Buradasınız
“Öyle Deme Yavrum!”
Kıraç’tan bir kadın işçi

Merhaba işçi arkadaşlarım, dostlarım. Hepimizin sorunları aynı, hayatta kalmak için çalışmaktan yorgun ve bitkin düşüyoruz. Patronlar en güzel yıllarımızı çürütüyorlar. Hangi sektör olursa olsun sorunlarımız ortak. Hiç ardı arkası kesilmeyen bir üretimin içindeyiz. Ben üretmeye, çalışmaya karşı değilim, sözüm yanlış anlaşılmasın, sonra iş beğenmiyor demesinler. Ben fabrikada çalışan bir kadın işçiyim. Bizim fabrikada kadınlar yoğun olarak çalışmakta. Benim çalıştığım bölümde yaşı büyük olan teyzelerle çalışıyorum. Fabrikadaki bütün bölümlerde yapılan işleri sayıyorlar. Ayşe teyze bin tane, Fatma teyze de dokuz yüz tane iş çıkarmış. Ben de genç olmamdan dolayı teyzelerin yaptığı işi daha hızlı yapıyorum.
Başımı işten kaldırdığımda teyzelere takılıyor gözlerim. Benim sayım çıksın diye kendilerini nasıl hırpalıyorlar. Evet, ben gencim hızlı çalışıyorum ve ben de bu teyzelerin yaşına geldiğimde aynı durumda olacağım. Arada bir teyzelere laf atıyorum: “Siz ne zaman gideceksiniz? Gidin de gençler gelsin.” Böyle deyince bir gülme tutuyor bizi. Başka bir abla da “canım onlar daha genç” diyor, karşılıklı gülüyoruz. Ben de son zamanlarda mitingleriyle ses getiren EYT’lileri örnek vererek kendisinin de EYT’li olduğunu söyledim. Hatta “nereden türedi bunlar?” diye fırça bile attılar, dedim. Teyze “yavrum öyle deme, devletimiz, hükümetimiz bize hiç yalan der mi? Elbet bir gün emekli olacağım” dedi. Ben de teyzeye “bir sürü insan var hepsi emekli olmayı bekliyor, bu insanlar yıllarca vergi ödemiş aynı senin, benim gibi. Bu hükümetin Cumhurbaşkanı emekli olamayanlara bunların hepsi türemiş dedi” dedim. Teyze de “ben utanıyorum. O zaman hep körü körüne bu hükümete oy vermişim gibi oluyorum. Gerçekleri duyunca utandım” dedi. Ona şöyle karşılık verdim: “Teyzeciğim sen neden utanıyorsun? Asıl seni kandıranlar utanmalı. Patronlar ve sırtlarını dayadıkları hükümet bizi türlü yalanlarla aldatıyorlar. Biz yalanlarına inandığımız için haklarımızı koruyamıyoruz. İşçiler olarak haklarımızı öğrenirsek, bu hakları korumak için birleşirsek o zaman bizi kandırmalarının önüne geçeriz, haklarımızı koruruz.”
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.