağını biliriz. Örgütlü bir işçi olduğumuzda bir işçi kardeşimizi daha örgütlü mücadelenin içine katmak için emek veririz. Bir zamanlar birileri bizim örgütlenmemiz için bize emek vermiştir. Biz de başka işçi kardeşlerimizin örgütlenmesi için emek veririz.
Kendi sınıfımızın tarihini, kapitalist sistemin ortaya çıkmasıyla birlikte, o sistemin mezar kazıcısı olan işçi sınıfının da tarih sahnesine çıktığını görürüz. Kendi ailemizden yedi kuşak geride kalanları öğrenir gibi sınıfımızın tarihini öğrenmeye başlarız. Bir kitabın sayfalarını dikkatlice okur gibi nasıl mücadeleler verildiğini, sınıfımızın tarihini zihnimize yazarız. Yani işçi sınıfı ve sömürücüler sınıfı burjuvazinin iki düşman sınıf olduğunu ve kavgamızın sürdüğünü mücadelenin içinde yaşayarak kavrarız.
İçinden geçtiğimiz bu karanlık günlerde bile birçok yerde grev ve direnişler sürüyor. Bugün sessiz sedasız çalışan işçiler de yarın bir gün bir şekilde örgütlü işçilerle temas ettiklerinde uyanmaya başlayacaklardır. Bugün devam eden grev ve direnişlerin birliğine ve beraberliğine saldırılar sürüyor. Patronların saldırılarına karşı örgütlü mücadeleye devam ediyoruz. Patronlar sınıfı, tarih boyunca işçi sınıfından çaldıklarını geri alacağımızdan korkuyor. Hırsız olmasalar bu denli korkmazlardı. Oysa bizler işçi sınıfı olarak aldığımız ücretin her kuruşunu alın teri dökerek hak ediyoruz ve bu yüzden de içimiz rahattır. Tüm baskı ve yarattıkları karanlıklara inat bu asalak sömürücülerin korktuklarını eninde sonunda başlarına getirecek olan örgütlü işçi sınıfıdır.
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....