Buradasınız
Patron İşçilerin Su Hakkını Gasp Etti!
Sefaköy’den bir işçi

Size çalıştığım fabrikadan bir hikâye anlatmak istiyorum. Yaşlı kurt olan patron, yıllardır işçilerin sırtından ne kârlar elde ettiğini çok iyi biliyordu. Şimdi dünya ekonomisinde yaşanan küçülme nedeniyle daha az kâr etmeye başlamıştı. Ne yapacaktı şimdi acaba? Geceleri uyku girmiyordu gözlerine. “Ne yapmalı, işçilere verdiklerimin neresinden kıssam?” diye düşünüyordu. Kimi zaman müdürleriyle yan yana geliyor, hararetli tartışmalara giriyordu. Genel olarak işçiler örgütsüzdü ama yılların verdiği tecrübeyle biliyordu ki işçilerin ne yapacağı hiç belli olmazdı. Maaşlarını birazcık kısmayı düşündü ama daha sonra bundan vazgeçti. İşçilerin büyük bir çoğunluğu on yılı aşkın bir süredir bu fabrikada çalışıyordu. Şu kıdem tazminatları da olmasaydı ne iyi olurdu ama… “Dur bakalım hükümetimiz iyi çalışıyor bu konuda. Kaldırdı kaldıracak yani.” Böylece şimdilik işçi atmaktan da vazgeçti. Odasına çıkmış yalnız başına düşünüyordu: Hadi çalıştır saksıyı diyordu kendi kendine. Odanın içinde volta atıyordu. Sonra fabrikanın içini gezmeyi, işçilere göz atmayı düşündü. O, devasa makinelerin arasından geçerken işçiler harıl harıl çalışıyordu. Bir işçi güvenliksiz bir şekilde, yirmi metre yükseklikteki tavana doğru uzayan makinenin en uç noktasındaki vidalarını sıkmaya çalışıyordu. Bir an kendini işçinin yerine koydu; düştüğünü hayal etti. Sonra ödü bokuna karışmadan oradan uzaklaştı, gitti.
Yaz günü olduğu için sebilden başka bir yerde soğuk su yoktu. O gün aşırı sıcaklarda saatlerce ayakta çalışan iki işçinin ayakları hamur gibi olmuştu. İşçinin biri ayaklarının kendine gelmesi için sebilden soğuk suyu kullanmak istedi. Diğer arkadaşının yardımıyla bardakla ayaklarına su döktü. Soğuk su çok iyi gelmişti yorgun ayaklara. Tam o sırada bizim yaşlı kurt uzaktan, demir direklerin arasından orada neler olduğunu gördü. Beyninde biri hasar verici, diğeri onarıcı iki şimşek çaktı. Hasar verici olan ilk gördüğü anda suyun boşa aktığı ve yüreğinden bir şeyler koparıldığı düşüncesiydi. İkincisi ise matematiksel olarak kafasından geçendi: Günde yirmi damacana 4 liradan 80 lira, ayda 2400 lira, yılda 28 bin 800 lira… Anında kararını verdi ve içme suyu masrafından kurtulmak için hamlesini yaptı. Hemen işçilerin yanına gitti, onları büyük bir öfkeyle azarladı. Ardından kararlı bir şekilde fabrikada bundan sonra su verilmeyeceğini, herkesin kendi suyunu kendisinin getirmesini buyurdu. İşçiler boyunlarını eğip çaresiz patronun gitmesini beklediler. Patron gidip bu kararı müdürlere iletti ve fabrika genelinde bu olaydan sonra su verilmedi. Diğer işçiler de tüm öfkesini bu iki işçiden çıkarmaya başladı. Onların yüzünden artık kendi ceplerinden su alacaklardı. Patronun bu hakkı hangi cesaretle ellerinden aldığını hiç düşünmediler. O iki işçiye karşı bir araya geldiler ama fırsatçı ve açgözlü patrona karşı şimdilik birleşmediler. Ama patron doğru düşünmüştü: İşçilerin ne yapacağı belli olmazdı. Onun için işçiler sırasını bekliyor.
Yasak! İşçilere Düşünmek Yasak!
Maden Ocağında Bir İşçi Daha Katledildi!
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...