Buradasınız
Patronların Hizmetindeki Teknoloji Çalışma Süresini Uzattı
Kartal’dan bir kadın işçi
2012 yılında İngiltere’de Good Technology şirketinin 1000 kişiyle yaptırdığı bir ankete göre katılımcıların %93’ü ofisten ayrıldıktan sonra işle ilgili çalışmaya devam ediyor. Ofis dışında işe ayırdıkları süre bir haftada ortalama 3 saat 31 dakika. Ankete katılanların yarısı işleri yetiştirmek için, %20’si ise patronunu etkilemek istediği için işini eve götürdüğünü söylüyor. Ortalama bir İngiliz çalışanı sabah saat 06.51’de telefonlarını, %66’sı saat 07.00’dan önce e-postalarını kontrol ediyor. %65’i de uyumadan önce işle ilgili e-postalarının son kontrolünü yapıyor. Yine çalışanların %29’u yemek masasında, %16’sı akşam yemeğini yerken bu işleri yapıyor. %38’i de mobil e-posta olmadan işlerini yetiştirmenin imkânsız olduğunu düşünüyor.
Türkiye’de durum çok mu farklı? 2010 yılında iş ve insan kaynakları sitesi yenibiris.com sitesinin 12 bin 493 üyesiyle yaptığı bir anket çalışanların güne nasıl başladığını ortaya koyuyor. Ankete katılanların %61,7’si sabah uyandığında ilk önce işle ilgili e-postalarını kontrol ediyor, %32,2’si gazete okuyor. Katılımcılardan sadece %6,1’i “arkadaşlarla sohbet ederim” diyor. 2010 yılından bu yana birçok işyerinde aktif bir şekilde kullanılmaya başlanan Whatsapp’ı hesaba kattığımızda, böyle bir anket bugün tekrar yapılacak olsa kesinlikle çok daha vahim sonuçlar ortaya çıkardı!
Akıllı telefonların, tabletlerin ve bilgisayarların kullanımı sayesinde birçok işin her an her yerde yapılabilmesi olanaklı hale geldi. Dolayısıyla da işçilerin mesai saatleriyle sınırlı olan çalışma saatlerinin sınırları genişlemeye başladı. Teknoloji kullanımı yaygınlaştıkça, teknolojik araçlar geliştikçe artık birçok işin tüm boyutlarıyla işyeri sınırları içinde yapılma zorunluluğu ortadan kalkıyor. Eğitim, reklam, tanıtım, pazarlama, tasarım, bilgisayar, teknoloji, muhasebe, evrak kayıt, raporlama ve genellikle bilgisayar kullanılarak yapılan işlerde çalışan işçiler, nerede olursa olsunlar patronları, müşterileri ve işyerindeki ekip arkadaşları tarafından her an ulaşılabilir olmak zorunda kalıyor. İşyeri dışında her an işle ilgili sorunları ve çözümleri düşünmeye zorlanıyor. Son yıllarda özellikle özel okullarda çalışan öğretmenlerin, yaz tatillerinde bile öğrencilerinin sosyal medya üzerinden ödevlerini kontrol etmeleri, yaz boyunca tek tek öğrencilerini yaşam koçu gibi motive etmek zorunda kalmaları işe devam etme kriteri olabiliyor.
Teknoloji geliştikçe çalışana işyeri dışında dinlenmek yok, kendi gündelik sorunlarını düşünmeye fırsat yok! Patronlar istiyor ki işçiler işle yatıp işle kalksınlar, işten başka bir şey düşünmesinler. Patronlar, işçilerin otobüste, metroda, kafede, evde, dostlar arasında geçirdiği zamanından da yararlanmak istiyor. Teknoloji geliştikçe patronlar daha az işçiye yapabileceğinden daha fazla iş yükü bindiriyor. İşçiler, bu işleri kotarmak için işyeri dışında mesai ücreti bile almadan aynı tempoyla çalışmaya devam ettikçe de bu iş yükünden kurtulamıyorlar.
Peki, teknolojiden kaynaklı yaşadığımız sorunlar için teknolojiyi mi suçlamamız, teknolojinin olmadığı bir dünya düşünmemiz mi gerekir? Tabii ki asıl suç daha fazla kâr için daha az işçiyle daha fazla iş yapmak isteyen patronlar sınıfında. Demek ki sorun teknolojide değil, sorun bizim örgütsüz olmamızda! Teknolojinin insanların refahı için kullanılabilmesinin tek yolu patronlar sınıfının tekelinden çıkmasıdır. Bunu başarabilecek tek güç ise örgütlü işçi sınıfıdır.
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...